Home page
Haber Menüsü


 
Bütçe açığının finansmanı ve krizin maliyeti
 
Şubat ayında yaşanan mali krizin, kamu maliyesi üzerinde yarattığı tahribatı en az 16 milyar dolar olarak ifade edebiliriz.
 
Turgut Tokgöz
 
11 Nisan—  Bundan önceki yazımda, Hazine Müsteşarlığı’nın iç borç stoku ile ilgili açıklamalarından yola çıkarak, 2001 yılı bütçesinde oluşması beklenen açık ile ilgili hesaplarımı aktarmıştım. Ortaya çıkan rakamlar oldukça ürkütücüydü.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Hatırlanacağı gibi, yaşadığımız kriz nedeniyle hızla yükselen faiz giderlerinin üzerine kamu ve fon bankalarının zararlarının Hazine’ce üstlenilmesi nedeniyle ihraç edilecek borç senetlerinin faizlerinin binmesiyle, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 25 seviyesine ulaşma ihtimali belirmişti.
       Böylesine yüksek bir açığın finansmanının ne anlama geldiği konusunda fikir vermesi açısından aşağıdaki tabloda bir takım rakamları bilginize sunmak istiyorum.
       Bu arada, krizin, en azından, kamu maliyesi açısından ortaya çıkardığı maliyeti de ortaya koymuş olacağım.
       Aşağıdaki tabloda, konsolide bütçe rakamlarından derlediğim büyüklükleri yıllar itibariyle milyar dolar olarak sunuyorum. Bu rakamlar doğal olarak bütçe dışında oluşan açıkları ve onların finansmanını içermiyor. Mesela kamu bankalarının görev zararları ilk kez bu sene bütçe rakamları içine dahil edilecek ve finansmanı şeffaf bir şekilde gerçekleştirilecek.

İç borçlanma
       
       Tablodan da görüleceği gibi, 2000 yılında 66,8 milyar dolar tutarında borç servisi gerçekleştirilmiş. Ancak toplam borçlanma gereği, 12,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen faiz dışı fazla sayesinde, 54,5 milyar dolar düzeyinde kalmış.
       Buna karşılık, 41,9 milyar doları içeriden ve 10,3 milyar doları da dışarıdan olmak üzere toplam 52,2 milyar dolar borçlanma yapılmış. Aradaki, 2,3 milyar dolar da, bütçe gelirleri içinde yer almayan ve borç tasfiyesinde kullanılan özelleştirme gelirlerini ifade ediyor.
       Bu arada hemen bir parantez açalım. Tabloda net iç borçlanmanın eksi 16,3 milyar dolar olarak görünmesi, iç borç stokunun bu miktarda gerileyeceği anlamına gelmiyor.
       Borç stokları anapara cinsinden ifade ediliyor. Tablodan da görüleceği gibi, 27,2 milyar dolar iç borç anapara ödemesine karşılık 41,9 milyar dolar borçlanma gerçekleştirilmiş. Aradaki farkı, ödenen faizin borç stokuna yansıyan kısmı olarak yorumlayabiliriz.
       
FAİZ DIŞI FAZLA NOMİNAL FAİZİ KARŞILAMIYOR
       Bu şartlar altında, 2000 yılında iç borç stoku artmaya devam etmiş çünkü, oluşturulan faiz dışı fazla ödenen nominal faizi karşılayacak büyüklükte olmamış. Ancak yine de, faiz dışı fazla ile birleşen yüksek reel büyüme hızı neticesinde reel faiz yükünün bertaraf edilebilmesi mümkün olmuş ve neticede borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) oranı az da olsa gerilemiş.
       Şimdi yeniden 2001 yılına dönelim. Mevcut bütçe büyüklükleri üzerinden yaptığımız hesaplar, hükümetin ekonomik programın yolunda gideceği varsayımıyla ulaşmayı amaçladığı hedefleri gösteriyor.
       Şubat krizi sonrasında gerçekliğini yitirmiş olan 2001 bütçesi, yüzde 18 düzeyinde milli gelir deflatörü, GSYİH’da yüzde 4,8 seviyesinde bir reel büyüme ile 714.000 TL’lik ortalama dolar kuruna dayandırılıyordu.
       Bu varsayımlar doğrultusunda, bütçe açığının ve faiz dışı fazlanın GSYİH’ya oranlarının sırasıyla yüzde 3,4 ve yüzde 7,4 olacağı öngörülmüştü.
       
BORÇLANMA GEREĞİ 15.7 MİLYAR DOLAR
       Bu rakamlar, tabloda 2001P olarak adlandırılan sütunda toplam 64,5 milyar dolar düzeyinde bir borç servisini, buna karşılıkta 16 milyar dolar tutarında ki faiz dışı fazla nedeniyle sadece 48,5 milyar dolarlık borçlanma gereğine işaret ediyor.
       Kriz sonrasında ortaya çıkan tablodan hareketle yaptığımız simulasyonlarda ulaştığımız rakamlar 2001Y sütununda yer alıyor.
       Görüleceği gibi, borçlanma gereğinde 15,7 milyar dolar tutarında bir artış ortaya çıkıyor. Bu miktarın, devalüasyon nedeniyle aşınmış olduğunu hemen ifade etmeliyim (hesaplarımda kullandığım ortalama dolar kuru 1.250.000 TL).
       Ayrıca, bu rakamlara, Hazine’nin üstleneceği banka zararlarından ortaya çıkacak ek borçlanma gereğini dahil etmiş değilim. Çünkü, krizden önceki zarar stokunun kriz nedeniyle ne kadar arttığı konusunda somut bir bilgim maalesef yok.
       Dolayısıyla Şubat krizinin, kamu maliyesi üzerinde yarattığı tahribatı en az 16 milyar dolar olarak ifade etmek pek yanlış olmayacaktır.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları