| | | | - Kaptan Kirk: “Doktor, bir kanun hükmünde kararname sorunumuz var”.
- Dr: “Allah belasını versin, Kirk, ben politikacı değilim, doktorum”.
Evet, ben de politikacı değilim, stratejistim-ne demekse-ama piyasalar herhalde bu ikinci KHK olayından sonra dalgıç kardeşimiz Yasemin Dalkılıç gibi derine dalma rekorları kıracaklar. Açıkçası da, hayata bizim gibi bakmaya alışmış bir nesil açısından başka çare yok.
Tabii, Tanzimat Fermanı’ndan bu yana herşeyi devletten almaya, almayınca da ağlamaya alışmış bir toplumun çok geçerli başka bir perspektifi de yok. Cumhuriyeti Atatürk hediye etti, çok partili demokraside ABD’nin kale ağzına ortasına İsmet İnönü kafayı çaktı, demokrasiyi ordumuza, insan haklarını AB’ye, ekonomiyi IMF’ye havale ettik. Bu alışmadığımız, alışmamıza müsade edilmeyen demokrasi konusunda en ufak bir sorun çıksa, adı DEVLET KRİZİ.
Günaydın, nasılsınız, kahveyi kokluyormusunz? Keh, keh, çağ atladık değerli yurttaşım. Bu tür Anayasanın yorumlanmasından kaynaklanan sorunlar Batılı demokrasilerde her sabah çıkıyor. ABD’de bu yüzden, Devlet ödemeleri durdurmak zorunda kaldı, az daha Hazine’nin o gözünün içi gibi baktığı AAA+++ kredi notu gidiyordu. 1980’lerde demokrasiye güvenmeyen bir Silahlı Kuvvetler’in yordamı ile büyük çoğunluğu devletçi-elitist bir hukukçu kadrosuna bir acube Anayasa yazdırmışınız, 21.ci Yüzyıl’ın toplumuna uymuyor, ehh..sonuçlarına katlanacaksınız.
ENDİŞEYE GEREK YOK
Tabii, hepimiz bir noktada Türk vatandaşı, bir noktada da yatırımcısıyız. Türk vatandaşı olarak bu Cumhuriyet ve Misak-ı Milliye’yi kanımızın son damlasına kadar savumaya hazırız da, aile babası veya anası olarak dövize dönmelimiyiz, hatta imkanımız varsa hafif hafif İsviçre hesabı olayını düşünmeli miyiz? Açıkçası, 23 Ağustos MGK toplantısından çıkacak bildiriye kadar kimse rahat etmeyecek ama, bence endişeye pek gerek yok.
Neden derseniz? Başbakan Ecevit’in bu kararnamede israr etmesinin sebepleri büyük ölçüde politik. Zaten devletin elinde herhangi bir suçtan sorumlu gördüğü memuru işten atma yetksi var, ama dinci-tutucu kanata şirin gözükmek için yapmıyor. Sen işten at, bırak mahkeme iade etsin.
Cumhurbaşkanı Sezer de, Cumhuriyet’in kalelerinin şeriatçı-terörist takıma teslim edilmesine göz yumacak bir karakter değil, ama o da elindeki yetkileri sonuna kadar kullanmakta israr ediyor. Saygıdeğer Silahlı Kuvvetlerimiz makro bazda 28 Şubat süreci ve Nairobi’de Apo’nun paketlenmesi ila nihai zaferi kazandı, bunda sonrasına komanda terimi ile “clean-up action” derler, yani kenarda köşede kalan bir kaç düşman gücün temizlenmesi, oda zaman içinde yapılır. Ayrıca, bu görüşleri beğenmediniz.
Ve dediniz ki “Koçum; sen çok safsın, Türkiye’yi Derin Devlet idare ediyor”. Vallahi, bence Derin Devlet de ne yapacağını şaşırdı. Bu KHK krizinin olduğu saatlarde, Ana muhalefetimiz, demokrasimizin göz bebeği Fazilet Partisi yenilikçi 10 il örgütünü feshetmeyi düşünüyordu. Bu hükümet gitse, yerine kim geçecek?
HAZİNE İTFASINDA SORUN OLMAZ
Evet, 23 Ağustos’u bekleyelim. Ben bu arada biraz ziyaret, biraz da ticaret maksadı ile bir hafta Londra’dayım. Yazılarıma devam edemeyeceğim. Bu arada tabi 22-23 Ağustos’da başka olaylar da var. 22 Ağustos’da FED toplanıyor, faiz artımı görüşecek.
Hey hat, bence FED son verilere bakar ve Kasım’da yapılacak Cumurbaşkanlığı seçimlerini göz önüne alarak faizlerde bir değişim yapmaz.
23 Ağustos’da Hazine’nin mega-itfası var, orada da birşey olmayacak. Değişim psikolojisin en önemli öğesi de değişimin gereksinim olduğunu kabullenmek ve en ufak bir değişim nüvesinde paniğe kapılmamak. Ben de sevmiyorum, ama iyisi- kötüsü ile 21.ci Yüzyıl bu. | |
Emine Uşaklıgil
