Home page

Haber Menüsü



 
 
Türkiye’nin Formula 3 Hikayesi  
17-18 Nisan’da start alacak olan Türkiye F3 Şampiyonası, bu sezon her zamankinden daha heyecanlı geçecek. Tolga Şansal, F3’de yarışacak takımlara Türkiye’nin Formula hikayesini sordu...  
   
Tolga Şansal
NTV-MSNBC
 
    9 Nisan 2004—  Formula 1... En hızlı pilotlar, son teknoloji otomobiller. Yıllardır F1 hayaliyle yanıp tutuşan motorsporseverlerin rüyası önümüzdeki yıl gerçekleşecek gibi gözüküyor. F1 pistinin inşası takvimden 3 ay önde, tüm hızıyla sürerken akıllara başka bir soru geliyor. Tesis tamam. İki Türk pilot yurtdışında elinden geleni yapıyor. Jason Tahincioğlu ve Can Artam. Peki ama Türkiye’deki teknik ve sportif altyapı ne durumda?  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
       İzmit Körfez Pisti’nin ralli kros parkurundan çıkıp asfaltlanmasıyla Türkiye ciddi anlamda ilk yarış pistine kavuşmuştu. Bu tesis sayesinde Türkiye’ye Formula 3 araçları gelmeye başladı (1994 yılında Kent Olips ve Marlboro’nun getirdiği Formula 3 araçları, Türkiye’deki tek koltuklu pist araçları tarihinin başlangıcını teşkil ediyor).
       Ara ara şampiyonada start alan araç sayısı dörde kadar düşse de, Türkiye’de 10 yıldır Formula 3 Şampiyonası düzenleniyor. 16 ayrı ülkede yerel olarak gerçekleştirilen, Formula 1 yarışlarına pilot yetiştiren ve 1994 yılından itibaren de Türkiye’de yapılan Formula 3 yarışlarına her geçen gün ilgi artıyor.
       173 beygir gücünde motorları bulunan ve 450kg ağırlığında olan tek sürücülü formula otomobillerinin yarıştığı Formula 3 yarışları, 1999 yılına kadar özel bir yarış olarak Bridgestone sponsorluğunda organize edildi. 1999 yılından başlayarak “Bridgestone Formula 3 Türkiye Şampiyonası” adı altında gerçekleşen yarışlar, aynı zamanda Türkiye Şampiyonası takvimine dahil edildi ve Türkiye Şampiyonası’na da puan verdi.
       
İLK START 10 YIL ÖNCE
       İsterseniz önce F3’ün Türkiye’deki geçmişine kısaca bir göz atalım.
       1993 yılının sonunda Olips ve Marlboro’nun sponsorluğunda gelen F3 araçları sayesinde 1994 yılında 6 yarıştan oluşan F3 şampiyonası start aldı. Şu anda TOSF’un başkanı olan Mümtaz Tahincioğlu’nun da aktif olarak yarıştığı ’94 sezonunda; Mahir Bayındır, İbrahim Levent, Cem Hakko, Hakan Dinç, Ali Başakıncı, Ertan Nacaroğlu, Mert Dural start alan diğer isimlerdi. Sezonlar geçtikçe araç sayısı arttı. İlham Dökümcü, Jason Tahincioğlu, Uğur Işık, Yalın Kılıç, Emre Ergör, Mehmet Kasap yıllar geçtikçe yarışmaya başlayan diğer isimlerden bazıları. ’90 ların sonuna gelindiğinde 10’dan fazla araç yarışırken yaşanan ekonomik kriz yarışları etkiledi ve şampiyona 4 araca kadar düştü.
       Ancak, son iki sezondur F3 şampiyonası renklenmeye başladı. Katılımcı sayısı artmaya başladı. Bir çok yeni pilot ve yeni sponsor şampiyonaya dahil oldu. Türkiye’nin ilk bayan F3 pilotu olan Selin Yardımcı da geçtiğimiz sezon start alanlar arasındaydı.
1993 yılının sonunda Olips ve Marlboro’nun sponsorluğunda gelen F3 araçları sayesinde 1994 yılında 6 yarıştan oluşan F3 şampiyonası start aldı. (Fotoğraf: Dursun Yılmaz arşivi)

       
REKOR MÜMTAZ TAHİNCİOĞLU’NUN
       Türkiye’de yarışan Formula araçlarının motorları 2.0 lt. ve ortalama 175 BG gücünde. Ağırlıkları ise pilot hariç yaklaşık 475 kg. Olips ve Marlboro’yla ilk gelen araçların motorları Fiat bazlıydı. Halen birçok aracın güç ünitesi Fiat kökenli. 3 yıl önce Gforce takımına gelen araçlarla Renault motorlu F3’ler de yarışmaya başladı. Araçlar, taşıdıkları 5 ileri manuel şanzıman ve iyi bir pilotaj ile 3 sn.nin altında 0-100km. performansına ulaşabiliyorlar.
       Türkiye’de F3’ün çıktığı en yüksek sürat ise 208 km/s ile Körfez pistinde Mümtaz Tahincioğlu’na ait. Ancak bu araçların 250 km/s potansiyelleri var. Pistlerimizin uzun düzlüklerinin olmaması bu süratlere çıkılmasına engel oluyor.
       
PARÇA FİYATLARINDAN YAKINIYORLAR
       Karoser olarak genellikle karbon fiber kullanılıyor. Bu epey pahalı ve ileri teknoloji gerektiren bir malzeme. Bu yüzden konuştuğum tüm takım yöneticileri parça fiyatlarından yakınıyordu. Araçların hazırlıkları ise yıllardır bu işi yapan mekaniklere sahip garajlar tarafından yapılıyor. Araçların üzerinde telemetre verilerinin alınabileceği bir çıkış bulunuyor. Bu sayede pilotun ve aracın performansı rahatlıkla ölçülebiliyor. Tıpkı F1’de olduğu gibi.
       Türkiye’de Formula aracı servisi verip, yarıştıran 4 garaj var. GForce, Team Active, Ar Racing ve Beste Motorsports. Ancak, 2005 sezonunda Performans Organizasyon’un “Formula Renault” Şampiyonası’nı ülkemize getirmesiyle Türkiye’nin Formula serüveninde devrim sayılabilecek bir organizasyon İstanbul / Kurtköy F1 ve eğer inşası yetişirse Bursa Nilüfer pistiyle birlikte 2005 yılında başlayacak.
       
TARİHİ BİR YARIŞ
       
Geçtiğimiz günlerde İstanbul, Türkiye’nin motorsporları tarihinde bir ilke sahne oldu. Tuzla, Orhanlı’da bulunan Autodrom’da düzenlenen Motor Show süresince dragtan ralliye, Formula 3’lerden radyo kontrollü araçlara kadar bir çok takım ve pilot bir arada buluştu. Biz de bunu fırsat bilip 90’lı yılların başından beri ülkemizde düzenlenen F3 şampiyonasında yarışan takımlara bu soruların cevaplarını sorduk.
       
TÜRKİYE’DE FORMULA’NIN GELECEĞİ
       İlk olarak GForce garajının sahibi Enis Gezici’ye Türkiye’de Formula’nın geleceğini sorduk:
       
“Açıkça söylemek gerekirse çok büyük beklentilerim olduğunu söyleyemeyeceğim. Rekabet eskisi gibi değil ve biz Türk pilotlarımızı hazırlamak için geç kaldık diye düşünüyorum. Şu anda garajımızda ikisi takımıza ait, beş aracımız var. Yedek aracımızla birlikte altı F3’e sahibiz. Levent Ögel, Kaan Gürgenç, Ali Gülan, Aytaç Biter ve Cüneyt Devecigil pilotlarımız.”
       “Türkiye’de yarışan tüm pilotların yaş ortalamalarına baktığınızda neredeyse 40’a yakın olduklarını görüyorsunuz. Bu iş için şampiyona ortalamasının 20’lerin başında olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak tren kaçmış değil. Bu tren çok uzun ve biz arkalardaki bir vagona bineceğiz. Bu yüzden trenden inmemiz gecikebilir ama bu trende bize yer var.”
       “Bu gün pol position zamanlarına baktığınızda 5 yıl önce bu zamanlarla start bile alınamazdı. Bu yüzden yarışmacı seviyesi olarak pek ileri gittiğimiz söylenemez. Tecrübe yetersizliği sebebiyle yaşanan kazalar yüzünden neredeyse elimde kanat kalmadı !” (Bu arada kanatların alaşım takviyeli karbon fiber olduğunu belirtmiştim değil mi?)


       Ya yurtdışında Türk bayrağını taşıyan pilotlarımız...
       
“Hem Jason, hem Can çok iyi pilotlar bence. Can’ın F3000’de yarışması büyük bir şans. Bu işte kendini iki sezonda göstermen gerekir. Üçüncü sezon başlamadan sırtını sıvazlayıp, elini sıkmaya başlarlar. Jason’ın yurtdışına çıkması iyi oldu ama Türkiye’de yarıştığı dönemde rekabetin düşük olması onun ilerlemesini olumsuz etkiledi diye düşünüyorum. Jason’ın ilk bocalamasını sebebi bu ama ben başaracaklarına inanıyorum. Elimdeki Türk bayrağını büyük bir zevkle sallayacağım.”
       
“F3 BİR HOBİ OLARAK KALIYOR”
       
Uzun yıllardır motorsporlarına gönül vermiş, yarışmış ve yarıştırmış bir isim olan Ertan Nacaroğlu’na da aynı sorular sorduk. Ertan, sponsor sayesinde hem Team Active projesini hayata geçiren, hem de 2004 sezonu itibariyle Cengiz Artam’a ait Ar Racing’in takım menajerliği yürüten bir isim. Ertan, F3’ten ralliye kadar farklı branşlarda da yarış kariyerine sahip bir isim.
       “Bence Türkiye’de F3’ün en büyük handikaplarından birisi karting ile arasında bir geçiş platformunun olmaması. İngiltere’deki Formula Ford gibi Avrupa’da bir çok ara şampiyona var. Karting’den sonra pilotlar F3’e geçmeden Formula’ya yakın araçlarla yarışmalı. İnsanlar birden bire Formula’ya geçmekten korkuyorlar. Güçlü, üstü açık, vs...”
       “Ayrıca bu ara şampiyona, işin bütçesini de düşürecektir. Şu anki F3 bütçeleri amatörlerin yetişmesi için yüksek. Bu yüzden F3 belli kitlelerin yaptığı bir hobi olarak kalıyor. Ancak biz, Ar Racing ile büyük bir adım attık. Ar Racing’in pilotlarının yaş ortalaması 18,5. Bu pilotlar ralli hariç, motorsporlarının tüm branşlarında start alacaklar..”
       
       Yeri gelmişken, bu konuyla ilgili sohbetimiz sırasında GForce garajının sahibi Enis Gezici’nin yıllar önce tasarladığı “Mosquito” projesinden sözedelim. Gezici, karting sonrası, Formula öncesi yarışabilecek, 1.2lt Fiat motorlara sahip Formula benzeri ufak araçlar tasarlamış ancak, finansman sıkıntısı yüzünden hayata geçirememiş. Bu arada GForce takımın çok enteresan bir stratejik ortağı mevcut. Dünyanın en hızlı sahil güvenlik teknelerini ve askeri devriye botları olan MRTP-Kaan sınıfı tekneleri üreten Onuk Tersanesi ile işbirlikleri var.
       

       Ertan Nacaroğlu’yla sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz...
       “Bahreyn tamamen ülkeye ilgiyi çekmek için yılda sadece 1 kez tam anlamıyla kullanılacak bir pist inşa etti. Ülkemizde yapılacak F1 pisti sadece motorsporları anlamında değil turistik anlamda da katkıda bulunacak. Ayrıca bu pist sayesinde ülkemizdeki F3’te ilgi çekmeye başlayacak. Ve çok daha hızlı yarışlar seyrediyor olacağız. Bursa pistinin gerçekleşmesi de buna büyük katkıda bulunacaktır. Ancak bu işe biraz daha devlet desteği şart. Kast ettiğim destek sadece maddi anlamda değil. İzmir pistinin karayollarına satışı gündemde. Bu konuyla resmi anlamda ilgilenilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
       “Ayrıca F3 Türkiye Şampiyonasında yarışmak dünya örnekleriyle kıyasladığınız zaman son derece ucuz. Bir sezonluk araç kirası Almanya’da 200 bin, İngiltere’de 500 bin Euro. Türkiye’de ise sadece 15 bin dolar. Bu sezon Arnaud adında yabancı bir pilotu Türkiye F3 Şampiyonası’nda takımımızda görürseniz şaşırmayın. Arnaud, Türkiye’deki imkanları görünce burada yarışmayı planlamaya başladı. Görüşmelerimiz sürüyor.”


       
“CAN’IN BAŞARILARINI İZLEYECEĞİM”
       
Yurtdışında Türk bayrağını taşıyan pilotlarımızdan birisi olan Can Artam, Ar Racing’in sahibi Cengiz Artam’ın oğlu. Ar Racing’in başındaki isimde Ertan Nacaroğlu olunca Formula Renault’da ilk yarışında 3. olarak podyuma çıkan ve şu anda Coloni Motorsports takımında F3000 şampiyonasını kovalayan Can Artam’ı soruyoruz kendisine...
       “Coloni Motorsports F3000’deki en iddialı takımlardan birisi ve bu şampiyona F1’in yapıldığı pistlerde gerçekleştiriliyor. Ayrıca Eurosport’tan da canlı yayınlanıyor. Can’ın başarılarını bu sezon TV’den izleyeceğimize inanıyorum.”
       
       Bu arada Can Artam’ın 3. olduğu Formula Renault yarışıyla ilgili anlatılan enteresan bir olay var. Can daha ilk yarışında üçüncü olarak podyuma çıkınca organizasyon komitesi karışmış çünkü, ne Türk bayrağı ne de Milli Marşımızı hazırlamamışlar. Can’a da “Biz senin bu dereceyi yapmanı beklemiyorduk” demişler. Can bu durum karşısında “Eğer Türk bayrağı ve marşı yoksa podyumda hiçbirisi olmamalı” demiş ve bu yüzden ödül töreni iptal edilmiş.
       

       Ertan’ın bahsettiği rakamlar yurtdışına kıyasla gerçekten şaşırtıcı. Ancak Türkiye’de araca ve takıma göre 15-25.000 dolar gibi bütçelere F3’te bir sezon yarışmak mümkün. Bu imkanı sağlayan bir diğer takım ise Beste Motorsports.
       Eski karting şampiyonlarından Can Alp Tahincioğlu’nun takım menajerliğini yaptığı Beste Motorsports, 3 adet Dallara marka şasisi olan F3 aracına sahip. Can ile Autodrom’daki yarış garajındaki sohbetimiz sırasında 4. aracında hazırlıkları sürmekteydi. Beste Motorsports, F3’teki en eski takımlardan birisi. Ekip, Marlboro ile birlikte yarışmaya başlayan Olips takımın bugünkü devamı.
       “Bu sezon KKTC bayrağı taşıyan Rauf Denktaş takımımızda start alıyor. Serdar Denktaş’ın oğlu olan Rauf geçtiğimiz sezon Süper kategoride Türkiye Karting Şampiyonu oldu. Daha 20 yaşında olduğunu düşünürsek ümit vaat ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bizim takımızda yarışacak diğer pilot Mert Tahincioğlu. Tahincioğlu ailesinden dört yıldır kimse Türkiye’de yarışmıyordu. Bu sezon Mert ile bu gelenek devam edecek.”
       Rauf Denktaş dedesinin adını taşıyor ve Rauf’un aracında KKTC bayrağı var. AB sürecinde Kıbrıs görüşmelerinin yoğun olarak gündemde olduğu bir dönemde Rauf Denktaş ismi F3’e olan ilgiyi kesin arttıracaktır diye düşünüyorum.
       “Aynı spesifikasyona sahip 3 tane araca sahibiz. Şampiyon pilotumuz Rauf takımda ama biz tüm pilotlarımıza aynı araçları vereceğiz ve servis desteğimizde eşit olacak.”
       
PİSTİN DURUMU İYİ...
       
Türkiye çok büyük bir hızla Formula 1’e doğru gidiyor. Pist inşaatı takviminden 3 ay önde ilerliyor. Hakem ve gözetmen kurulundaki arkadaşlar F1’de şampiyonlara bayrak sallamanın hayaliyle yaşıyor. WRC hayaldi ama onlar sayesinde en iyi 6. yarış olduk. Grand Prix sonrasında da aynı başarıyı elde edeceğimizden eminim.
       Gazeteci arkadaşlar F1 basın merkezine akredite olup girebilmenin, fotoğrafçı arkadaşlar ise ödül töreninden canlı kareler yakalayıp, objektiflerine gelen şampanya damlalarını çekmenin, FIA’nın fotoğrafçı yeleğini giyebilmenin hayaliyle yanıp tutuşuyorlar. Ve iki Türk pilot İstanbul Grand Prix’Sinde start almanın hedefiyle durmadan çalışıyorlar. Ama F1’de olası boş bir koltuk bir elin beş parmağını bulmuyor. Hedeflerine ulaştıkları gün değil, yüzde 107 barajının sınırında, start gridinde iyi bir yerde olacaklarına inanıyorum.
       Türkiye’nin 10 yıldır F3 şampiyonası var ama, Formula hikayesi daha yeni başlıyor.
       
       Türkiye F3 Şampiyonası Takvimi:
       
17 - 18 Nisan ................ Körfez
       15 - 16 Mayıs ............... İzmir
       29 - 30 Mayıs ............... Körfez
       31 - 01 Ağustos ............ Körfez
       18 - 19 Eylül ................. İzmir
       16 - 17 Ekim ................. Körfez
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları