|
Fransa’nın güney sahillerine yönelik mülteci akınının faturası Türkiye çıkartılıyor. Bir yandan Fransız siyasiler, diğer yandan da Fransız basını, Türkiye’nin mülteci adaylarını “Ermeni soykırımı yasasından intikam almak amacıyla” gönderdiğini iddiasında diretiyorlar. Mülteci adaylarının Iraklı Kürt olmasından ötürü, “Kürt sorunu” yeniden “Avrupa” gündemine taşınırken, olayın Fransa’da gelecek ay düzenlenecek yerel seçimlerin hemen öncesinde gerçekleşmesi, kriz içindeki aşırı sağcılara “ilaç” gibi geldi.
Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile Başbakan Lionel Jospin, konuya sadece “insani” pencereden bakmayı yeğlerken, tüm Fransa simdi “mülteci adayları ne yapılacak” sorusunu sormaya başladı. Gelecek ayki yerel seçimlerin “güvenlik ve göç” konuları etrafında dönmesi nedeniyle, aşırı sağcı hareketler Iraklı Kürtler’i seçim malzemesi yapmakta gecikmediler.
Fransa’nın aşırı milliyetçi lideri Le Pen, “Biz söylemiştik, Avrupa ve Fransa istila ediliyor” derken, aşırı muhafazakarlığıyla tanınan eski İçişleri bakanlarından Charles Pasqua, “Mültecilerin Fransa ve Avrupa’da yeri yok” yorumunda bulundu. Pasqua’nın “Kürtler, baskı altında yaşayan, toprağı olmayan 30 milyonluk bir topluluk oluşturuyorlar. Yani elimizde patlamaya hazır bir bomba gibi. AB yöneticilerinin Türkiye’yi üye yapma arzuları dikkate alındığında bombanın ne derece tehlikeli olduğu daha iyi görülüyor” sözleri ise dikkat çekti.
“KÜRT DEVLETİ” ÖNERİSİ
|
|
|
|
‘Biz Ermeni kökenliler de Fransa’ya böyle geldik, Fransa bizi ağırladı. Kürt mültecileri de ağırlamalı. Kürtler sefalet içindeler. Türkiye ve Irak gibi, homojen bir topluma sahip olmak için azınlıklarını yerlerinden eden ve kovan iki çirkef devletin kurbanıdırlar’
— PATRICK DEVECIYAN
Fransız sağcı RPR yöneticisi
|
|
Olayı fırsat bilip Türkiye’ye eleştiri yağdıran bir diğer siyasi de Ermeni kökenli merkez sağ RPR partisi yöneticisi Patrick Deveciyan oldu. Türkiye’ye karşı olağanüstü “kin” beslemekle ün yapan Deveciyan, Fransız basınına verdiği demeçte, “Biz Ermeni kökenliler de Fransa’ya böyle geldik, Fransa bizi ağırladı. Kürt mültecileri de ağırlamalı. Kürtler sefalet içindeler. Türkiye ve Irak gibi, homojen bir topluma sahip olmak için azınlıklarını yerlerinden eden ve kovan iki çirkef devletin kurbanıdırlar” ifadelerini kullandı.
Deveciyan, Kürtler’in Avrupa’ya göçünun “AB ve Fransa’nın Türkiye ve Irak’a yönelik işbirlikçi tutumundan” kaynaklandığını da iddia ederek, “Neden Filistinliler’in devlet kurma hakkı var da onların olmasın? Artık Kürtler’e bir devlet kurmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Kosova’daki görevini bitirir bitirmez Fransa Sağlık bakanlığına atanan Bernard Kouchner de Olayı tamamen “Kürt sorununa” bağlayarak, “Türkiye, Iran ve Irak’ın Kürtler’le oyuncak gibi oynadığını” söyledi. Fransız bakan, “Kürt sorunu Artık uluslararası kamuoyu tarafından dikkate alınmalıdır. Kürtler, diktatörlüğe karşı bizim müttefikimizdir. Kendilerine otonom bölgelerinde daha iyi yaşamları için yardim etmeliyiz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN TUZAĞI”
Öte yandan, tüm Fransız basını son iki gündür, “mültecileri Türkiye’nin bilerek gönderdiği” konusunda görüş birliğine varmış gözüküyor. Türkiye’nin “kaçak göçmen trafiğinin merkezi” haline geldiği konusunda çarşaf çarşaf haberler yayınlayan Fransız basınında, “Türkiye’nin tuzağına düşülmemesi “gerektiğinden de söz ediliyor. Liberation gazetesi, bu sabahki bas yazısında, “Türkiye’nin bu isin merkezi haline geldiği kanıtlanmış bulunuyor. Bu durum Türk hükümetinin umrunda değil. Kürt mültecileri ağırlamak, Türk yönetimini ve mafyayı olduğu gibi, kaçak göçü de cesaretlendirmek anlamına gelecek. AB, kaçak göç konusunda tavrını değiştirmesi için Türkiye’ye baskı yapmalı” ifadeleri kullanıldı.
FRANSA ÇARESİZ
Konu Fransız basınında “sadece Türkiye hedef alınarak” tartışıladursun, Fransız hükümeti güney sahillerine vuran 910 Kürt mülteci adayıyla ne yapacağı konusunda kara kara düşünüyor. Hafta sonundan bu yana Fransız ordusunun barakalarında barındırılan Iraklı Kürtler’in tamamının “siyasi mülteci” statüsü kazanmak için başvuru yapmaları bekleniyor. “Ekonomik nedenlerden ötürü” göç ettiklerini söylemeleri durumunda Fransa’da “geçici de olsa” ikamet izni alma şansları bulunmuyor. Ancak siyasi mülteci olabilmek için de geldikleri ülkede “baskıya maruz kaldıklarını” kanıtlamaları gerekiyor. Normal prosedür islediği takdirde, Fransız makamlarının mülteci adaylarına 20 gün içinde yanıt vermesi gerekiyor.
YUNANİSTAN’A GERİ GÖNDERİLMELERİ GÜNDEMDE
Fransız hükümetinin, ülke gündemini altüst eden kaçak mülteci olayını önümüzdeki günlerde AB masasına taşıması ve ortak çözüm çağrısı yapması bekleniyor. Fransa’nın da içinde olduğu ve AB’nın Bazı ülkelerinde serbest dolaşımı öngören Schengen anlaşması uyarınca, Mültecilerin, Fransa’nın ikamet başvurularını reddetmesi durumunda, AB topraklarına ilk ayak bastıkları ülkeye geri gönderilmeleri gerekiyor. İlk bulgular, Türkiye’den gemiye bindikleri söylenen Iraklı Kürtler’in bir Yunan limanına uğradıklarını gösteriyor. Bu kanıtlandığı durumda, Fransa’dan sınırdışı edilecek Mültecilerin Yunanistan’a gönderilmeleri gündeme gelecek.
Kısacası, olaydan yuzbinlerce dolar gelir sağlayan mafya organizasyonları bir yana, herkes mülteci trajedisinden kendine pay biçmeye çalışıyor. Kriz sadece Fransa’yla da sinirli değil. tüm AB ülkeleri, eskiden güneydoğu Asya’da yaşanan “Boat-People” kaygısına benzer bir endişeye kapılmış durumdalar. Ancak olayda imajı en çok yıpranan ülkenin Türkiye olduğunu da görmek gerekiyor.
|
|
Fransa'da karaya oturan gemi
kaçakları Türkiye'den almış
İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu
