|
Tayfun Öneş'in tüm yazıları -5- Tayfun Öneş'in tüm yazıları -4- Tayfun Öneş'in tüm yazıları -3- Tayfun Öneş'in tüm yazıları -2- Tayfun Öneş'in tüm yazıları |
|||
Henüz bu transferin gerçekleşmesinin kesin olmadığı günlerde, gazetelerde haber ya da yorum aramıştım. Hazır vakit erkenken, medyadaki Fenerbahçeli ağabeylerimiz yapma, gitme, hele oraya hiç gitme Revivo diyerek ona öğütlerde bulunurlar diye... Hayret! Bir Allahın kulu da çıkıp bu konuda bir şey söylemiyordu; Celta Vigo ya da Hamburg alternatifli güzergâhları, eli kalem tutan herkes yutmuş gözüküyordu. Yoksa birileri durun hele, transfer gerçekleşsin ondan sonra konuşursunuz. Şimdi konuşursanız aleyhte kamuoyu erken oluşur, sonra bu transfer yatıverir maazallah mı demişti? Ne de olsa bu kez, Ergun Gürsoy gibi ezeli rakipten kaçıra kaçıra adam transfer etme çabaları içinde olan yöneticiler pek yoktu karşı sahil Floryada. Hatta bu kez Floryanın en tepesindeki muhterem (buraya özellikle ünlem işareti koymuyorum) kişi, aşikar ve organize bir tribün anarşisinin tam ortasındayken bile yediği her golden sonra elini uzatıp o ezeliyi tebrik edebilen bir kişiydi. Yani iki camianın erkenden ve aşırı şekilde gerilmesi halinde bu transfer veto yiyebilirdi. Neme lazım! Güdülen medya mensuplarının güdülme timingini de ustaca ayarlamak lazımdı. Ne zaman ki, Revivo imzayı attı, kalemler de ötmeye başladı: - Evet, evet o bir hain! Zaten yahudi(!) (Alâkaya çay demle) Başka gönderilecek kim var? - Rapaiç. Ona da, şöyle gündemdeki amaca hizmet eden bir soru soruldu mu, tamamdır. - Eyy! Rapaiç, sen, ya sen, hiç Galatasaraya gitmeyi düşündün mü? - Asla... Onlarla hiç işim olmaz! (Ohh! Ağzına sağlık! Cuk oturdu şimdi bu cevabın. Yiğidim, aslanım... Şampiyonluk kutlamalarına mutlaka bekliyoruz seni!) Tez vakitte, Revivo formaları toplatıla; mümkünse Rapaiç yazılarak tekrar satıla... Bir de, bu işler hep böyledir; Barselonadan Real Madride bir oyuncu gidince de böyle sansasyonlar olur safsatası var. Doğrudur oralarda da, şimdilerde Galatasaraylıların, Fenerbahçelilerin geldiği türden gaza gelenler olabilir. Ne bileyim, nasıl ki şimdi sağımızdaki solumuzdaki Galatasaraylıların hemen hemen aynı paraya aldırılan Felipe mi dönsün, takımı sırtlasın, böylece aldığı onca parayı hak etsin istersin; yoksa Fenerden sezonun tam ortasında, çalım atılmış edasıyla (ortada çalım-malım varsa ben de şimendiferim) alınan ve henüz Galatasaray takımında antrenmana bile çıkmamış Revivo mu gelsin istersin? sorusuna %99 ve büyük bir iştahla Re-vi-vo deyivermesi gibi orada da medya ve başkanlar tarafından yönlendirilebilir taraftarlar ama oralarda kişi başına düşen milli gelirlerle bizimki bir mi? İspanyol futbolsever 15, İtalyan ise 20 bin dolar sınırını zorluyor. Bizimkisi 5 bine vursun, o gün, şimdinin Ronaldosu kimse, ona bile talip olma yarışına girilir evvel Allah! Hem hiç olmazsa, oralarda birilerini (genellikle de taraftarı) kandırmak uğruna sorumluluğunu üstlendikleri kulüpleri milyonlarca dolar zarara sokanlar er ya da geç bunun acısını çekiyorlar. Lâkin oralardaki yanlışlar, bir yerlerden mutlaka dönüyor. Bizde öyle mi? Bizde döneceği en son yerden de ödüllendirilerek geri geliyor sorumsuzluğun vebali boynuna olanlar. Gördük işte: Daha geçenlerde Galatasarayın 120, Fenerbahçenin 105, Beşiktaşın 17 trilyon lira olan birikmiş vergi borçlarını sırasıyla 4 trilyon, 3 trilyon ve 300 milyar liraya düşürdüler, size şimdi futbolcu lazımdır! 18 taksitte ödeyebilirsiniz dediler. O zaman da işte çocuk oyuncağı gibi oynanır transfer denen dosyanın sayfalarıyla. En koyu ve hafızası en kuvvetli Galatasaraylıya sorun bakalım, son 5 sezonda geliyor, geldi... diye şişirilen ve gidiyor, gitti diye ardına teneke takılan yabancıların tümünü bir gün boyunca düşünsün, yine de internet arşivlerinde sörf yapmadan sayabiliyor mu isimleri? Nasıl saysın ki garibim? 5 sezonda 35 olmuş o sayı, henüz ortada Xavier, Lukunku, Revivo vesaire dahi yokken... Öte yandan, saha içi zekası ve yüksek top tekniği Revivoyu zaman zaman adeta bir virtüöz kılsa da markajı zayıf olduğu için yanına Johnsonn gibileri monte edilirken bile icazet almak adına aziz başkana, bu tertibi doğru buluyor musunuz? diye sorulmuştur belki ama Revivo gibi bir adam dururken (Rapaiç de durmaya devam ederken) aynı başkan, teknik heyete dönüp de durup dururken 20 milyon dolara yakın para verip Ortegayı getireceğim, siz ne dersiniz? diye hiç sormuş mudur acaba? Denilenlere bakılırsa, haim evladın, Fenerbahçeden 1 milyon dolar kadar alacağı varmış. Üstelik de geldiği ilk sezonda 33 lig maçında yer almış, 14 gol, 9 asist kaydederek şampiyonluğa katkı yolunda baş rol oynamış biri olarak Geçen sezon da 24 maçta 13 gol, 7 asist kaydetmiş, hatta Avrupa Kupalarında atılan 100. gole, kanaryanın dalyasına imza koymak bu Yahudi(!) kula nasip olmuşken. Revivoya hain evlat muamelesi yapan kalemler/ağızlar... İşi din ayrımcılığından dem vuracak kadar ileriye götürenler... Siz bu konuda ne kadar sütten çıkmış ak kaşıksanız, Revivo da, forma değişimi talep ettiğiniz bizler de o kadar hainiz işte. Hele medyadaki şakşakçılar, sizin, sevdiklerinizin/okurlarınızın/taraftarlarınızın sizleri özdeşleştirdiği gazeteleri ya da TV kanallarını üstelik belki de gecikmiş alacaklarınız göreceli olarak çok daha az iken (belki de hiç iken) terk edip Bağcılar Basın Ekspres Yoluna konuşlanmış başka bir adresten gelen transfer tekliflerine balıklama atlayarak rakip kanal ya da gazetelere geçmelerinizi en iyisi hiç açmayalım di mi? Hatta şimdiden, Fatih Akyelin Bülent Korkmaza yaptığı gibi, Revivonun da ilk maçta kaptanı Rüştüye saldıracağı ânı ağzınızın suyu akarak hayal ettiğinizi falan da boş verelim di mi? Neyse... Gerçekten de ne güzel günlerdi, Can Barslanın Hain Evlat Ökkeşine güldüğümüz o günler. .............. SALAKLIK TARİHİNDEN: Başkan Eisenhowerın danışmanı Howard Pyle: Acı çekme hakkı, serbest ekonominin mutluluklarından biridir. | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||