Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
“Hani memleket mozaikti ulan?”
 
Seçim sonuçları gösteriyor ki sağın her rengi kendine bir yükseliş noktası bulmuş. Sol ise “Deniz”e dökülmek üzere... Sonuçları il il gösteren haritalara baktığınızda CHP’nin ancak bir kaç kıyı kentine tutunabildiğini görüyoruz.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
29 Mart 2004—  Seçimden geriye pek çok soru kaldı; “AKP galip ama başarılı mı?”, “CHP’de tek sorun genel başkan mı?”, “Güç Birliği’nin dökülmesiyle DEHAP mı kaybetti, SHP mi?” “MHP ve DYP yeniden nasıl dirildi?”

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Seçim sonuçlarını il il gösteren haritalara tıbben konulabilecek tek teşhis var; “Memleket sarılık olmuş.”
       AKP’nin sarı rengi haritanın neredeyse tamamını kaplamış durumda. CHP kırmızısı Akdeniz, Ege ve Karadeniz sahillerindeki bir kaç ile ancak tutunabilmiş. Birileri hafifce iteleyiverse denize dökülecekler gibi görünüyor. Güç birliği kamuflajındaki DEHAP daralmış daralmış, Irak’tan Türkiye’ye uzanan bir çengel gibi kalakalmış. Yeniden baraj seviyelerine yükselen MHP ve DYP’nin renkleri ise haritada henüz pek seçilemiyor.
       Haritadaki bu tek renkliliği görünce aklıma rahmetli Türkeş’in bir itirazı geldi. Vaktin behrinde rahmetli canlı yayında DEP milletvekilleriyle açık oturuma çıkmıştı. Tartışmanın ilerleyen saatlerinde rahmetli yorulmuş, ufak ufak şekerlemeye başlamıştı. Orhan Doğan’dı yanılmıyorsam, sesini hayli yükselterek “Türkiye bir mozaiktir” deyince, uyanıveren Türkeş patlamıştı; “Ne mozaiği ulan?”
       O günden sonra da, Kürt kökenli arkadaşlarımız herhangi bir konuda itirazda bulununca “Ne mozaiği ulan” diye terslemek aramızda şaka haline gelmişti.
       Dün akşamdan beri Türkiye haritasındaki sararmaya bakıp bakıp kendi kendimi tersliyorum; “Hani memleket mozaikti ulan?”
       
AKP GALİP AMA?...
       AKP’nin bu seçimin ezici galibi olduğu kuşku götürmez. Hem yükselen oy oranıyla, hem arttırdığı belediye başkanlığı sayısıyla galiptir.
       Antep, Antalya gibi CHP kalelerini ele geçirmesi de bu galibiyetin bir başka kanıtıdır.
       Bu galibiyetin siyaseten anlamı da Türk halkının AKP hükümetinin politikalarını kim ne derse desin büyük oranda onayladığıdır.
       Ama AKP istediği oranda başarılı mıdır?
       ‘Hayır’ demek için bir kaç neden var:
       Daha genel seçimin üzerinden sadece 17 ay geçmiştir. Bu kadar sürede halkın tercih değiştirmesi, keskin bir dönüş yapması beklenemezdi.
       Yerel seçimlerde iktidarlar doğal olarak avantajlıdır. Hele bu iktidar önünde 3,5 yılı bulunan tek parti iktidarıysa....
       Gerçek başarı neydi peki?
       AKP 3 Kasım’da aldığı yüzde 33 küsur oyla meclisteki 550 milletvekilinin yüzde 65’ine sahip. Bu oy oranını yakalayabilse veya yaklaşabilse mutlak bir başarıdan söz edilebilir ve siyasi yapılanmadaki bir çarpıklığı düzeltmiş olurdu.
       Buna rağmen aldığı yüzde 44’lük oy ve yüzde onluk artışa da başarısızlık demek insafsızlık ve haksızlık olur.
       
CHP’NİN LUCESCU TAKTİĞİ
       Bizim birşey dememize gerek yok, CHP yöneticileri de seçimden başarısız çıktıklarını kabul ediyorlar ve bahaneler üretmeye çalışıyorlar.
       Beşiktaşlı dostlar kızacaklar ama dün akşam genel sekreter yardımcısı Oğuz Oyan’ı izlerken biran Lucescu’yu seyrediyorum sandım.
       Her kötü maç sonrasında Lucescu’nun torbasında bir sürü bahanesi vardır. Hakem kötüdür, değilse federasyon suçludur. Kesmezse oyuncular satmıştır... Herkes suçlu olabilir, Lucescu asla ve asla....
       Oğuz Oyan hoca da Lucescu taktiğiyle oynadı dün akşam. Halk AKP’lilerin Milli Görüşçü olduğunu anlamamıştı, dolayısıyla hatalıydı. Medya hükümete fena destek vermişti, dolayısıyla CHP düşmanıydı. Hükümet iktidar nimetlerini feci şekilde kullanmıştı, dolayısıyla suçluydu.
       Ya CHP yönetimi?..Oğuz Hoca’da tık yok...Sonunda bir cümleyle “Özeleştiri yaparız” diyebildi...Zaten o kadarını Lucescu da söylüyor...
       Partisi denize dökülmek üzere olan Deniz Baykal ne yapacak merak ediyorum...Acaba iddia edildiği gibi kendisi hariç yönetime, aday seçimindeki hır-gür nedeniyle fatura kesmeye mi çalışacak?
       İki soruya cevap bulunması gerekiyor: “Mağlubiyeti sadece Deniz Baykal’a fatura etmek yeterli mi?” ve “Muhalefet olarak izlenen temel politikalar ne kadar doğruydu?”
       Bu konuda sütun komşum, Türkiye’nin en köklü CHP’lilerinden Erol Çevikce’nin bugün kaleme aldığı yazıyı tüm sosyal demokratlara tavsiye ederim.
E. Çevikçe yazdı: Tanıdığım ve sevdiğim Baykal

DEHAP’I KUZEY IRAK DA KURTARAMADI
       Bu seçimde en büyük hayal kırıklığını belki de DEHAP yönetimi yaşadı. Genel başkan ve bir kaç kişi haricinde önemli sayıda yönetici, Kuzey Irak Kürtleri’nin son dönemde elde ettikleri kazanımlar ve buna bağlı olarak bölgedeki Kürt hareketlerindeki ivmenin Türkiye’ye yansıyacağını düşünüyorlardı. Türk solundan aldıkları destekle de rekor oylardan söz ediyorlardı.
       Ancak aldıkları 4 küsurluk oy oranı ve bir kaç belediye başkanlığı hesaplarının doğru olmadığını, Türkiye’de şaha kalkmış bir Kürt uyanışı falan olmadığını gösterdi. Tam tersi klasik oy oranlarına ulaşamamaları, Kürt kökenli Türk vatandaşlarının bu tür kışkırtmalara pas vermediğinin net göstergesidir.
       SHP açısından bakıldığında da değerlendirme değişmiyor. DEHAP’la işbirliği SHP’ye kardan çok zarar getirmiştir. Klasik DEP-HEP-HADEP oylarının alınamaması bir yana, Ankara gibi pek çok şehirde klasik sol oylar da DEHAP yüzünden kaçırılmıştır.
       Kimi DEHAP’lılar da klasik oylarının güç birliği nedeniyle küstüğüne inanmaktadır. Kısaca birlikten kimse memnun değildir.
       28 Mart sonuçları Demokratik Güç Birliği’nin sonu olmuştur.
       
MHP VE DYP’YE KIBRIS DOPİNGİ
       Seçimin en karlıları olarak MHP ve DYP’yi gösterebiliriz. İdeoloji ve misyon partileri olarak hep varolduklarını ve olacaklarını ortaya koydular.
       Yeniden baraj seviyelerine yaklaşmaları için iki etkenden söz edilebilir.
       İlki Genç Parti’deki çöküş... 3 Kasım seçimlerinde Uzan’ın milliyetçi söylemiyle bu partiye giden oyların MHP ve DYP’ye geri döndüğünü söyleyebiliriz.
       Bir diğer etken de Kıbrıs’tır. Müzakerelerle başlayan süreçte boyveren milliyetçi rüzgarları Bahçeli ve Ağar kullanmayı başarabildiler. Bu nedenle de kampanya sürecinde tüm söylemlerini Kıbrıs üzerine oturtmuşlardı. Bu taktiğin tuttuğu seçim sonuçlarıyla ortaya çıktı.
       28 Mart seçimlerinin geneli itibariyle ortaya koyduğu bir başka sonuç da şu:
       Sağ ve sol arasındaki dengeler her seçimde solun aleyhine değişiyor. Yüzde 60’a 40’la başlayan dengeler 3 Kasım seçimlerinde yüzde 70’e 30’a düşmüştü. Bu seçimle birlikte dengeler yüzde 75’e 25’tir.
       Bu tabloya bakıp, tekrar tekrar sormamak mümkün değil... “Hani Türkiye mozaikti?”
       

Ümit SEZGİN / NTV ve CNBC-e Ankara Haber Müdürü
 
       
   
MSNBC News İki bacağı olmayan parayı ne yapacak, otur oturduğun yerde!..
MSNBC News Kürt ayaklanması mı, demokrasi arayışı mı, Türkiye'ye bulaşır mı?
MSNBC News ABD, PKK'nın dağılmasını bekliyor
MSNBC News "Uyan KKTC, dayan Türkiye!"
MSNBC News Çözüm Ankara ve Atina'ya kalacak
MSNBC News Kıbrıs'ta evlenip de bekar kalmak
MSNBC News Pirsiz gazeller sıradan geceler
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları