Home page
Haber Menüsü


 
Türk Dil Kurumu kime bağlı ?
 
“Governance” ve “management” kelimelerinin Türkçemizdeki karşılıklarının kalın çizgilerle ayrılması, Türkiye’nin çıkış yolu olabilir!
 
Murat Yeşildere
 
8 Mayıs —  Nisan ayının son haftasını yurtdışında geçirdik. Çalıştığımız firmanın faaliyette olduğu 40 civarındaki ülkenin yaklaşık dörtte üçünden gelen temsilcilerin arasında, toplantıların tartışmasız en popüler ismi olmayı da başardık! Yandaki resimden bunun “kişisel” sebeplerle olamayacağını kolaylıkla anlayabilirsiniz.....

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
OTELDE PATLAYAN TURİZM !
       Toplantıların başladığı sabah etrafımızı çevreleyen meslektaşlarımız “Hangi otel bu ?”, “Neden gene Türkiye ?”, “Sonuç ne olur ?” benzeri sorularla bizi bunalttığında daha uyanamamış gözlerle ne olduğunu anlamaya gayret ediyorduk.
       Takibinde anlaşıldı ki, turizmden “harikalar” beklediğimiz 2001 yılı sezonuna “iyi” bir başlangıç yapmış ve İstanbul’un en iyi otellerinden birini tüm dünya televizyonlarına ilk haber olarak çıkartmayı başarmıştık!
       Gerçi bizim “turizm patlayacak” diye tanımladığımız sanıyoruz, Swissotel’deki patlamalardan biraz farklıydı ama, neyse...... Sonuçta “maalesef” kısa süre içinde problem çözüldü, bizde “milyarlarca dolar değerinde reklam yayını imkanını” kaybettik !!
       
CORPORATE GOVERNANCE
       Ülkemizden gelen destekle başladığımız popülarite kazanımlarımıza, çalıştığımız kurumun “Corporate Governance” uzmanının ikinci gün yaptığı sunumda verdiği destekle devam ettik.
       Amerikalı meslektaşımız sunumunu neredeyse Türkiye üzerine konumlandırmıştı. “Corporate Governance” konusunda kamu ve özel sektörde yapmadıklarımızın nelere mal olduğunu ve daha nelere mal olacağını bizi de bol bol “parmakla işaret ederek” anlattı. Birkaç satır içinde özellikle iki kez ” Corporate Governance” deyimini tercüme etmeye “çalışmadan, aynen kullandık. Bunun temel sebebi, o “meşum” toplantıda da kafamıza takılan ilginç bir saptama. “Güzel Türkçemizde” , İngilizce “management” ve “governance” kelimelerinin karşılığını biz tek kelimeyle eşlemişiz: yönetim.
       Bir şirketi kurmak üzere girişimci olarak insiyatif alanlar kurucu ortaklar veya hisse sahipleri olarak tanımlanabilir. Şirket hissedarları yatırım yaparak risk almaktadır ve bu riskin karşılığı olarak da şirket faaliyetlerinden elde edilen “kar” ile ödüllendirilirler. Şirket hissedarları, şirketi “govern” etmek üzere (dikkatlerinizi çekerim, yönetmek demiyoruz) bir kurul (board) oluştururlar. Oluşturulan kurul ise şirketi “manage” etmek yani yönetmek üzere üst düzey yöneticileri atar. Dolayısıyla yöneticiler, yönetim kuruluna, yönetim kurulu da şirket hisse sahiplerine karşı sorumludur.
       
ROLLER HEP KARIŞIYOR
       Basit yapı içindeki rollerin karıştırılması sonucunda özellikle Türkiye benzeri gelişmekte olan ülkelerde şirket hissedarlarının, yönetim kurulu ve hatta şirket yönetimine yerleştiklerini görmek sanıyoruz hiçbirimize sürpriz olmuyor.
       Bu “çarpıklık” sonucunda da, cari işlemlerin yönetim kurulunda tartışıldığı, yöneticilerin stratejileri yönlendirdiği şirketler çok sık olarak rüzgarın yani makroekonomik çevrenin yönlendirdiği tarafa gitmekten kurtulamıyor. Diğer taraftan birkaç şapka taşıyan ve çıkar çatışması içinde olabilecek kişilerin şirketlerde aktif olması özellikle azınlıkta bulunan hisse sahiplerini pek de memnun etmiyor. Mark Mobius’un, George Soros’un ve birçok başka yatırımcının defalarca SPK’nu bu konularda uyarmasının da temel sebebi bundan doğan memnuniyetsizlikleri. Bu açıdan bakıldığında, “corporate governance” konusunda “sabıkalı” olan Türkiye’nin “altın hisse” ile Türk Telekom özelleştirmesinde yol alması ne kadar kolay olacaktır, sorusunun cevabını isterseniz yabancı yatırımcılara bir daha soralım.
       Bu noktada “haddimiz olmayarak”, şirketlerdeki bu yapılanmanın “ülkelere nasıl uygulanabileceğini” resmetmeye çalışalım. Ülkelerin sahibi, o ülkenin vatandaşları olduğuna göre, milletin temsilcilerinin yani milletvekillerinin ülkeyi “govern” etmek üzere görevlendirdiği “hükümetler” ve ülkeyi aslında gerçek anlamda “yöneten” üst düzey yöneticiler yani bürokrasi arasındaki sınırların son derece “net” bir şekilde çizilmesi gerekmektedir.
       Bu ilginç denklemden çıkan ilk sonuç, yönetim kurulunun yani hükümetin üyelerinin tam anlamıyla “bağımsız” olmadığıdır. Zira aynı zamanda milletvekili olan ve seçilme kaygısı taşıyan hükümet üyeleri iki farklı şapka taşımaktadırlar. Bu sebeple de aldıkları kararlar kendi siyasi kariyerlerinin fayda etmesine endeksli olabilir. Diğer önemli bir nokta, her konudaki stratejilerin ve politikaların belirleneceği yerin yönetim kurulu yani hükümet olduğudur. Buna paralel olarak ihalelerin, özelleştirmenin, kısaca cari işlemlerin yöneticiler yani bürokrasi tarafından ele alınmasının daha doğal olacağıdır.
       
BAŞBAKANA AĞIR ELEŞTİRİ
       Sözün özü “governance” ve “management” kelimelerinin Türkçemizdeki karşılıklarının kalın çizgilerle ayrılmasının, Türkiye’nin çıkış yolu olabileceğidir!
       Bu çerçevede ekonomik koordinasyondan sorumlu Devlet Bakanı’na fazla yüklenmeden çözümü Türk Dil Kurumu’ndan sorumlu Devlet Bakanı’nda aramakta önemli faydalar olduğu görülmektedir. Bu “hassas” noktayı öngören sayın Başbakanımızın, en derin kriz dönemlerinde dilimizin “özTürkçeleşmesi” yönündeki çabalarını eleştirmek doğru olmayacaktır.
       
SORMAYA DEVAM
       Ekonominin koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’e tüm ekonomik birimlerin ve kurumların neden bağlanmadığını sormaya devam ediyoruz.
       Aslında bu yazının özünden de anlaşılabileceği gibi bağlanması gereken kurumların arasında ve belki de başında Türk Dil Kurumu gelmektedir.
 
       
   
MSNBC News Emine Uşaklıgil’in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Levent Gürses'in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Yarkın Cebeci’nin bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Murat Arın’ın bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Kerem Alkin’in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Murat Yeşildere’ın bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Oğuz Büktel’in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Mahmut Kaya’nın bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Turgut Tokgöz'ün bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Şükrü Küçükşahin’in bugüne kadar ntvmsnbc'de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Burçin Mavituna'nın bugüne kadar ntvmsnbc'de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Artunç Kocabalkan'ın bugüne kadar ntvmsnbc'de yayınlanmış tüm yazıları
MSNBC News Ozan Tarman'ın bugüne kadar ntvmsnbc'de yayımlanmış tüm yazıları
TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları