Home page
Haber Menüsü


 
Fondaki bankalara acil çözüm, hemen!!!
 
Eğer başka bir bankacılık krize daha yaşamak istemiyorsak, hükümetin birinci önceliği Fon’daki bankalara vermesi gerekiyor. Telekom’un satışından bile önce!..
 
Mahmut Kaya
 
16 Şubat—  Bankacılık sektörünün içinde bulunduğu durum bence dezenflasyon programının karşısındaki en ciddi tehdit. Bu durumun da en büyük nedeni Tasarruf Mevduat Fonu’una devredilen bankalar.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bu bankaların satışıyla ilgili belirsizlikler ve sisteme verdikleri zarar sektörün durumunu giderek içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Sektörün rehabilitasyonu bu bankaların satışını ve satılamayanların da kapatılmasını zorunlu kılıyor.
       Eğer başka bir bankacılık krize daha yaşamak istemiyorsak, hükümetin birinci önceliği bu bankalara vermesi gerekiyor (Telekom’un satışından bile önce!!!). BDDK’nın kurulmuş olması belli risklerin önceden görülebilmesini ve önlem alınabilmesini sağladı. Ama bu bankaların satışı çok yavaş ilerliyor...
       
FONDAKİ BANKALAR...
       Her gün ortalama 15 milyon dolar zarar eden bu bankalar, giderek artan likidite ihtiyaçlarını karşılamak için piyasa dengelerini hiçe sayıyorlar. Bunlardan bazılarının yüzde 20 - 25 Döviz Tevdiat Hesabı faizi önerdikleri biliniyor.
       TL faizleri de diğer bankaların 5-10 puan üzerinde. Bu bankalar içinde bulundukları durum nedeniyle çok fazla ‘ticari’ bir mantıkla yönetilmiyorlar. Asıl sorun bu bankaların ‘ticari’ mantıkla yönetilen sağlıklı bir bilanço yapısına sahip özel bankalara verdiği zarar.
       Tüm mevduatın devlet güvencesinde olduğu bir ortamda yatırımcının tercihi kuşkusuz yüksek faizden yana olacak. Bu nedenle özel bankalar rekabet edebilmek için faiz oranlarını arttırmak zorunda.
       Ancak bu da karlılıklarını alıp götürüyor. Sistem bu şekliyle işlemeye devam ederse, özel bankalar da sorunlar yaşamaya başlayacak ve belki başka bankalar da fona devredilecek.
       
ÇALIŞMALAR HIZLANMALI
       Bu bankaların satışıyla ilgili çalışmalara mutlaka hız verilmeli. Ancak bunların durumuyla ilgili belirsizlikler devam ediyor. Bu bankalardan birine ilgi gösteren bir bankalardan birisinin genel müdürü, hükümetin ek düzenlemeler yapmaması durumunda bunların satışının çok zor olduğunu söylüyor.
       Bir defa bu bankalar özel bankalara satıldığında satılmadan önce önerdikleri faiz oranlarını kesinlikle öneremeyecekler. Bunun sonucunda da kaçınılmaz olarak bu bankalardan diğer kamu bankalarına ciddi bir mevduat kaçışı olacak. Sonuçta da size içi boşalmış bir banka kalacak!
        New Page 2

(milyar USD)

Aktifler

Krediler

Mevduatlar

Özsermaye

Şube sayısı

Bank Ekspres

          320

200

             524

  (258)

  27

Egebank

  724

  166

          1,690

  (1,179)

       80

Esbank

  672

          221

          1,376

  (1,077)

          93

İnterbank

         872

       157

          2,026

  (1,381)

      42

Sümerbank

    555

    30

             749

  (377)

        81

Türkbank

         959

    168

             897

           1

       270

Yaşarbank

  329

    82

          1,183

  (1,056)

  85

Yurtbank

     133

             3

             810

  (741)

          28

Toplam

    4,565

  1,027

          9,255

   (6,068)

        706


       * Fondaki bankaların Eylül 2000 sonu rakamlarıyla toplam aktiflerdeki payı %7, mevduatlardaki payı %10 ve kredilerdeki payı %2.
       ** Demirbank’ın satışı ayrı gerçekleştirileceği için listeye eklemedim
       

       Fondaki bankalara ilgi gösteren özel bankalar, hükümetin bu bankalardan olası bir mevduat kaçışının önlemek için ek tedbirler almalarını bekliyor. Ancak bu tedbirlerin neler olabileceği konusunda ortada bir netlik yok.
       Ayrıca bu tür önlemleri praktikte uygulamak neredeyse imkansız. Bunun dışında hükümet satılamayan bankaların ve diğer devlet bankalarının piyasanın üzerinde faiz vermesini engellemek için bir takım önlemler alabilir. Aslında bu da uygulaması zor bir seçenek, çünkü özel bankaların bu bankalara olan kredi hatları kapalı.
       Bu nedenle likidite ihtiyacını karşılamak için tek yöntem piyasadan temin etmek. Bu nedenle geriye tek seçenek kalıyor: Satılamayan bankaları bir an önce kapatmak.
       
1994’TEKİ DAVALAR HALA SÜRÜYOR
       Bunun bir dolu sorunu da beraberinde getireceği kesin. Birincisi ve en önemlisi devletin bu bankaların kapatılmasını finanse edecek kaynaklarının son derece sınırlı olması.
       Tasfiye durumunda meydana gelecek mevduat çıkışını finanse etmek için en az 4-5 milyar USD gerekiyor. Diğer bir sorun da bu bankaların kapatılması durumunda yaratılacak işsizlik ve bunun sosyal sonuçları.
       Son olarak da bu bankaların tasfiyesiyle ilgili kanuni düzenlemelerin yetersiz olması. 1994 yılında kapatılan Impexbank ve Marmara Bank’ın kredi alacak davalarının hala devam ettiği düşünülürse bu bankaların tasfiyenin uzun yıllar süreceği ortada.
       
VADE UYUŞMAZLIĞI ÖNEMLİ SORUN
       Ancak bu bankaların sisteme verdikleri zararlar ortada. Bunlar arasında en önemlisi fonlama vadelerinin düşmesi ve aktif/pasif vade yapısı uyuşmazlığı. Bu bankaların giderek artan likidite ihtiyaçları oldukça yüksek kısa vadeli faizler önermelerine neden oluyor.
       Buna karşılık mevduat sahibi de hem bu faiz oranlarından faydalanmak hem de giderek artan belirsizliklere karşı kendini korumak amacıyla kısa vadeye yöneliyor.
       Bu eğilim tıpkı patlamaya hazır saatli bir bomba gibi. Hatırlarsak, Kasım 2000’deki krizin en büyük nedenlerinden birisi bankaların aktif ve pasif yapılarındaki vade uyumsuzluğuydu: Ortalama vadesi 1 yıldan fazla olan aktiflere karşın azalan fonlama vadesi. Mevduatların, bankaların toplam fonlama kaynaklarının yüzde 70’ini oluşturduğunu düşünürsek, hızla azalan fonlama vadesi, tüm sistemi yine aynı sorunun içine sürüklüyor.
       Öte yandan aktif tarafının ortalama vadesine bakarsak, örneğin Hazine kağıtları için son dönemde görülen düşüşe rağmen hala 1 yılın üzerinde. Bu duruma hükümetin çok dikkat etmesi gerekiyor. Vade uyuşmazlığı, Dünya’da görülen bankacılık krizlerinin en önemli nedenleri arasında olmuştur.


       
       Bu nedenle bütün zorluklarına rağmen hükümetin bir an önce bu bankalarla ilgili ‘daha’ inandırıcı bir çözüm planı üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde bankacılık sistemi yine ciddi bir vade riski ile karşı karşıya kalacak ve ikinci bir kriz çıkma olasılığı artacak.
       Türk Telekom’un satılamaması belki telafi edilebilir. Ya da hiç özelleştirme olmasa bile program devam edebilir. Ancak ikinci bir bankacılık krizi herşeyi yok eder. Bugüne kadar elde edilen bütün kazanımları yok edeceği gibi bizi içinden çıkılması çok zor bir krizin içine sokar.
       Hükümetin önceliklerini biran önce tekrar gözden geçirip fondaki bankaların satışına ve bankacılık sektörünün rehabilitasyonuna hız vermesi gerekir. Çünkü bunun telafisi yok...
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları