|
22 Mart Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), eski Doğu Alman rejiminin ülkeyi terk etmek isteyen vatandaşlarına yönelik uygulamaların uluslararası hukuka aykırı olduğunu gün ışığına çıkaran bir karar aldı. Eski rejimin son lideri Egon Krenz, söz konusu uygulamalar nedeniyle kendisini mahkum eden Federal Almanyaya karşı AİHMde açtığı davayı kaybetti. AİHM, rejimin uygulamalarının Doğu Alman yasalarına dahi aykırı olduğunu hükmetti. |
Eski Doğu Alman rejimin tarihle yüzleşmesi bugün Strasbourgda yapıldı. AİHM, eski Doğu Alman rejiminin, Batıya kaçma teşebbüsünde bulunan vatandaşlarına yönelik uygulamalarını uluslararası hukuka aykırı buldu. AİHM, eski Doğu Almanyanın Ulusal Devlet Konseyi başkanı Egon Krenz, Savunma Bakanı Heinz Kessler ve Savunma bakan yardımcısı Fritz Streletzin Federal Almanyaya karşı 1998 yılında açtığı davada, komünist rejim yöneticilerinin Batıya kaçmak isteyen vatandaşlarına karşı uygulamalarının uluslararası hukuka aykırı olduğu sonucuna vardı. Mahkeme kararında, eski Doğu Alman Cumhuriyetinin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesinin, her bireyin yaşam ve ülkesini özgürce terk etme hakki bulunduğu hatırlatıldı. Krenz ve arkadaşları, iki Almanyanın 1990 yılında birleşmesinin ardından, Federal Alman mahkemeleri tarafından yargılanmış ve 5 ile 7 yıl arasında değişen hapis cezalarına mahkum edilmişlerdi. Egon Krenz, Heinz Kessler ve Fritz Streletz, eski Doğu Alman ve Federal Cumhuriyet yasaları gereği Politbüro ve Ulusal Savunma Konseyi üyelikleri sıfatıyla, 1971 ve 1989 yılları arasında iki Alman devleti arasındaki sınırı aşarak Batıya kaçma teşebbüsünde bulunan birçok kişinin ölümünden sorumlu tutulmuşlardı. Federal Alman adaleti, tetiği çekenler onlar olmasa da, Krenz ve arkadaşlarını, olayların düşünsel sorumluları olarak tanımlamıştı. Bu davayı o dönemde, komünist rejimle hesaplaşma olarak görenler olduğu gibi, çok sayıda Avrupalı hukukçu, Federal mahkemenin eski rejimin yönetcilerini böyle yargılamaya hakkı var mı? sorusunu ortaya atmıştı. Hakkı olmadığını düşünen Krenz ve arkadaşları ise, son çareyi AİHMe başvurmakta bulmuştu. Eski Doğu Alman yöneticiler, yargılanıp mahkum olmalarına gerekçe gösterilen olayların, o tarihlerde uluslararası ve Doğu Alman hukuku açısından ihlal teşkil etmediği görüşündeydiler. Federal Cumhuriyetin kendilerini yargılayarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin kimse, işlendiği tarihte ulusal veya uluslararası hukuk açısından suç sayılmayacak bir eylem için mahkum edilmez diyen 7inci maddesinin ilk bendini ihlal ettiğini öne sürdüler. Bu kritik dava AİHM için de eşi benzeri olmayan bir ilkti. Zira Soğuk Savaşın yarattığı bir uygulamanın yargılanması isteniyordu. Mahkeme, Almanyaya karşı açılan davayı, esası, incelenmesi gereken çok sayıda soru içeriyor gerekçesiyle kabul etti. Egon Krenzin yanısıra, Heinz Kessler ve Fritz Streletz ile adının açıklanmasını istemeyen eski bir Doğu Alman gümrük muhafızı da AİHMde kendilerini yargılayan Federal Almanyadan davacı olmuşlardı. AİHM, başvuruları benzerlik taşıyan dört davacının taleplerini tek bir davada birleştirme kararı alarak 1998de incelemeye aldı. OLAYIN TARİHÇESİ 1949 ile 1961 yılları arasında eski Doğu Almanya vatandaşı yaklaşık 2,5 milyon kişi Batıdaki soydaşlarının yanına, yani Federal Almanyaya kaçmıştı. Bu kaçışın önünü kesmek isteyen Doğu rejimi, 13 ağustos 1961 tarihinde, sonradan tüm bir sistemin sembolü haline dönüşen Berlin Duvarını dikti. Duvarı dikmekle kalmayıp, Doğu ile Batı arasındaki sınırı olağanüstü güvenlik önlemleriyle donattı. Sınıra mayınlar yerleştirilmesinin de ötesinde, Almanca Selbstschussanlagen adi verilen özel otomatik ateş sistemi geliştirildi. Bu tarihten sonra sınırı geçmeye çalışan çok sayıda insan, mayın ve otomatik ateşleme sisteminin kurbanı oldu. Resmi olmayan veriler, Berlin Duvarının inşası sonrasında sınırı geçmeye çalışırken öldürülenlerin sayısının yaklaşık 900 olduğunu gösteriyor. Ancak, sınırda meydana gelen olaylar eski rejim tarafından gizli tutulduğundan, olu sayısının hiçbir zaman tam olarak bilinemeyeceği söyleniyor. Kesin olarak bilinen tek şey, sınırdaki tüm bu önlemlerin, ülkenin en üst karar organı olan ve son olarak Egon Krenzin başkanlık ettiği Ulusal Devlet Konseyi tarafından belirlenmesi. Eski Doğu Alman yasaları incelendiğinde, kimin üzerine hangi şartlarda ateş edileceği de açıkça belirtilmiş. Doğu Alman yasaları, ateş ederken, eğer mümkünse, suçlu görülen kişinin yaşamının korunmasını istiyor. Özetlemek gerekirse, Doğu Alman sınırındaki uygulamanın Doğu Alman yasalarına dahi aykırı olduğu sonucu çıkıyor. AİHM kararında, Doğu Alman Cumhuriyetindeki siyasi ortam ne olursa olsun, amacı sadece ülkeyi terk etmek olan silahsız insanların üzerine öldürmek için ateş etmek hiçbiri şekilde meşru kılınmaz ifadeleri yer alıyor. | |||||||||
İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||