Home page
Haber Menüsü


KDV indirimi tartışması alevlendi
Maliye Bakanı Oral’ın 2002’ye kadar olan dönemde KDV oranlarında indirime gidilebileceğini söylemesiyle tartışma hız kazanacak. İş dünyasının yaygın talebine rağmen, ekonomi yazarları ve uzmanların çoğu oranlarda indirime karşı...
İstanbul
CNBC-E
31 Ekim— Maliye Bakanı Sümer Oral’ın, Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarında 2002’ye kadar olan sürede değişikliğe gidileceği yolundaki sözleri bu konudaki tartışmalara hız kazandıracak.

   
 
       
   
MSNBC News TOBB, KDV indiriminde ısrarlı
MSNBC News Oral: KDV indirimi 2002'ye yansımayacak
MSNBC News Oral'dan KDV indirimine yeşil ışık
MSNBC News TÜSİAD vergi indirimi istedi
MSNBC News Sivil İnisiyatiften hükümete uyarı
MSNBC News Çağlayan: Vergi indirimi piyasayı canlandıracak
MSNBC News KDV indirimi tartışması büyüyor
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Oral, konunun Liderler Zirvesinde bir iki gün içinde görüşülebileceğini ancak KDV indirimi ile ilgili olarak somutlaşmış bir kararın olmadığını ifade etti. Oral, yapılacak düzenlemelerin 2002’ye yansımayacağını da söyledi.
       KDV oranlarında geçici bir süre için indirime gidilmesi, özel sektörün birkaç aydır dile getirdiği bir istekti.
       TÜSİAD, dün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine dağıttığı kamu maliyesi politikasına yönelik öneriler içeren raporda da, tüm KDV oranlarının yüzde 25 oranında düşürülmesini istedi. Kurumlar ve Gelir Vergisi Kanunu çerçevesinde alınan geçici vergi oranlarında da yüzde 5’lik indirim yapılması talep edildi.
       Hafta başında toplanan beş sivil toplum kuruluşundan oluşan Sivil İnisiyatif Grubu, KDV oranlarının indirilerek, talep yetersizliğinin giderilmesini istemişti. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, geçen hafta ekonomi bürokratları ve bakanlarla yaptığı reel sektör zirvesinin çıkışında da, KDV indirimini talebini dile getirdiğini ifade etmişti.
       
SATILMAYAN MALIN KDV’Sİ OLMAZ
       Hafta sonu Şanlıurfa’da basınla biraraya gelen Koç Holding Tüketim Grubu Başkanı Cengiz Solakoğlu, talebin gerekçesini, “Satılmayan malın KDV’si olmaz” sözleriyle açıklamıştı. Solakoğlu, Nisan ayında parlamenterlere mektup yazarak dile getirdiği “KDV insin” Tartışmasının yeniden gündeme gelmesinden memnun olduğunu belirterek, yüzde 8’den yüzde 40’a uzanan farklı oranların piyasaların durmasında en önemli sebep olduğunu ifade etti.
       Solakoğlu, “Benim önerim şok bir biçimde kısa süreli bir indirime gitsinler. Bütün oranların yarı yarıya indirsinler” diye konuştu.
       Birçok sektörün temsilcisi de KDV oranlarının indirilmesi talebiyle Maliye Bakanlığı’na başvurmuştu. Önce otomotivciler, otomobillerde uygulanan KDV oranlarında indirim istedi. Küçük el aletleri üreticileri de halen yüzde 26 olan KDV’nin düşürülmesi talebinde bulundu. Tekstil ve konfeksiyon ile turizm sektörleri de indirimli KDV grubuna alınmaları için başvurdu. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları da, yüzde 18 olan KDV’nin yüzde 1’e indirilmesini istemişti.
       
İKİ AYIN MALİYETİ 200 TRİLYON LİRA

       Peki KDV’de indirimin kamu maliyesine maliyeti ne? Ekonomi yönetimini düşündüren de bu sorunun yanıtı... KDV oranlarında 1 puanlık indirim 2002 yılında yaklaşık 1 katrilyon liralık gelir kaybına yol açacak. Oranlarda sadece Kasım ve Aralık aylarına yönelik 1 puanlık indirimin götürüsü ise 150-200 trilyon lira olarak hesaplanıyor.
       Ekonomi bürokratlarından sızan haberlere göre, KDV indirimi konusu IMF yetkililerine götürüldü. Yapılan değerlendirmede Fon yetkililerinin “Buradan kaybettiğiniz geliri, koyabilirseniz vergi indirimine gidebilirsiniz” diye görüş bildirdiği belirtiliyor. Bürokratlar, oranlarda uzun süreli indirimden doğacak kaybı telafi etmenin mümkün olmayacağını, bu nedenle oranlarda en fazla 2 aylık indirime sıcak bakılabileceğini ifade ediyorlar.
       
VERGİ GELİRİNİN ÜÇTE BİRİ KDV
       Rakamlar da bu görüşü doğruluyor. Vergi gelirlerinin tamamını iç borç geri ödemelerine ayıran, gelir sıkıntısı içindeki hükümetin, tahsili kolay olduğu için Meliye’nin gözbebeği niteliğindemi böyle bir vergi gelirinden uzun süreli vazgeçmesi beklenmiyor.
       2001 yılında 12.1 katrilyon lira olarak hedeflenen KDV geliri 2002 bütçe taslağında 19.5 katrilyon lira olarak öngörüldü. 2002 yılı bütçesinde hedeflenen toplam vergi geliri 57.9 katrilyon liranın üçte biri olan 19.5 katrilyon liranın KDV’den gelmesi bekleniyor. Yani, toplam verginin üçte biri KDV’den elde edilecek.
       Anlaşılacağı gibi KDV kamunun en önemli vergi gelirinin başında geliyor. KDV’nin bütçe geliri içindeki payı 2001’de yüzde 31.5 olarak, 2002’de ise yüzde 33.5 olarak hesaplanıyor.
       
Uzmanlar ne diyor?
       KDV indirimi tartışmasında, ekonomistlerin ve vergi uzmanlarının görüşlerini geçen haftadan bu yana gazetelerde yer alan köşe yazılarından yaptığımız özetlerle derledik:
       
İNDİRMEK DEĞİL, YÜKSELTMEK GEREKLİ
       Güngör Uras: Gerçekçi olalım. KDV oranları indirilemez. KDV oranlarını şu dönemde indirmek değil yükseltmek gerekir. KDV’yi ya biz, yani Türk halkı ödeyecek... Ya da KDV düşürülecek ve aradaki farkı Almanya’da oturan Bay Gunter veya ABD’de oturan Bay Smith veya İngiltere’de oturan Bay John ödeyecek. KDV oranları yarıya inerse...
       2002 yılında hükümet 19 katrilyon lira KDV tahsil edecek yerde 10 katrilyon KDV tahsil edecektir. Bu durumda bütçe açığı 29 katrilyon liradan 39 katrilyon liraya yükselecektir. Bu durumda 29 katrilyon lira açığı kapatmak için IMF’den para dilenen Türkiye’nin yalvarmaları, gözyaşları artacaktır. Bu durumda Türk halkının ödemediği KDV’leri ödemek Bay Gunter’e, Bay Smith’e, Bay John’a düşecektir... Olur mu böyle şey?..
       
BAŞARI ORTA VE UZUN VADEDE
       TÜRMOB Başkanı Mustafa Özyürek: Her bütçe döneminde benzer talepler gündeme gelirdi. Ancak bu kez KDV oranlarına karşı kamuoyunda oluşan tepkinin kolay kolay dinmeyeceği anlaşılıyor. KDV yasası yürürlüğe girdiğinde (1985) oran yüzde 10 idi. Şimdi genel oran yüzde 18, lüks mallarda (buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü gibi mallar da lüks sayılıyor) yüzde 26.
       Biz, vergi oranları makul düzeye indirilirse, vergiye karşı direncin azalacağını, faturasız - fişsiz alışverişin miktarının düşeceğini, hayali ihracatın önüne geçileceğini hep savunduk. KDV ve ATV’de yapılacak indirimler kısa dönemde toplam vergilerde düşüşe yol açar. Ancak orta ve uzun vadede vergi hasılatı eskisinden fazla olur.
       Kısa sürede ortaya çıkacak vergi kaybını, kamu harcamalarında yapılacak tasarruflardan ve vergi denetimini yaygınlaştırarak vergi kaçağı önlenerek karşılanabilir. Vasıtalı vergi oranlarını düşürerek ekonomiye bir canlılık getirilmezse, gelecek yıl vergi ödeyecek mükellef bulunamaz.
       
YANLIŞ HESAP BAĞDAT’TAN DÖNER
       Prof. Dr. Hurşit Güneş: Geçici düşüş savı, tüketicilerin vergiler tekrar yükselmeden hemen satın almaya başlaması ve durgunluğun önünün açılması mantığına dayanıyor. Burada büyük özen gerekiyor, çünkü bu talebin uzun süre karşılanmaması tüketimi büsbütün kilitleyebilir. Ve ne yazıktır ki, artık beklenti ortalığa dökülmüştür, tüketim de olumsuz etkilenmektedir!
       Unutmayalım; harcama savurganlığı kadar vergiden vazgeçmek de bir çeşit popülizmdir. Yine de belirtelim; sorun vergi oranlarının yüksekliğinde değil, güvenin sağlanamamasındadır. Oranlar iner, tüketim artmazsa vergi geliri daha da düşer ve işte o zaman işler büsbütün sarpa sarar. Ekonomi yönetimini uyarmakta yarar var.
       
DÜNYADA DÜŞERKEN BİZDE ARTIYOR
       Şükrü Kızılot: Şu anda KDV’de temel oran yüzde 18. Bu oran lüks mallarda yüzde 26 olarak uygulanıyor. Mükelleflerin büyük bir kısmı, KDV oranının yüzde 10 veya yüzde 5 civarında olması gerektiği görüşünde. Her ne kadar belli bir oran üzerinde yoğun mükellef kitlesinin tercihi yoksa da, yüzde 44’lük önemli bir kısım yüzde 10, yüzde 42’lik bölüm de yüzde 5 olmasını istiyor.
       Yani mükelleflerin yüzde 86’sı KDV oranının yüzde 5 ile yüzde 10 olması gerektiğini belirtmiş. Yüzde 10’luk bir mükellef kitlesi ise, günden güne artırılan KDV oranlarının yakın zamana kadar Türkiye’de uygulanan oran olan yüzde 15 oranına razı olduklarını işaret ediyor.
       
GELİR VERGİSİ’NDEN KAÇAN KDV ÖDÜYOR
       Prof. Dr. Asaf Savaş Akat: Gelir vergisinden kaçmak mümkün. Ama dolaylı vergilerden kaçmak çoğu kere olanaksız. Örneğin petrol her tür mal ve hizmetin üretiminde önemli bir girdi. Dolayısı ile petrol vergisinden hiç kimse kurtulamıyor. Aynı şekilde, otomotiv, dayanıklı tüketim mallarda büyük firmaların hakimiyeti var. Bunlar KDV’yi ödüyorlar. İthalatta KDV gümrüklerde tahsil ediliyor. Neticede devlet çatır çatır dolaylı vergileri topluyor. Herkes ödüyor.
       O arada devlet işin kolayını da bulmuş. KDV pazarlığı yapılarak dolaylı vergi kaçıran sektörlerin varlığı biliniyor. Buna karşılık, otomotif ve dayanıklı tüketim malları gibi KDV kaçıramayan sektörlerde oranlar daha yüksek tutuluyor. Sonuçta büyük bir haksızlık ortaya çıkıyor. Gelir vergisinden kaçamayanlar başkaları kaçtığı için yüksek tutulan KDV’yi ve petrol vergisini de ödüyor. Kaçıranlara ise sadece dolaylı vergilerin yükü biniyor.
       Talep edilmesi gereken vergi kaçağının engellenmesi buna karşılık vergi oranlarının düşürülmesidir. Ekonomide en az hasara yol açarak vergi gelirlerini arttırmanın akılcı yolu budur.
       
DURULMASI GEREKEN YERİ BİLELİM
       Mahfi Eğilmez: KDV indirimi önemli bir adım ama tek başına ekonomiyi büyütmek için yeterli olamaz. Türkiye’nin bugün bir numaralı sorunu ekonominin yeniden büyüme çizgisine oturtulmasıdır. KDV oranları ilk 6 ay için yüzde 5’e indirilmeli, sonraki 6 ayda yüzde 10 olarak uygulanmalı ve bir yılın sonundan başlayarak yüzde 15 olarak devam ettirilmelidir.
       Bugün artık bir tek önceliğimiz var: Büyümeye geri dönmek. Ne var ki KDV ile başlayan vergi oranı indirim isteminin bütün vergilere doğru yayılması işin tadını kaçırabilir. Durulması gereken yeri iyi belirlemekte yarar var.
       
VERGİ İNDİRİMİ SORUNLARI BÜYÜTÜR
       Prof. Dr. Deniz Gökçe: Şimdi bugün medya KDV indirimi gerekli diye feryat etmektedir. Ekonomi politikasını hepsi batık medya patronlarının dikte etmesi komik bir durumdur. Kendi şirketini yönetemeyenlerin toplumu yönetmeye soyunması gerçekten komiktir. KDV indiriminde arzu edilen şey tüketimin artışını sağlamak, bunun ek üretimi teşvik etmesi, üretim esnasında geliri harcama çarkının işlemesidir. Şimdi önümüzdeki gerçek dünya otomotiv örneğinde KDV indirimi bir sonuç sağlamamıştır.
       Kaldı ki, bir diğer sorunumuz da var. Ülkenin bütçesi ‘yırtık don’ gibidir, perişandır. Dünya rekoru bütçe açıklarına sahibiz. Ayrıca iç borç stokumuz da büyüktür. Bunun döndürülmesi için savaş verilmektedir. Bunları becerelim diye bize ikinci yıldır milyarlarca dolar yardım yapılmaktadır. Durum bu iken ilk turda vergi gelirini önemli ölçüde azaltacak olan yaygın bir KDV indirimi yapılırsa ve hem harcama artmaz, hem de bütçe açığı daha artarsa, borçlanma sorunu daha büyürse ne olacaktır?
       Ülkemizde yapılması gereken, bugün acı reçetenin içilmesi, yarın ekonomi rayına oturulunca da ağır vergi yükünün hafifletilmesidir. Şu anda yaygın vergi indirimi minimum canlanma ve maksimal vergi hasılatı düşüşü getirerek sorunları büyütmüş olacaktır.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları