Home page

Haber Menüsü


Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
 
Futbolda şiddetin kökenleri
 
Futbolda şiddetin ne yakıcı bir sorun olduğunun henüz farkına varabilmiş değiliz. Yitirdiğimiz yaşamlar, sadece birkaç gün bizi sorun üzerinde düşünmeye sevk ediyor.
 
Tuğrul AKŞAR
NTV-MSNBC
 
16 Şubat 2004—  Olayın sıcaklığını çok çabuk yitiriyor ve kısa süre içinde unutuyoruz. İnsan belleğinin unutma özrü olduğu bilinen bir gerçek ama, insan yaşamına endeksli bu sorun karşısında sergilediğimiz toplumsal duyarsızlık ve umursamazlık, ciddi bir sorgulamayı da beraberinde getirmektedir.

   
 
       
    MSNBC News Futbolda diziliş ve sistemler üzerine (Teori ve Pratik) -1-
MSNBC News Galatasaray ve Manchester United örneği!
MSNBC News ''Zulümpiyat Stadı!''
MSNBC News Lorant'ın gönderilmesi sorunu çözer mi?
MSNBC News Fatih Terim'e Neler Oluyor?
MSNBC News Tuğrul Akşar'ın tüm yazıları
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Daha geçen hafta İzmir’de Karşıyaka-Göztepe futbol maçında, iki kulübün taraftarları arasında yaşanılan ve onlarca insanın yaralanmasına neden olan bu şiddet olayları neden durmamaktadır? Bu tür şiddet gösterilerinin kökenlerinde neler bulunmaktadır? Bu tür eylemler, organize bir hareket midir? Olayın toplumsal ve siyasal yönleri bulunmakta mıdır? Kısacası, daha bir çok soruyu sormak mümkün olmakla birlikte; sorulara yanıt ve çözüm bulmakta zorlanmaktayız.
       Orta yerde duran bu sorunun çözümüne ne ölçüde toplumsal ilgi ve duyarlılık gösteriyoruz? Şiddet kapımızda olmasına karşın, ne yazık ki biz ona dur diyememekteyiz ve sükunetle şiddetin kapımızı çalmasını beklemekteyiz. Önümüzde ciddi bir tehlike olarak duran bu sorunun çözümü için, önce onu doğuran temel nedenler üzerinde kısaca durmak gerekmektedir.
       Anımsanacağı üzere; futbolda ülkemizin başına gelen en büyük şiddet felaketi, 1967 yılının Eylül ayında, Kayserispor ile Sivasspor arasında oynanan İkinci Lig karşılaşmasında yaşanmıştı.
       İki takımın taraftarları arasında çıkan çıkan arbedede 48 kişi ölmüş, 600 kişi de yaralanmış, stadın tribünleri yakılıp yıkılmıştı. Dış dünyada yaşanılan en dramatik olay ise, 1985 yılında Brüksel’in Heysel Stadı’nda gerçekleşmiş; Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalini oynayan Liverpool ile Juventus arasındaki maçta, Liverpool’un saldırgan taraftarlarının çıkardıkları olayda 50 den fazla insan ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.
       
       Saldırganlık ve Şiddetin Kaynakları
       
Toplumların hızlı değişim zamanlarında ortaya çıkan ve giderek kuralsızlığa dönüşen bireysel ve toplumsal kargaşa durumu, saldırgan davranışların ve şiddet eylemlerinin kaynağıdır. Saldırganlık davranışının eyleme dönüşmesi sürecinde kullanılan bir yöntem ve araç olarak karşımıza çıkan şiddetin, çok çeşitli toplumsal ve ekonomik nedenleri olabilir.
       Sporda saldırganlık ve şiddete baktığımızda ise: Sporun tüm dallarında ve de en çok futbolda, insanın kendisiyle ve başkalarıyla savaşımına tanık oluruz. “Sporda amaç, doğal ve evrensel olan saldırganlık içgüdüsünü yüceltmek, ‘daha güçlüye, hızlıya, yükseğe ulaşmak’ için savaşmaktır. (Prof.Dr. Özcan Köknel, Bireysel ve toplumsal şiddet, sh.233, , Altın Kitaplar, 2.basım İst.,2000)
       Saldırganlık içgüdüsel olduğu kadar, sonradan öğrenilebilir ve yönlendirilebilir bir nitelik de taşır. Bu anlamda, içgüdüsel olarak başlangıçta ortaya çıkan saldırganlığın, süreç içinde yönlendirilebilir bir hale dönüşmesi, spor karşılaşmalarında, özellikle de futbolda büyük bir öneme sahiptir.
       Ülkemizde çarpık kentleşme ve gelir dağılımındaki dengesizliğin giderek artması; ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak kültürel bir çöküntü ve yozlaşmaya neden olmuştur. Bu olumsuzlukların yol açtığı bireysel anomi, bu alt kültürü oluşturan kitlelerde büyük bir öfke birikimine sebep olmaktadır. “…Bu kitleler de öfke birikimlerini ifade edebilecekleri en uygun ortam olarak spor alanları ve futbol maçlarını görmektedirler.”(Mahmut Sert, 10.11.2003 tarihinde NTV’de yapılan söyleşiden)
       
       Futbolda Şiddet Kültürünün İçsel Bir Olgu Haline Gelmesinde Medyanın Rolü
       
Şiddetin futbolda sürekli var olmasının bazı iç dinamikleri bulunmaktadır. Şiddet bir sonuçtur. O halde bu sonuca yol açan nedenleri iyi incelemek zorundayız. Futbolu bugün sadece basit bir spor dalı gibi göremeyeceğimizi, yine bu sütunlarda yazmış olduğum Futbol A.Ş.’de uzun uzun anlatmış ve dünya genelinde beş yüz milyar dolara ulaşan devasa bir pastanın varlığından bahsetmiştim. Bu denli yüksek bir gelirin paylaşımının olduğu bir yerde savaşım da olacaktır şüphesiz.
       Bugün futbolun bir gösteri endüstrisine dönüşmesi, kendi siyasal iktidarını da yaratmaktadır. Bu siyasal iktidarı paylaşanların, futbolun yığınsallığından yararlanmak ve onu kendi dümen sularına çekmek için gösterdikleri çaba ve harcadıkları her tür enerji ve tahrik, futbol izleyicisindeki içgüdüsel saldırganlık davranışının harekete geçirilmesini sağlayan temel içsel dinamiklerden en önemlisidir.
       Bu içsel dinamiği harekete geçiren en önemli araç ta medyadır. Futbolda şiddetin özellikle, bu sektörde pastanın giderek büyümeye başladığı 1990’lı yılların başından itibaren, yönlendirilebilir içsel bir olgu haline gelmesi; kitlelerin, bu tehlikeyi görmelerinin önünde bir perde görevi görmektedir. Bugün yeni futbol ekonomisinde, altyapıda dev bir tekelleşme; üstyapıda, yani iktidarda ise yönetim ve denetimi elinde tutan oligarşik bir yapılanma mevcuttur.
       “Futbol iktidarının oluşumunda kitle iletişim araçlarının çok önemli işlevleri bulunmaktadır. Bu iktidarı paylaşanlar, futbolun kitleler tarafından-uygulanmasından çok, konuşularak kendi iktidarlarının yeniden üretilmesini, birbirleriyle girdikleri sıkı ilişkilerle sağlamaya çalışırlar…kitle iletişim araçlarının gelişmişliği, herhangi bir izlencenin izleyicilerini toplu olarak avucunda tutabilir.
       Bugünün koşullarında bir futbol maçını, stadyumda en fazla iki yüz bin kişi- Brezilya’da Maracana’da- izleyebilir; oysa aynı maç, televizyondan milyarlarca insana izlettirilebilir; yine milyonlarca insan yazılı basından aynı maç hakkında bilgi sahibi olabilir. Hangi araç kullanılırsa kullanılsın, hedef kitle bu alanın iktidar odaklarının etkisi altına girmektedir.”(Mahmut Sert, Gol Atan Galip-Futbola Sosyolojik Bir Bakış, Sh. 132-133, Bağlam yayınları, İst.,2000)
       Kısacası, yeni futbol ekonomisinde gelirin paylaşımı ve nüfuz alanının daha da arttırılabilmesinin yolu, medya aracılığıyla daha büyük kitlelere ulaşmaktan geçmektedir. Bu amaca ulaşmada kullanılan yöntem ise ilginin her zaman en üst seviyede olmasını sağlayacak, rating mücadelesinden geçmektedir. Bu amaçla, TV’lerde spor programları, basında köşe yazıları ve futbol haberleri, her zaman rutin olmayan şeyleri ön plana çıkartarak; bir yandan bu tür olayların önüne geçilmesi şeklinde göstermelik bir popülist yaklaşım sergilerken; diğer yandan da taraftarın, futbolcu, yönetici, federasyon ve hakemle karşı karşıya gelmesini sağlayacak ve daima ateşi yüksek tutacak, yorum ve haberlerle, konuyu sürekli tekrarlayarak, sıcak tutmaya çalışır. “Yapılan maç eleştirilerinin ve yorumlarının genellikle tribündeki taraftarın bakış açısından, özellikle kullanılan dil bağlamında yapılması”(Mahmut Sert, a.g.e., Sh.136) futbolda atmosferin giderek daha da arttırılmasına yol açmaktadır. Bütün şiddet unsurlarının artmasında, kışkırtılmasında medyanın rolü olduğunu görmekteyiz. Olayların defalarca gazetelerde yazılması, televizyonlarda konuşulması, maç sonralarında her türlü pozisyonla birlikte bu şiddet olaylarının, sözde şiddeti önleme bahanesiyle yayımlanması, şiddete çanak tutan en önemli faktörlerden birisidir.
       Ülkemizde İstanbul kentinin üç takımı Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe, Türkiye geneline yayılmış taraftar profilleriyle ve bunlar üzerindeki etkinlikleriyle futbolun iktidarını paylaşmaktadırlar.(Mahmut Sert, a.g.e.,sh.149)
       
       Ülkemizde Görülmeyen Bir başka Neden -Irkçılık
       
Futbolda ülkemizde ortaya çıkan saldırganlık ve şiddetin sebeplerinin, diğer ülkelerden farklılıklar taşıdığını görmekteyiz. Örneğin ülkemizde hiç karşılaşmadığımız, ancak özellikle Avrupa’da yoğun olarak karşılaşılan faktörlerden birisi “ırkçılık”tır. İngiltere’de, Belçika’da, İtalya’da, İspanya’da, Macaristan’da, Sırbistan ve Slovakya’da futbol dünyasının yakından tanıdığı futbol kulüplerinin ırkçı taraftarlarınca oluşturulan organize şiddet örgütlerinin olduğunu belirtelim.(Bu konu üzerinde ileride bir başka yazımızda detaylıca durulacaktır.)
       Futbolun beşiği İngiltere, aynı zamanda futbol serseriliğinin de beşiğidir. İngiltere’de “hooliganizm”in merkezi Liverpool, işsizliğin ve yoksulluğun da yoğun olduğu bir kent… 1985 yılında Brüksel’in Heysel Stadyumu’nda, sarhoş ve saldırgan Liverpool’lu holiganlar onlarca insanın ölümüne neden olmuşlardır. (Serhat Hürkan, Yıkılmayan İmparatorluk Futbol, sh. 105, Ümit yay., Ank. 2000)
       
       Ülkemizde Taraftar Oluşumları
       
Ülkemizde başta üç büyükler olmak üzere tüm kulüplerin taraftarlarınca oluşturulmuş, sivil kitle örgütleri adında çeşitli taraftar oluşumları mevcuttur. Bu oluşumlar esas itibariyle, maçlarda taraftarı olunan takımın desteklenmesi ve motive edilmesi gibi masumane amaçlarla yola çıkmışken; örgüt içi ve dışı sabotajların etkisiyle bugün farklı mecralara sürüklenmeye çalışılmışlardır. Oysa bu tür demokratik kitle örgütleri, bugün tribündeki terörün önlenmesinde istenilirse ciddi uygulamalar içine girerek, olası kötü sonuçların önüne geçebilme yeteneğine sahiptirler. Çoğu futbol maçlarında, tribünlerde başlayan saldırganlık ve şiddet olaylarının bazen, belirli bir çekirdek grup tarafından yönlendirildiğini de dikkate alındığında bu oluşumlara önemli görevler düşmektedir.
       
       Sonuçta;
       
Futbolda saldırganlık ve şiddetin çeşitli toplumsal, siyasi ve ekonomik nedenleri bulunmaktadır. Bunun dışında karşılaşılan çeşitli şiddet ve saldırganlık olayları aslında münferit olaylardır. Futbolun giderek endüstriyel bir sektöre dönüşmesi, oluşan gelirin paylaşımında ciddi savaşımlar gerektirmektedir. Bugün futbol iktidarına ortak olanlar, yeni futbol ekonomisindeki paylarını arttırabilmek için daha geniş kitlelerin ilgisini çekmek ve bu ilgiyi artan düzeyde korumak durumundadırlar. Bunun için futbolun büyülü atmosferini, kitle iletişim araçlarını kullanarak daha da gerginleştirip, kışkırtmaya çalışan bu anlayışın önüne geçmenin çok da kolay olmadığı görülmektedir. Futbolda şiddet bugün içsel bir olgu haline gelmiştir. Şiddet ve saldırganlık bugün organize bir hal almıştır. Şiddetin önlenmesinde toplumsal gereklerin yerine getirilmesi sorunun çözümünde gerekli olmakla birlikte yeterli değildir.
       
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları