|
4 Şubat Ülkemizde de konser vermeyi planlayan sanatçı, Türkiyenin ataları rüyama giriyorlar. Çok seveceksin, güneşe bayılacaksın. Aileni de getir. Gitmelisin sonsuza dek değişeceksin diyorlar açıklamasını yapıyor. |
Info: Cornflake Girl sizin dünya çapında ilk önemli hit parçanızdı. Bu şarkıyı seçerken müzik dünyasında farklı ve benzersiz olacağınızı hissettiniz mi ya da tek şarkıdan sonra unutulacağınız endişesine kapıldınız mı? | ||||
Şarkıyı yazarken, hatta kaydederken bile radyoda çalınacağını hiç düşünmemiştim. Çünkü yedi dakikaydı. Şarkıyı bir Rastoforyen dükkanının karşısında otururken yazmıştım. Ne tarz bir dükkan olduğunu bilmiyorum. Pek çok şey satılıyordu. Orada sürekli çaldıkları müzik içime işledi ve yazmakta olduğum Cornflake Girl şarkısının albümlerden pek çok farklı etki içerdiğini gördüm. Bu yüzden kaydederken ve insanlara dinletirken asla albümdeki, diğer şarkılardan daha farklı olacağını düşünmemiştim. Çünkü, o şekilde tasarlamadım. Buna kendim karar verdim. Bunun için çaba sarf etmem. Fairy Talein Amerikada ne yapacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. O da başka bir beş buçuk dakikalık şarkıydı. Çalınacak şarkıları planlamam. Sadece tesadüfen oluyor. Info: Internette sizin pek çok biyografinizi okudum. Bir şeyi merak ediyorum. Beş yaşınızdayken Baltimordaki Peabody Enstitüsüne kaydolmuşsunuz. John Lennon ve The Doorsun şarkılarını söyledikten sonra enstitüden çıkarıldığınızı yazmışlar. Neden bu müzisyenlere karşı böyle bir tavır vardı? Sanırım 1968di...Oraya gitmeye o zaman başlamıştım. Sadece belli çağdaş müzisyenlerin kalıcı olduğunu düşünüyorlardı. John Lennon 1968de Amerikada fazla tanınmıyordu. Bu yüzden enstitüde çalışanların belli çağdaş müzisyenlerin güçlerinin farkında olduklarını sanmıyorum. Ne yazık ki ölünceye kadar onların etkilerini göremeyebiliyoruz ve onları özlüyoruz. Info: Yeni kuşak, sizi Professional Widow şarkınızın Arman Van Helden versiyonuyla tanımaya başladı. Şarkılarınızı sizinle büyüyen kuşak için mi yoksa tüm kuşaklar için mi yaratıyorsunuz? Müzisyen geleneğinden geliyorum ve uzun bir çıraklık dönemim oldu. Bir besteci olmaya sadık kalmanın benim için daha iyi olduğunu hissettim. Bazen bu yaptığım bir şeyin ana fikri olabiliyor, bazen olmuyor. Ama her iki şekilde de enstrümana ve gelen şarkılara sadık olarak uyanabiliyorum. Eğer dürüst olmayı sürdürürseniz insanlar sizi bulacaklardır. Tabii bunu istiyorlarsa. Dürüst müzisyenler istiyorlarsa. Benim yaptığımı da bulacaklardır. Info: Strange Little Girl de cover parçalar söylemiştiniz. Kendi parçalarınızla, diğer müzisyenlerin parçalarını söylemek arasında ne gibi bir fark var? Dürüst olmak gerekirse, erkek şarkılarını yaptığımda ligimi yükseltmem gerekiyordu. Çünkü bir erkeğin sözünü aldığınızda onun tohumunu alırsınız. Onu buraya ektim ve tamamladığım yer de burası. Bir erkek ne söyler ve kadın bunu nasıl duyar? Bu gerçekten ilgimi çekiyordu. İletişim kopukluğunun ortaya çıkma sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. İlişkilerimde birçok kez bunu deneyimledim. Pek çok araştırma yaptım ve erkeklerden oluşan bir kontrol grubum vardı. Onlara sürekli olarak benim kobaylarım olduklarını hatırlatmam gerekti. Onlar benim kontrol grubumdu ve bana erkeklerin duygularını CD koleksiyonlarında sakladıklarını gösterdiler. Info: Depeche Modeun Enjoy The Silence adlı parçasını nasıl seçtiniz? Garip bir hikaye. Kontrol grubundaki adamlardan biri bana birlikte yürüyüşe çıktığı bir kızla ilgili bir hikaye anlattı: Yürüyorduk ve bana One of My Friendsi söyleyeceğini söyledi. Aklıma gelen tek şey Enjoy The Silenceı koymaktı. Çünkü şarkı söylememi sağlayan tek şey oydu. Bu hikayeyi dinleyince o şarkının onun için zamanın donması gibi bir şey olduğunu fark ettim. Bana anlatırken geçmişe dönmüştü. Kalbi kırık bir delikanlı gibiydi. Tekrar sahilde yürüyordu. Bunu gözlerinden anlayabiliyordum ve şarkıyı benim için çaldı. Onun için çok kutsal bir şeydi. Erkeklerin cuma günleri bir araya gelip pedikür yaptırıp, duygularından söz etmediklerini anladım. İçlerinde bir şeyler biriktirdiklerini ve müzikleriyle gizli bir hayatları olduğunu anladım. Albüm bununla ilgiliydi. Onlar, erkeklerin gizli şarkılarıydı. (Videoda Depeche Modeun solisti sahilde yürüyor) Info: Scarlets Walk isimli yepyeni bir albüm var karşımızda. Albümün adının ardındaki öyküyü anlatır mısınız? Scarlet bir iptir. Bu kelimenin renk olmadan önce dokuma tezgahında ve ipe dayanan etimolojisini seviyorum. Elbette Amerikada Scarlet OHara hala kadın kahramanlarımızdan biridir. Bununla birlikte Cherokee olan annemin halkına uygulanan soykırımın hayali olmayan öyküsü de var. 1838-1839 yılında Gözyaşı Patikasına gitmeye zorlanmışlar. Büyükbabamın büyükannesi oradan tek başına kaçmış ve dağlarda tek başına genç bir kız olarak dokuz ay boyunca yürümüş. Aşağı indiğinde bir plantasyon sahibinin yanında hizmetçi olmuş. Büyükbabam onun soyundan geliyor. Büyükbabamı o büyütmüş ve Cherokee halkıyla ilgili tüm hikayeleri büyükbabama o anlatmış. Küçük bir kızken onunla çok zaman geçirdim. O da bana o hikayeleri anlattı. Bu iki olay birbirinden 250 kilometre uzaklıkta gerçekleşmiş. Biri Avrupalı kahramanın, biri de yerli halkın mücadelesi ve Amerikanın yerli halkıyla bütünleşmesinin zamanının geldiğini düşünüyorum. Çünkü onlarda büyük bir bilgelik var. Bize bunu okullarda öğretmiyorlar. Info : 11 Eylül olaylarından sonra Amerikalı grupların pek çoğu bu olay hakkında şarkılar yaptı. Dünyanın pek çok yerinde binlerce terörist saldırı var. Neden aynı hassasiyeti onlara da göstermiyorsunuz? Bu konudaki fikirleriniz nelerdir? Bize ya da önem verdiğimiz birinin başına gelmeden bize çok yaklaşmadan anlayamıyoruz. Dünyadaki herkes için bu böyle. Bir söz vardır. Birinin makosenlerinin içinde bir gün yürümeden onu tanıyamazsınız derler. (Try Walking in My Shoes, Depeche Mode, 1994) Amerika, Britanya, Orta Doğudaki ve dünyanın diğer yerlerindeki terörist saldırılara uzak görünüyordu; yanık kokusunu kendiniz duyduğunuzda bu artık bir Bruce Willis filmi gibi görünemez; ama görünüyor. Çünkü televizyon, duyarlılığı azaltıyor. Bu doğru. Şu çetelere giren ve kurşun yarası alan çocuklarla konuşulduğunda sadece Acıtacağını asla tahmin etmemiştim diyorlar. Çünkü bunu televizyonda gördüklerinde çol duyarsız hale geliyorlar. Amerikada yapılan araştırmalar, çetelerdeki çocukların bunların etkilerini ve sonuçlarını anlamadıklarını gösteriyor. Benzer şekilde kendiniz yaşamadıkça bunun içe işlediğini bilmiyorsunuz. Her şeyden önce, Amerikanın olan bitenden bu kadar uzak olmamayı hissetmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu anda barış eylemlerinde bile nefret görüyorum. Hiçbir yerde merhamet yok. Amerika gibi pek çok ülke de şu anda bir dönüm noktasında. Yeni bir kuşağın yükselmesi gerektiğine inanıyorum. Müslüman, Hıristiyan, yerli... Her neyse... Dürüst ve ruhu olduğuna inandığımız liderleri yönetime getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Vatandaşlar, bizler bu güce sahibiz; ama savaştığımız ve Hayır demek yerine birbirimizi suçladığımız için ayağa kalkmalıyız. Affetmeliyiz. Bu, vatandaş olarak gücümüzü elde etmenin tek yolu; ama gücümüzü talep etmememiz için dünya liderlerinin kafamızın karışık olmasını istediklerini düşünüyorum. Info : Türkiyede pek çok Tori Amos hayranı var. Türkiyeye gelmenizi istiyorlar. Böyle bir planınız var mı? Planım var, çünkü beni çağırıyor. Ben tüm ülkelerin mitolojisi ve atalarıyla bütün olduğuna inanıyorum. Sizin vücut haritanızda, benim vücüt haritamda bir şey vardır. Belki kalbinizde. Bilmiyorum, belki dizinizde... Bu sizi bir yere çeker ve Türkiyenin ataları rüyama giriyorlar. Çok seveceksin, güneşe bayılacaksın. Aileni de getir. Gitmelisin sonsuza dek değişeceksin diyorlar... | ||||
38. Rotterdam Film Festivali başladı | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||