|
Sevgili Genel Başkanım, Geldiğinden beri Kemal Dervişi dikkatle ve özenle izliyorum. Bugün NTVde canlı programda izledikten sonra bir zamandır kafamdaki, bir düşünceyi size yazmaya karar verdim. Dervişin bugün söyledikleri, her zamanki gibi sizin de, benim de bildiğimiz yalın doğrular. Uzun süre dışarıda olmasına karşın bizim kadar deneyimli olduğu bir gerçek. Partimiz önümüzdeki seçime Kemal Dervişle gidebilirse, tek başına iktidar olabilir kesin düşüncesindeyim. Böyle bir büyük özveri ve başarı, ülkemiz geleceğinde özel bir tarih olacaktır. Bunu sağlamak için her türlü özveride bulunmanızın sizi çok daha büyüteceğine, sizi sevdiğim ve saydığım kadar inanıyorum. LİDERİN İMAJI BELİRLEYİCİ Bu mektubu yazmamın nedeni, bütün korkum, hızla ivme kaybeden CHPnin ilk sorunu olan Genel Başkan değişimini seçimden önce çözmemesi halinde, en azından sosyal demokratların oyunun o gün var olan ikili dağılımdan öte gideceği ve üç-dört partiye dağılabileceği, ya da önemli oranda oyun sandığa gelmeyeceği idi. Öyle de oldu. Sorun, Deniz Baykalın karakteri, becerileri veya niteliğinde değildi. Ya da Kemal Derviş genel başkanlık için tek isim değildi. Ancak o tarihte Derviş kamuoyundaki imajıyla en uygun isim gibi görünüyordu. Fakat bugün Dervişin o imajı koruyamadığı rahatlıkla söylenebilir. Uzun politik deneyimimin bana öğrettiği en önemli şeylerin başında şu gelir: Bizim gibi ülkelerde halk oyunu ideolojik veya program farklılıklarından çok, parti liderinin imajına bağlı olarak kullanır. Bu Menderes-İnönü arasında olduğu gibi, Özal-Erdal İnönü arasında da böyle olmuştur. İsmet Paşanın yanlışlarından çok, Ecevitin Karaoğlan imajı CHPyi %42 oylara çıkarmıştır. Baykal, ilk günlerimizde, ben başta, yığınlarca CHPlinin beklentisine yanıt veren bir imaj üstünlüğü sağlamıştı. Ancak kısa süre sonra Ecevitle başlayan ve sonra Erdal İnönü, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ile süren parti içi yarışmalar yüzünden Baykal, halk katında hak etmediği olumsuz bir imaja büründü. Lider politikacının kim ve ne olduğu önemli değildir. Önemli olan ve sonucu belirleyen ne gözüktüğüdür. En iyi dostu olarak kendisine bu gerçeği anlatamadım. BAYKAL GEREĞİNİ YAPMALI Herkesin dikkatini çekmediğini sandığım bir küçük noktayı çok önemli olduğu için belirtmek istiyorum: CHP seçim otobüslerinde şu yazılıdır: Sen hep haklı çıktın. Oysa bunu okuyan yurttaşın büyük bölümü böyle düşünmedi, düşünmüyor. İşte bugün ortaya çıkan seçim sonuçları yalın bir şekilde Baykala, Sen Haksızsın diyor. Olan elbette Baykala olmadı. CHP bu sabah (29 MART 2004) bir yazarın çok doğru yorumuna göre, Artık ana muhalefet de değil, bugünden sonra iktidara karşı, bölgesel muhalefetlerden biri, yani sadece deniz kenarı bölgesi muhalefeti olmuştur. Türk demokrasisinin her zaman olduğu gibi bundan sonra CHPye 1950den daha çok ihtiyacı vardır. Nerede ise denize dökülmek durumuna düşen CHPyi yeniden ANADOLUya çıkarmanın ve ALTI OKu Ankara Kalesine asmanın yolu bulunmalıdır. CHPnin bu sorumluluğunu üstlenmesi için önce Deniz Baykalın liderlik anlayışının gereğini yapması gerekir. İnanıyorum yapacaktır ve Antalya milletvekili olarak CHPyi gelecek seçimde kendi memleketinde yeniden birinci konuma yükseltecektir. Bunun ne zaman ve nasıl olacağını kendisi hepimizden iyi bilir. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||