| | | | Bu konuda önce bazı saptamalarda bulunmak istiyoruz.
Türkiye son 15 yılda turizm alanında, başka ülkelere örnek gösterilen önemli başarılar elde etti. Bu başarıda kısa sürede edinilmiş deneyim ve birikimin yanı sıra sahip olunan olanakların da önemli bir payı vardır.
Türkiye Dünya Turizm Örgütü (WTO)’nun ‘Case Study’ olarak başka ülkelere örnek gösterdiği turizmdeki bu başarı ve gelişmeyi nasıl elde ettiğini herkesin çok iyi inceleyip değerlendirmesi gerekir.
GELİŞMENİN DAYANAKLARI
Bu gelişmede, havayolu taşımacılığında sahip olunan ulusal bayraklı havayolu filosu, konaklamada yerli işletme zincir ve firmaların varlığı ve yurtdışında oluşturulan pazarlama sisteminin büyük rolü vardır.
Turizm sektörünün üç sacayağı olarak tanımlanan bu alanlarda esas gücün yeril firmaların elinde olması ve burada ulusal nitelikli bir yapı olması özel bir önem taşıyor.
Bunu daha iyi anlayabilmek için , Türkiye’yi en güçlü rakibi konumunda olan İspanya, Yunanistan, Tunus ve Mısır ile karşılaştırmak gerekir.
DEV RAKİPLERİN YAPAMADIĞI
Bu karşılaştırmada görüyoruz ki, Türkiye’den 30 yıl önce uluslar arası pazarı çıkmış ve şu anda Türkiye’nin rakibi olan Yunanistan ve İspanya’da tesislerin büyük bölümü uluslar arası zincirler eliyle işletilir, İspanya’ya gelen turistleri başka ülkelerin charter uçakları taşır, pazarlama tümüyle Alman ve İngiliz tur operatörlerinin elindedir. Öyle ki bu ülkelere giden turistleri gezdiren rehberlerin bile büyük bölümü yabancıdır.
Türkiye’de ise şu anda yalnız Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgeli olan 3 bini aşkın tesisin büyük çoğunluğunu yerli firmalar işletmektedir. Aynı şekilde Türkiye’ye gelen turistlerin yarısından fazlasını THY ve ulusal bayraklı diğer özel sektör havayolu şirketleri taşımaktadır. Pazarlama da , Almanya, İngiltere, Fransa ve Rusya’da büyük oranda Türkiye’den yurtdışına giden ve buralarda tur operatörlüğü yapan firmalar tarafından gerçekleştiriliyor. Öte yandan herkesin kabul ettiği dünyanın en iyi rehberlik hizmetinin verildiği Türkiye’de rehberlerin tümü kendi yurttaşımızdır. Bu arada yine turizmin unsurları olan alışveriş, eğlence, yeme içme hizmetleri vb gibi diğer birimler de tümüyle yerlidir.
‘AKTÖR’ MÜ ‘FİGÜRAN’ MI?
Turizmde bunlar her biri kendi başına önemli birer alandır. Türkiye’nin rakibi olan İspanya ve Yunanistan’ın yanı sıra Tunus ve Mısır’da da bu birimlerin büyük bölümü yabancıların elindedir.
Şimdi Türkiye’de tek tek firmalar ve sektörün bütünü, kendisine yönelecek işbirliği ve partnerlik önerilerini , bu üç noktadaki olanakları dikkate alarak değerlendirmelidir.
Bir başka deyimle, Türkiye sahip olduğu zengin turizm potansiyeli ve sayılan üç noktadaki olanakları ile uluslararası pazarda önemli bir avantaja sahiptir. Bu avantaj, kartelleşmiş Avrupa seyahat endüstrisini ellerinde tutanların, diğer ülkelere dayattığı koşullara Türkiye’nin direnebilmesi açısından büyük önem taşıyor.,
Dolayısıyla Türkiye sahip olduğu olanakların bilincinde olursa, yeniden yapılanan Avrupa seyahat pazarında “Aktör” olabilme şansına hala sahiptir. Türkiye turizmde edindiği deneyim ve birikimleri ile “Figüran’lığa mahkum değildir. | |
Özel havayolları destek istiyor
