| | | | Öyle olmadı; tırmanışçıların kendilerini en iyi gösterebileceği 12. ve 13. günlerde Ulrich, Armstrong’un ataklarına yanıt veremedi ve 7 dakika kadar geride kaldı. 13. günde Hamilton sırt ağrılarına dayanamayarak yarışı bıraktı. Diğer favorilerden Zubeldia da yarışı terketti. Mayo, Simone ve Aitor Gonzales ise çok arkalarda kaldı.
Buna karşılık Ivan Basso inanılmaz bir dirençle yarışa devam ediyor ve görünüşe göre Armstrong’un en ciddi rakibi durumunda. Turun en zor 2 etabında Armstrong’un peşini bırakmadı ve finişi yanyana geçti. Çok iyi arkadaş olan ve kanser olan Basso’nun annesine yardım için beraber çalışan ikiliden Armstrong, 12. etabı Basso’ya bırakırken, 13. etapta da Basso, Armstrong’un finiş atağına karşılık vermeyerek jest yaptı. Armstrong, Basso’nun 1 dk 17 sn önünde. Bu farkın 50 sn’si takım yarışında, geri kalanı da prologue etabında oluştu.
Öte yandan, Armstrong ve US Postal ekibinin canını en çok sıkan kişi 5. etapta sarı mayoyu giyen ve hala bırakmamış olan Thomas Voeckler. Turda sadece bir kere, 5. etapta, US Postal ekibi önden kaçanları kovalamama ve tempoyu yükseltmeme kararı aldı. Ve Fransa Şampiyonu Voeckler de bu kaçan grubun arasındaydı. Voeckler’in de içinde bulunduğu 5 kişi etabı peloton grubunun yaklaşık 12,5 dakika önünde tamamladı ve Voeckler önemli bir farkla sarı mayoyu giymeyi başardı.
Aslında o etapta US Postal ve diğer iddialı takımların tempoyu yükseltmemesinde iki faktör dikkate alınmıştı. Bunlardan biri 50 km hızla karşıdan esen rüzgara karşı tempoyu yükseltmek yorucu olacaktı. Diğeri ise önden kaçan grupta hiçbir yarışçının sarı mayo için iddialı olmamasıydı.
Ancak Voeckler’in dağlardaki performansı herkesi çok şaşırttı. Her ne kadar aradaki 9 dakikalık fark sadece 22 saniyeye indiyse de, Armstrong’un Pireneler’de sarı mayoyu giyme planı suya düştü. Bu da moralleri az da olsa bozdu. Üstelik bu etapların ardından dinlenme günü olduğundan Voeckler’in tükenmiş olan gücünü yeniden toplamasına imkan doğdu. Bu nedenle US Postal ekibi 5. etapta tempoyu yükseltmemenin pişmanlığını yaşıyor.
Peki şimdi ne olacak. Bugün koşulacak etap ile Alplerde mücadele başlıyor. Önümüzdeki 3 gün turun galibini büyük ölçüde belirleyecek. Bugünkü etap birçok tırmanıştan oluşmakla beraber hiçbiri en üst kategoride değil ve bu nedenle muhtemelen US Postal, kimsenin kaçmaması için yarışın temposunu yüksek tutacak, ancak Armstrong atak yapmayacaktır.
Bununla beraber, yarınki zamana karşı etap %7,3 eğimli (15,5 km uzunluk, 1130 metre yükseklik) ve HC yani en üst kategoride. Bu da tam Armstrong’un istediği şartları sağlıyor. Kısacası Armstrong için bugün olmasa bile yarın sarı mayo kesin gibi görünüyor.
Daha sonraki gün koşulacak etap ise, ilk başlarda turun en dik tırmanışlarının ikisini içermekle beraber sonrasında hafifleyen bir etap. Bu nedenle Armstrong yine atak yapmayacak ama bu tırmanışlardan en dinç isim olarak çıkacaktır.
Kanımca Armstrong için en ciddi problem büyük tırmanışların ardından gelen dik inişlerde bisikletini kontrol edemeyerek kaza geçirmesi ihtimali. Geçtiğimiz yıl buna benzer bir hata ile pistten çıkmış (ki aynı kazada en önemli rakibi Beloki kolunu kırmıştı) ancak çimenlerden giderek yolun daha aşağısına çıkmayı başarmıştı. (Tabii kestirmeden geride bıraktığı rakiplerine yol verdiğini belirtmek gerekir.)
Önümüzdeki 5 gün son derece tüketici, sınırların sonuna kadar zorlanacağı günler olacak. Birçok kaza olacak. Dayanamayan birçok yarışçı Zafer Takı’nı görme hayallerine veda edecek. Hep Armstrong’dan bahsetmiş olmakla beraber Basso, Ulrich, Klöden, Mancebo (ki benim ikincilik için favorim oydu), Simoni ve özellikle Virenque’in performansları da merak konusu. Bu mücadeleleri kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.
| |
