Home page

Haber Menüsü


Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
 
HAİM evlat Ökkeş!
 
Benim gibi “Gırgır” kuşağından olanlar, Can Barslan’ın her hafta ayrı bir espriyle oldukça abartarak karikatürize ettiği o, komik ama sevimli “Hain Evlat Ökkeş” tiplemesini çok iyi bilirler.
 
NTV-MSNBC
 
27 Ocak—  Ne zaman ki, medyamızdan Revivo’nun Fenerbahçe’den Galatasaray’a gitme senaryolarının kokusu tütmeye başladı, “tamam” dedim. “Yakında yeni bir Ökkeş” doğurtuluverir. Futbolumuzun hain adamı oluverir, Haim denen bu Yahudi çocuk Revivo !” O, bu sıfat vesilesiyle iki kulüp arasındaki olumlu ve olumsuz duygulara peşkeş çekilirken bizler de yine üzerinde düşünülesi hususları ıskalar dururuz...

   
 
       
    MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -5-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -4-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -3-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -2-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Henüz bu transferin gerçekleşmesinin kesin olmadığı günlerde, gazetelerde haber ya da yorum aramıştım. Hazır vakit erkenken, medyadaki Fenerbahçeli ağabeylerimiz “yapma, gitme, hele oraya hiç gitme Revivo” diyerek ona öğütlerde bulunurlar diye... Hayret! Bir Allah’ın kulu da çıkıp bu konuda bir şey söylemiyordu; Celta Vigo ya da Hamburg alternatifli güzergâhları, eli kalem tutan herkes yutmuş gözüküyordu.
       Yoksa birileri “durun hele, transfer gerçekleşsin ondan sonra konuşursunuz. Şimdi konuşursanız aleyhte kamuoyu erken oluşur, sonra bu transfer yatıverir maazallah” mı demişti? Ne de olsa bu kez, Ergun Gürsoy gibi ezeli rakipten kaçıra kaçıra adam transfer etme çabaları içinde olan yöneticiler pek yoktu karşı sahil Florya’da.
       Hatta bu kez Florya’nın en tepesindeki muhterem (buraya özellikle ünlem işareti koymuyorum) kişi, aşikar ve organize bir tribün anarşisinin tam ortasındayken bile yediği her golden sonra elini uzatıp o “ezeli”yi tebrik edebilen bir kişiydi. Yani iki camianın erkenden ve aşırı şekilde gerilmesi halinde bu transfer veto yiyebilirdi. Neme lazım! Güdülen medya mensuplarının güdülme “timing”ini de ustaca ayarlamak lazımdı.
       Ne zaman ki, Revivo imzayı attı, kalemler de ötmeye başladı:
       - Evet, evet o bir hain! Zaten yahudi(!) (Alâkaya çay demle)
       Başka gönderilecek kim var?
       - Rapaiç.
       Ona da, şöyle gündemdeki amaca hizmet eden bir soru soruldu mu, tamamdır.
       - Eyy! Rapaiç, sen, ya sen, hiç Galatasaray’a gitmeyi düşündün mü?”
       - Asla... Onlarla hiç işim olmaz!
       (Ohh! Ağzına sağlık! “Cuk” oturdu şimdi bu cevabın. Yiğidim, aslanım... Şampiyonluk kutlamalarına mutlaka bekliyoruz seni!)
       Tez vakitte, Revivo formaları toplatıla; mümkünse “Rapaiç” yazılarak tekrar satıla...
       Bir de, “bu işler hep böyledir; Barselona’dan Real Madrid’e bir oyuncu gidince de böyle sansasyonlar olur” safsatası var. Doğrudur oralarda da, şimdilerde Galatasaraylıların, Fenerbahçelilerin geldiği türden gaza gelenler olabilir. Ne bileyim, nasıl ki şimdi sağımızdaki solumuzdaki Galatasaraylıların “hemen hemen aynı paraya aldırılan Felipe mi dönsün, takımı sırtlasın, böylece aldığı onca parayı hak etsin istersin; yoksa Fener’den sezonun tam ortasında, çalım atılmış edasıyla (ortada çalım-malım varsa ben de şimendiferim) alınan ve henüz Galatasaray takımında antrenmana bile çıkmamış Revivo mu gelsin istersin?” sorusuna %99 ve büyük bir iştahla “Re-vi-vo” deyivermesi gibi orada da medya ve başkanlar tarafından yönlendirilebilir taraftarlar ama oralarda kişi başına düşen milli gelirlerle bizimki bir mi? İspanyol futbolsever 15, İtalyan ise 20 bin dolar sınırını zorluyor. Bizimkisi 5 bine vursun, o gün, şimdinin Ronaldo’su kimse, ona bile talip olma yarışına girilir evvel Allah!
       Hem hiç olmazsa, oralarda birilerini (genellikle de taraftarı) kandırmak uğruna sorumluluğunu üstlendikleri kulüpleri milyonlarca dolar zarara sokanlar er ya da geç bunun acısını çekiyorlar. Lâkin oralardaki yanlışlar, bir yerlerden mutlaka dönüyor. Bizde öyle mi? Bizde döneceği en son yerden de ödüllendirilerek geri geliyor sorumsuzluğun vebali boynuna olanlar.
       Gördük işte: Daha geçenlerde Galatasaray’ın 120, Fenerbahçe’nin 105, Beşiktaş’ın 17 trilyon lira olan birikmiş vergi borçlarını sırasıyla 4 trilyon, 3 trilyon ve 300 milyar liraya düşürdüler, “size şimdi futbolcu lazımdır! 18 taksitte ödeyebilirsiniz” dediler.
       O zaman da işte çocuk oyuncağı gibi oynanır transfer denen dosyanın sayfalarıyla. En koyu ve hafızası en kuvvetli Galatasaraylıya sorun bakalım, son 5 sezonda “geliyor, geldi...” diye şişirilen ve “gidiyor, gitti” diye ardına teneke takılan yabancıların tümünü bir gün boyunca düşünsün, yine de internet arşivlerinde sörf yapmadan sayabiliyor mu isimleri? Nasıl saysın ki garibim? 5 sezonda 35 olmuş o sayı, henüz ortada Xavier, Lukunku, Revivo vesaire dahi yokken...
       Öte yandan, saha içi zekası ve yüksek top tekniği Revivo’yu zaman zaman adeta bir virtüöz kılsa da markajı zayıf olduğu için yanına Johnsonn gibileri monte edilirken bile icazet almak adına aziz başkana, “bu tertibi doğru buluyor musunuz?” diye sorulmuştur belki ama Revivo gibi bir adam dururken (Rapaiç de durmaya devam ederken) aynı başkan, teknik heyete dönüp de “durup dururken 20 milyon dolara yakın para verip Ortega’yı getireceğim, siz ne dersiniz?” diye hiç sormuş mudur acaba?
       Denilenlere bakılırsa, ‘haim’ evladın, Fenerbahçe’den 1 milyon dolar kadar alacağı varmış. Üstelik de geldiği ilk sezonda 33 lig maçında yer almış, 14 gol, 9 asist kaydederek şampiyonluğa katkı yolunda baş rol oynamış biri olarak Geçen sezon da 24 maçta 13 gol, 7 asist kaydetmiş, hatta Avrupa Kupaları’nda atılan 100. gole, kanaryanın dalyasına imza koymak bu Yahudi(!) kula nasip olmuşken.
       Revivo’ya “hain evlat” muamelesi yapan kalemler/ağızlar... İşi din ayrımcılığından dem vuracak kadar ileriye götürenler... Siz bu konuda ne kadar “sütten çıkmış ak kaşık”sanız, Revivo da, forma değişimi talep ettiğiniz bizler de o kadar hainiz işte.
       Hele medyadaki şakşakçılar, sizin, sevdiklerinizin/okurlarınızın/taraftarlarınızın sizleri özdeşleştirdiği gazeteleri ya da TV kanallarını üstelik belki de gecikmiş alacaklarınız göreceli olarak çok daha az iken (belki de hiç iken) terk edip Bağcılar Basın Ekspres Yolu’na konuşlanmış başka bir adresten gelen transfer tekliflerine balıklama atlayarak rakip kanal ya da gazetelere geçmelerinizi en iyisi hiç açmayalım di mi? Hatta şimdiden, Fatih Akyel’in Bülent Korkmaz’a yaptığı gibi, Revivo’nun da ilk maçta kaptanı Rüştü’ye saldıracağı ânı ağzınızın suyu akarak hayal ettiğinizi falan da boş verelim di mi?
       Neyse... Gerçekten de ne güzel günlerdi, Can Barslan’ın “Hain Evlat Ökkeş”ine güldüğümüz o günler.
       ..............
       SALAKLIK TARİHİ’NDEN:
       
Başkan Eisenhower’ın danışmanı Howard Pyle: “Acı çekme hakkı, serbest ekonominin mutluluklarından biridir.”
       
       
       
       
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları