Home page

Haber Menüsü


Bosman Kuralları Bosman’ı vurdu
Avrupa Adalet Divanı’nın 15 Aralık 1995’te aldığı karar sonucunda, tek başına verdiği hukuk mücadelesinden galip çıkmayı başaran Jean Marc Bosman, futbolculardan gerekli desteği görmediğini söyledi.
Mehmet Özdemir/Brüksel
AA
18 Temmuz 2004— İsimsiz, vasat bir futbolcuyken, formasını giydiği FC Liege Kulübü’ne karşı başlattığı hukuk mücadelesi sonunda, önce Avrupa sonra da tüm dünya futbolunu temelinden sarsan Belçikalı futbolcu Jean Marc Bosman, meslektaşlarına sağladığı önemli kazançların onuruyla birlikte, bu büyük mücadeleden kendisi adına çok fazla bir şey elde edemeden çıkmış olmanın hayal kırıklığını yaşıyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
Jean Marc Bosman
       Avrupa Adalet Divanı’nın 15 Aralık 1995’te aldığı karar sonucunda, tek başına verdiği hukuk mücadelesinden galip çıkmayı başaran Jean Marc Bosman, dünya futbolunda belki de kendisinin dahi beklemediği ölçüde büyük bir sarsıntıya neden oldu.
Şöhretli futbolculardan yeterince destek göremediğini ve gelecekte büyük mali sıkıntılarla karşı karşıya kalabileceğini belirten Bosmann, isteyen futbolcuların kendisine bağışta bulunabilmeleri için bir de hesap numarası verdi: (340-0088346-17) ING Bankası Belçika

       Tüm dünyada “Bosman Kuralları” olarak anılan yeni yönetmelikler, futbolcuların gelirlerinde önemli artışlar sağladı. Ancak bu yönetmeliklerin, kulüplerin genç oyuncular yetiştirmesine engel teşkil edeceğini, küçük kulüplerin gelir kaynaklarını kurutacağını, ülke liglerinin değerinin azalmasına neden olacağını ve sonuçta futbola olan ilginin azalmasına yol açacağını iddia edenler, bütün bunların sorumlusu olarak da sadece bir kişiyi gösteriyordu: Jean Marc Bosman
       
İLK KULÜBÜ STANDARD LİEGE
       Henüz 10 yaşındayken Standard Liege Kulübü ile ilk kontratını imzaladığını ve A takıma kadar yükseldiğini belirten Bosman, 1988-1989 sezonunda FC Liege Kulübü’ne transfer olduğunu ve 2 yıl burada oynadıktan sonra sözleşmesi sona erince sorunlar yaşamaya başladığını anlattı.
       Kulübüne karşı Belçika’da açtığı davayı kazanınca, Fransa 2. Ligi’nde futbol oynamaya başladığını, daha sonra bir süre Reunions Adaları’na gittiğini anlatan Bosman, bu kararının gerekçesini, “Açtığım dava nedeniyle Belçika’da iş bulmam mümkün değildi. Dışlanmıştım” diye açıkladı. Daha sonra bir yıl Charleroi’da oynadığını belirten Bosman, futbolu Vise takımında bıraktığını ifade etti.
       
“FC LİEGE’İN TUTUMU BENİ ZORLADI”
       FC Liege Kulübü ile sözleşmesi sona erdikten sonra, bu kulübün tutumu yüzünden hakkını mahkemelerde aramak zorunda kaldığını dile getiren Bosman, bu konuda şunları söyledi: “FC Liege beni Standard Liege’den 3 milyon Belçika Frankı (yaklaşık 75.000 Euro) karşılığında transfer etmişti. Kontratım bittiği zaman ücretimi düşürerek sözleşme yenilememi önerdiler. Fakat sonradan öğrendim ki, beni satın aldıklarının dört misli fazlasına satmak istiyorlardı. Garip bir durum vardı. Onlara göre FC Liege’de oynamayı sürdürebilecek kadar iyi değildim, ama satış fiyatım dört misli artmıştı. Fransız Dunkerque Kulübü’ne transferim sırasında kontrat imzalandı, ama bir banka garantisi sorunu nedeniyle FC Liege transferi bloke etti. Artık onlarla tartışmadım ve adalete başvurdum.”
       
“SORUN ÇIKARIRSA EZERİZ”
       FC Liege Kulübü’ne karşı dava açmadan önce bir uzlaşma ve çözüm arayışında bulunduğunu, fakat gerek Belçika Futbol Federasyonu’nun gerekse UEFA’nın “sorun çıkarırsa ezeriz” yaklaşımı içinde olduğunu iddia eden Bosman, şöyle devam etti: “Buna izin vermedim. O zaman Belçika’da futbolcuların işsizlik tazminatı hakları yoktu. Adalete başvurmaktan başka seçeneğim yoktu. Ya özgürlüğüme kavuşmak için adalete gidecektim veya profesyonel yaşamım son bulacaktı.”
       
“KENDİMLE GURUR DUYUYORUM”
       Bosman, tek başına verdiği hukuk mücadelesinden galip çıktığı için kendisiyle gurur duyduğunu söyledi.
       Öncelikle bunu kendisi için, daha sonra da tüm futbolcular için yaptığını vurgulayan Bosman, “Bir yerde uzlaşma yolunu seçebilirdim, ama beni yıllar boyunca hiçe saydılar. Bu nedenle sonuna kadar mücadele verdim. Ben bireysel olarak mücadelemi verdim. Bunu yaptığım, gururumu koruduğum ve işin içinden çıkabildiğim için onur duyuyorum” dedi.
       
“VEBALI GİBİ DIŞLANDIM”
       Özellikle şöhretli futbolcuların kendisine ilgi göstermemesi nedeniyle zaman zaman yaptıklarından pişmanlık da duyduğunu anlatan Bosman, şöyle devam etti: “Bütün Avrupa’da bir vebalı gibi dışlandım. Evet, bir yerde pişmanlık duydum. Çünkü çıkmasını sağladığım adli karar için büyük futbolcular fazla bir takdir ifadesi göstermediler. Futbolcular 4, 5, 6 misli daha fazla para almaya başladılar, ama hiçbiri, (Bosman yıllar boyunca bu dava için para ödedi. Ona bir jest yapalım) demedi. Göz kamaştırıcı ücretler aldılar. Benim ise bugün Belçika’da sosyal sigorta ve işsizlik tazminatı hakkım bile yok. Bu biraz hayal kırıcı bir durum. Ben sadece kazandığım davanın parasıyla idare ederken futbolcular milyarderler.”
       
“KÜÇÜK KULÜPLER DE KAZANÇLI ÇIKTI”
       Futboldaki yeni yönetmeliklerin futbolcuların yararına olduğunu ve büyük kulüplere de kazanç sağladığını kabul eden Bosman, “Ancak, küçük kulüpler de sözleşmesi bitmiş bedava futbolcuları alabildiler. Neticede bu karardan herkes istifade etti” diyerek Bosman Kuralları’nı savundu.
       
“KARAR İSTEDİĞİMİN ÖTESİNDEYDİ”
       Bosman, “Mahkemeye başvururken, sonuçlarının bu şekilde olabileceğini düşünmüşmüydün” şeklindeki sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Davayı açtıktan iki-üç yıl sonra nereye doğru gidildiğini gördük. Avrupa Birliği Komisyonu 20 yıldır UEFA ile bu konuyu tartışmak istiyordu. Kuralları gözden geçirmek istiyordu, ama 20 yıl bir şey yapamadılar. Adalet Divanı benim istediğimin ötesinde bir karar aldı. Çok kesin tavır belirledi ve bunu, yıllar boyunca hiçbir şey yapmamış olan üst yetkililerle bir hesaplaşma olarak yaptı. Kuralların ilkel, sistemin çürük olduğu, bunların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği biliniyordu. Öte yandan da çok suistimal oldu. Ama son yıllarda geriye dönüş tekrar başladı. Bosman Kuralları’nı yavaş yavaş parçalamayı deniyorlar. Avrupa Birliği Komisyonu Üyesi Karl Van Miert çok kararlıydı, ama onun yerine gelen komiser zamanında bu süreci geriye doğru işletmek daha kolaylaştı.”
       
“FUTBOL HER ZAMAN VAR OLACAKTIR”
       Avrupa Adalet Divanı’ndan 1995’te karar çıktığı zaman, “Futbol öldü, bu bir felaket. Bosman yüzünden her şey bitti” diyenler olduğunu hatırlatan Bosman, “Ben sadece kendimi savundum. 10 yıla yakın bir zamandan sonra görüyoruz ki futbol yaşıyor. Giderek daha fazla futbol, daha fazla para var. Futbol var ve var olmaya devam edecek, ama artık spordan ziyade (business) söz konusu” diyerek bu eleştirilere katılmadığını vurguluyor.
       
“GENÇLER DAHA FAZLA ZORLUK YAŞIYOR”
       “Kulüplerin genç futbolcu yetiştirmekten vazgeçme eğilimine girdiği” iddialarına ise Bosman, “Ben yıllarca Standard Liege’de eğitim gördüm ama o zamanlar da gençler için hiçbir şey yapılmıyordu. İyi olmayanlar hemen satılıyordu. Şimdi gençler daha fazla zorluk yaşıyorlar. Gençleri yetiştirmek için daha fazla mali olanak sağlamaları lazım. Bir eğitim stratejisi söz konusu” diye yanıt verdi.
       
“HOLLANDALI FUTBOLCULAR JEST YAPTI”
       Bosman Kuralları’ndan kendisinin çok az yararlanabildiğini anlatan Bosman, şöyle devam etti: “Bu davadan aldığım küçük tazminatlar var. Dava, avukatlar pahalıya mal oldu. Futbolcular bundan yararlandılar, ben çok az yararlandım. Karardan sonra Belçika’da futbolcular işsizlik tazminatı hakkı elde ettiler. Ben bu hakkım konusunda danıştım, ama hiçbir hakkım yok. Vergi konusunda sorunlar yaşıyorum. Beni profesyonel futbolcu gibi vergilendirmek istiyorlar, oysa artık profesyonel bir futbolcu değilim. Yani vergi dairesi ile uzlaşmazlık içindeyiz. Bu nedenle Belçika’da hiçbir işsizlik tazminatı ve sosyal sigorta hakkım yok. Benden sadece vergi istiyorlar. Elimdeki parayla idare etmek zorundayım. Bir ara, büyük futbolcuların destek vereceklerini düşünmüştüm. Örneğin Hollanda Milli Takımı futbolcuları bu jesti yaptılar. Hollanda’da Ronald De Boer, Van Der Sar, Frank De Boer tarafından kabul edildim. Bana verdikleri maç primi için kendilerine teşekkür ettim. Benim o futbolculara kazandırdığım paralar karşısında bir maç primi nedir ki! (Biz sana teşekkür ederiz, sen bize çok şey kazandırdın) dediler. Ama bu tür yaklaşımlar çok az oldu. Hollandalı oyuncular bir örnek. (Biz Bosman için bir şey yapacağız çünkü o bizim için çok şey yaptı) dediler. Avrupa’da futbolculara mektuplar yazıp bir fon oluşturmayı denedik, birkaç yanıt geldi. Belçika’da Marc Wilmots, Philippe Albert gibi futbolcular (Jean Marc için bir jest yapalım) dediler, ama genelde Bosman Kararı ile çok şeyler kazanan futbolcular tepkisiz kaldı.”
       
“MAHKEMELERDE MÜCADELE ETTİM”
       Futbolda mücadelesini sahalarda değil mahkemelerde vermek zorunda kaldığını anlatan Bosman, mahkeme sürecini adeta bir kabus gibi yaşadığını söyledi.
       26 yaşındayken, futbolunun en verimli çağında bu davaya girdiğini hatırlatan Bosman, “O zaman her yerde boykotlara hedef oldum. O yaşta Avrupa Kupası maçları oynamıştım, ama yüksek yetkililere saldırınca dışlandım, boykota uğradım, profesyonel hayatımı yok etmek istediler. Neyse ki davayı kazandım yoksa sonuç tam bir felaket olacaktı” diye konuştu.
       
“FEDERASYON’DAN 410 BİN EURO ALDIM”
       2000 yılında Avrupa Şampiyonası’nın Belçika’da yapıldığını, bu sırada kötü reklam olmasını istemedikleri için Belçika Futbol Federasyonu’nun kendisiyle uzlaşma yoluna gittiğini ve 16,5 milyon Belçika frankı (yaklaşık 410.000 euro) aldığını söyleyen Bosman, “Bu çok bir para değil, ama artık herkes bezmişti. Ben, avukat masrafları dışında yaşamak için bir miktar para tutabildim” dedi.
       
“BOSMAN KURALLARI TEMEL ALINIYOR”
       Bosman, futbol dünyasında, Fransa ve İspanya gibi ülkeler dışında sendika yokken, kendisinin sayesinde diğer ülkelerde de sendikaların kurulduğunu ve futbolcuların özgürlük elde edebildiğini ve mali sorunlarını aşabildiğini belirterek, “Söylemek gerekir ki bütün sendikalar Bosman Kuralları’nı temel alıyorlar” dedi.
       
STANDARD LİEGE TARAFTARIYIM
       Futbola başladığı Standard Liege Kulübü’nün taraftarı olduğunu fakat Arsenal, Manchester United, Real Madrid gibi kulüplere de sempati duyduğunu anlatan Bosman, en beğendiği futbolcuların ise Zinedine Zidane, Portekizli genç yıldız Christiano Ronaldo ve Anderlecht’ten Vincent olduğunu söyledi.
       Bosman, Türk Milli Takımı’nın da son yıllarda güzel şeyler yaptığını belirtirken, özellikle Hakan Şükür, Emre ve Alpay gibi futbolcuları tanıdığını ifade etti.
       
BOSMAN KURALLARI’NIN ORTAYA ÇIKIŞI
       Futbol dünyasını altüst eden “Bosman Kuralları”nın ilk kıvılcımı, 26 yaşındaki Belçikalı futbolcu Jean Marc Bosman’ın 1990 yılında FC Liege Kulübü ile sözleşmesinin sona ermesiyle ortaya çıktı.
       Kulübünün yeni sözleşme için aylık 750 Euro teklif ettiği Bosman, bunu kabul etmedi ve Fransa’nın Dunkerque Kulübü ile anlaştı. Ancak FC Liege, Bosman için 400 bin euro bonservis bedeli istedi. Bu ücreti ödeyemeyeceğini bildiren Fransız Kulübü, Bosman’ı 1 yıl kiralamak için FC Liege ile prensip anlaşmasına vardı. Bosman 30 Temmuz tarihinde Fransızlara aylık 2 bin 250 euro karşılığında imza attı. Aynı gün Dunkerque Kulübü, sözleşmeyi Belçika kulübüne yolladı. Fakat FC Liege sözleşmeyi işleme koymadı ve Bosman’ı kulübü tarafından yapılan teklifi reddettiği için kadro dışı bıraktı. Böylece aylık 750 euro’luk ödemeden de kurtulmuş oldu.
       Hiçbir geliri olmayan Bosman, yönetmelikler gereği hiçbir kulüpte de oynayamıyordu. İçinde bulunduğu zor durumdan çıkmak için, hakkını hukuki yollardan aramakta bulan Bosman, bir Avrupa Topluluğu vatandaşı olduğu için serbest dolaşım hakkının bulunduğunu ve çalıştığı kurumla olan sözleşmesinin bittiğini gerekçe göstererek, Belçika 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde kulübü, Belçika Futbol Federasyonu ve UEFA’ya karşı dava açtı.
       Yerel mahkeme Bosman’ın lehine karar verirken, hakim davayı Avrupa Adalet Divanı’na havale etti. Belçikalı hakim ayrıca dava kapsamına liglerde uygulanan yabancı sınırlamasının Avrupa Topluluğu çalışma yasalarına aykırı olduğu yönündeki görüşünü de kattı.
       Avrupa Adalet Divanı, 5 yıl süren dava sonunda, 15 Aralık 1995’te futboldaki Bosman Kuralları’nın dayanağı olan kararını açıkladı. Kararda Avrupa Topluluğu vatandaşı futbolcuların, kontratlarının bitiminden sonra bonservis gibi kısıtlamalarla transferlerinin engellenmesinin hukuki olmadığı ve futbolcuların milliyetlerine dayalı herhangi bir kısıtlamanın milli takımlar dışında, yapılmasının da yasadışı olduğu belirtiliyordu.
       
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları