Home page
Haber Menüsü


 
Beklentiler ve halüsinasyonlar
 
Arjantin’deki gelişmelerin ‘bulaşıcı’ boyutu geride kaldı, ancak piyasalarımızda yine ses yok. Bir süre daha olmaz, hatta piyasalar daha da düşerse hiç şaşmam. Bu noktada beklentilerin yerini sanrılar alıyor.
 
Atilla Yeşilada
 
16 Temmuz—  Piyasalar gerçekleri değil, beklentileri alıp-satarlar. Bazen de bizde olduğu gibi fantazileri alıp-satarlar, o zaman da başımız belada demektir. IMF’yle sorunları hallettik, 3.2 milyar doarı kasaya koduk, ama piyasalar düzelmedi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Hadi, bir iki gün Arjantin’i bahane edip dövize hücum ettik, ama o krizin “bulaşıcı boyutu” az çok geçti, bizim piyasalarda yine tık yok. Bir süre daha olmazda, hatta piyasalar daha da düşerse hiç şaşmam.
       Çünkü, artık yaz sıcağından mıdır, yoksa sık sık yaşadığımız panik ataklarının dimağda yaptığı kümülatif hasardan dolayı mı ne, beklentilerimizin yerini halüsinasyonlar aldı. Piyasanın her gece Boğaz kıyılarında serin bir barda iki tek attıktan sonra yakalandığı üç halisünasyon var:
* Bu hükümet her an dağılacak, Program bitti
* Bu iç borç bu faizlerle sürdürülmez, yakında iflas bayrağını açacağız
* Bu serbest kur düzeni Türkiye’de tutmaz. Ya hiperenflasyon, ya toplu halde dövize geçişle karşı karşıyayız.
       WEBANİ, toplumsal görev addederek sizi bu halüsinasyonlardan kurtarmaya çalıacak.
       Biliyorum, yine inanmayacaksınız ve inanmadığınız içinde yukarıda gördüğünüz üç halisünasyonun da gerçek olma ihtimali var. O zaman, Roma’yı yakan Neron gibi hep beraber def çalar, üzüm yer, göbek atarız. Bu arada biraz kına bulundurun, lazım olacak.
       Bu hükümet dağılacak, program bitti
       Hadi ya? Nasıl yani? Herkes MHP’nin bir yerde “Ya Derviş, ya biz” demesini bekliyor. Ama, MHP kendi bakış açısından en gurur kırıcı Türk Telekom meselesinde geri adım attı. Bundan sonra, nerde krizi zorlayabilir?
       Sokak kavgasında bile bir kural vardır. Karşındakine dayılanırsın, yutarsa çeker gider. Yutmazsa.....ya yumruğu basacaksın, ya da sen geri çekileceksin. MHP-daha doğrusu içinde bir takım unsurlar, çünkü MHP’nin çoğu son derece halim selim insanlar— dayılanmayı yaptı, rakip efelenince, yumruğu atamadı. Bundan sonra sokağa çıktığında çok daha uysal olacak, karizmayı çizdirmemek için.
       Ayrıca, şu anda Devlet Bakanı Derviş’in kamu oyu raytingi yüzde 40-70 arasında, MHP Derviş’i gönderen parti olursa, bir daha orta-üst gelir gruplarından oy alabilir mi? Dün, Konya tahıl borsasında buğday fiyatı 180,000 TL civarında idi, taban fiyat 167,000 TL. MHP, hangi yüzle çiftçinin karşısına çıkacak?
       Bu iç borç bu faizle sürdürülemez, yakında iflas bayrağını çekeriz
       Hazine Müsteşarı Faik Öztrak bu tartışmaya Cuma günü noktayı koydu, ama herhalde kafamızdaki dumanların dağılıp, manzarayı görmemiz biraz zaman alacak.
       Doğru, iç borç 92 katrilyon olmuş. Bu boyutta bir iç borç iki sorun yaratıyor. Birincisi, “roll-over”, yani yeniden borçlanma zorluğu, ikincisi ise faiz giderlerinin bütçede oranı. Bakın, iç borcun sadece 30 katrilyonu piyasaya, geri kalan 62 katrilyon “kamuda” yani devlet bankalarında, TCMB’ye ve Fon bankalarında.
       Bunların roll-over riski yok. Yani, Hazine vadeyi istediğin gibi uzatır. Piyasaya olan 30 katrilyon borcun 9 katrilyonu takasla buzdolabına atıldı.
       IMF’den sene sonuna kadar bir 5-6 milyar dolar daha bütçe desteği var, faiz dışı fazia var. Piyasa vadesi gelen borcun yüzde 50’sini yeniden borç, verse dahi bu sistem en az bir yıl yürür. Diyeceksiniz ki, ya maliyet? Kamudaki kağıtların çoğu overnight dediğimiz gecelik faize endeksli. Bunları maliyetini piyasa belirlemiyor. Yükü ağır gelirse, TCMB keser kotasyonları. Daha da ötesi, kamu bankalarının artık nakit ihtiyacı da yok. Bu kağıtların faizi geldğinde yeni kağıt verirsin, Hazine kaynaklarını piyasa borcunun faizini ödemeye yönlendirirsin. Ayrıca, bankaların çoğu satılacak, ya da kara geçmeye başladı.
       Bunlardan da Hazine’ye satış bedeli ve temettü olarak bir miktar geri öddeme var. İç borç sorun, ama öyle morataryum, konsolidasyon vs gerektirecek boyutta değil. En azından bir sene daha idare ederiz.
       Bu serbest kur düzeni Türkiye’de tutmaz.
       Ya hiperenflasyon, ya toplu halde dövize geçişle karşı karşıyayız

       Açıkçası bende serbest kuru sevmedim. Ama, bu mini-krizlerde kur sabit olsaydı, faizler yüzde 1000 dayanacak, ekonomi iyice çökecek, yabancı tek kuruş diyet ödemeden parasını alıp tüyecekti.
       Şimdi, Türkiyeden çıkmak isteyen en az bir yüzde 10-15 komisyon ödüyor, öyle gidiyor. Hiperenflasyon olmaz. Çünkü, üretici ve ithalatçı devaluasyonu fiyatlara yansıtamıyor. Bakın, TÜFE hedeflerin de altında. İç talebin canlanacağına dair en ufak bir emare yok, aksine Haziran’da ekonomi biraz daha irtifa kaybetti gibi gözüküyor.
       Peki ya herkes dövize geçerse? Buyursunlar. Cari fazladan gelenler zaten döviz olarak banka ve şirketlerin kasasında bekliyor. TCMB, “Ben Temmuz-Ağustos’da en az 1.3 milyar dolar satarım” diyor, ama bence 2.5 milyar dolar barutu var. İsteyen buyursun geçsin dövize. Zaten, TCMB bu ihtimali göze almış. Hatta, belki herkesin bir dövize geçip bir iki ay beklemesi yerinde olur. Sonra yine daha iyi faiz veren TL’ye döneriz.
       Biliyorum, bunların hiçbirine inanmayacaksınız, sonuçta kaybettiğiniz para sizindir, hiç kızmıyorum. Neye kızıyorum, biliyormusunuz? Bu yaştan sonra WEBANİ’yi hükümet lehinde bir yazı yazmak zorunda bıraktınız, bunun utancı da bana bir ömür boyu yeter.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları