| | | | Abant’ta iki gün sürecek toplantının açılışını, Bakanlar Kurulu toplantısı nedeniyle katılamayan Çevre Bakanı Fevzi Aytekin adına Müsteşar Vekili Çakırer yaptı. Doğal kaynakların yanlış kullanımının, çevre kirliliğini oluşturan sebeplerin başında geldiğini vurgulayan Çakırer, çevre sorunlarının evrensel olduğunu ifade etti.
Çakırer, madencilik faaliyetlerinin, yeraltı kaynaklarının azalması üzerine “zenginleştirme yöntemlerinde kimyasal maddelerin kullanılmaya başlanması sonucu” çevre sorunları yaratan bir sektör olarak algılandığını belirtti. Madencilerin, faaliyetleri sırasında alternatif yer seçimi şansı olmadığından yerleşim birimleri, tarım, ormancılık ve sanayi alanlarıyla karşı karşıya kaldığını kaydeden Çakırer, çevre bilincinin artması, madencilik faaliyetlerinin oluşturduğu çevre tahribatının ortaya çıkmasının, madenciliğin “çevreyi kirletici ve doğayı bozucu faaliyetler” olarak kabul edilmesine yol açtığına dikkati çekti.
Madencilik faaliyetlerinin, planlama aşamasında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliği kapsamında değerlendirildiğine işaret eden Çakırer, bu nedenle madencilerden hazırlık, arama ve işletme aşamasında birtakım çalışmalar yapılmasının istendiğini söyledi. Çakırer, “Madencilik faaliyetlerinin çevreye zarar vermeden ve çevreyle uyumlu olarak sürdürülebilmesi için çevre kanunu hükümleri çerçevesinde ve yürürlüğe giren yönetmelikler uyarınca tüm önlemlerin de alınması gerekmektedir” diye konuştu.
BERGAMA’DAKİ ALTIN MADENİ
Müsteşar Vekili Çakırer, konuşmasında, Bergama’daki altın madeninin işletmeye açılmasıyla ilgili olarak İzmir Valiliği tarafından Denetleme ve İzleme Grubu’nun kurulduğunu hatırlattı. Madenin işletmeye açılış izninin Çevre Bakanlığı’nda olmadığını belirten Çakırer, “Bergama’daki altın madeninin işletmeye açılması aşamasında ilgili kuruluşlar izin verdiği takdirde, Çevre Bakanlığı da denetleme ve izleme görevini yapacaktır” dedi. Çakırer, madenin işletmeye açılması izninin kendilerinde olmadığını belirten bir yazıyı dün İzmir Valiliği’ne gönderdiklerini bildirdi.
MADENCİLER SORUNLARINI ANLATTI
Toplantının açılışında konuşan Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi Başkanı İsmet Kasapoğlu, insanların madenler sayesinde modern yaşam seviyesine ulaştığını söyledi.
“Türk Maden İşletmeleri olarak bilim ve teknolojinin getirdiği her türlü önlemi almaya hazırız” diyen Kasapoğlu, madencilik sektörüne peşin hükümlerle yaklaşılmamasını istedi. Kasapoğlu, madencilik sektörüyle ilgili olarak Anayasa ve yasalara uygun düzenlemeler yapılması ihtiyacı bulunduğunu ifade etti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsilcisi Ergun Tuncer de, Bergama’da siyanür yöntemiyle altın işletilmesini değerlendirirken, “Yargı, madencileri teknolojiyi ve teknokratları yargılamış ve mahkum etmiştir. Perdenin önünde çevreciler gözükürken, perdenin arkasında neler döndüğünün anlaşılması lazım” diye konuştu. ÇED yönetmeliğiyle madencilik konusuyla ilgili yasa arasında uyumsuzluk olduğunu ifade eden Tuncer, sektörün rahatsızlığının arttığını belirtti. Ergun Tuncer, madenciliğe uygun ÇED yönetmeliğinin hazırlanmasını istedi.
İstanbul Sanayi Odası Madencilik Komitesi Başkanı Hasan Berkpınar da, devletin yerli ve yabancı maden işletmecilerine farklı davrandığını savunarak, Türkiye’de altın madenciliğinin gelişmediğini söyledi. Berkpınar, Türkiye’nin bir maden ülkesi olduğunu, ancak madencilik sektörünün milli gelir içindeki payının yüzde 1.5 olduğunu kaydetti. İzmir Sanayi Odası Madencilik Komitesi Başkanı Ertuğrul Toğuç, Türkiye’de madenciliğin çok cılız kaldığını ileri sürerek, “Ya madencilik ya çevre anlayışının önünü kesmek lazım. Bu tür olaylar madenciliğin milli gelir içindeki payını azaltıyor” dedi.
Ankara Sanayi Odası Madencilik Komitesi Başkanı Düzgün Ürün ise maden işletmelerinin faaliyetlerinin sürekli engellendiğini iddia ederek, “Uygar ülkelerde madencilik sektörünün çevreyi kirlettiğinden bahsedilemez. Madencilik sektörü kirliliğe sebep olmaz” dedi.
| |
Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
