|
Ekonomik krizden herkesin nasibini aldığını, bundan kurtulabilmek için son hamlenin yapılması gerektiğini ifade eden Şenkal, şöyle devam etti: Bizim en çok aradığımız siyasi istikrar ve önümüzü görebilmek. Söylenen ve yapılması istenenlerin aksaklık çıkmadan adım adım söylendiği gibi bitirilebilmesi. Son seçimle birlikte göreve gelen güçlü siyasi iktidarın, istikrar programlarının sosyal sıkıntıları da giderecek şekilde bir sonuca ulaşabilmesi için gerekli ortamı yaratacağına inanıyoruz. Tedbirli ve ihtiyatlı olunmalı, ama bunlar hiçbir zaman yatırımın, yaratıcılığın önüne geçmemeli. İyimserliğin kaybolduğu noktada tedbirli olma kavramını çok sıkı tutmak lazım. Şenkal, ekonomik krizin en çok etkilediği kurumlardan birisinin de Halk Bankası olduğunu belirterek, şöyle devam etti: Son krizin bu kadar sarsıcı ve çarpıcı olmasındaki en büyük etkenlerden birinin, kamu bankalarının görev zararları olduğu çok tartışıldı. Ben bu kurumda göreve başlayalı 6 aya yakın oldu. Geriye dönüp baktığımda adı Halk Bankası ama, banka olmanın dışında bırakılmış. Siyasi ve sosyal otoritelerin ihtiyaçlarını çözmek zorunda kalmış. Diğer başka görevlerin istenmesiyle birlikte, birtakım görev zararları çıkmış ve oldukça büyük boyutlara ulaşmış. Görev zararları, bütçede olmayan ancak, yerine konulması gereken büyük rakamlardır. Krizin, Halk Bankası, Ziraat Bankası ve Emlak Bankasının yeniden yapılandırılması ve özelleştirilmesi kararını beraberinde getirdiğine işaret eden Şenkal, Halk Bankasının 2003 yılı sonuna kadar özelleştirilmesinin planlandığını kaydetti. İŞLEM SAYISI OLSUN DİYE... Özelleştirme için gerekli yapısal düzenlemelerin yapldığını belirten Şenkal, şunları anlattı: Öncelikle Halk Bankasının yapısı değişti. Daha özerk olabilecek yeni bir yönetim kurulu seçildi ve bu yönetim kurulu, bankanın mevcut durumunu tespit etti. Daha sonra görev zararları kalemi, devlet kağıtlarıyla zarar kaleminden çıkarılıp, bankanın aktifinde yeraldı. Bugün bankaya çeşitli zamanlarda nema sağlayan aktif konumunda. Bunun yanında tahsil edilemeyen, geri alınması güç olan, çok büyük miktarda krediler tespit edildi. Bunlar, o sıralar yeniden yapılanan mali sektörün BDDK yönetmelikleriyle sıkı kontrol altına alınmış olan karşılık alacaklar kalemine aktarıldı. Bu krediler artık tahsil edilemese bile bankaya zarar olarak dönmeyecek. Tahsil edilirse, edildiği oran kadar bankaya kar kaydedilecek. Dolayısıyla görev zararları bilançodan çıktı. Ondan sonra şube sayısına bakıldı. 800 küsür şube vardı. İşlem sayısı olsun diye personelin sabah para yatırıp akşam çektiği şubeler vardı. Bu nedenle karlılık açısından aktif olmayan şubeler çok titizlikle seçildi ve bunların kapatılması yoluna gidildi. Bunların kapatılması yoluna gidilirken de o ilçede verilecek hizmetin aksamaması için Ziraat Bankasıyla çok dengeli çalışıldı. Yani bir yerde Ziraat Bankası şubesi kapatılıyorsa, Halk Bankası şubesi açık bırakıldı. Eleman sayısın 14 binden 8 bini indirildi. Özelleştirme ve yeniden yapılandırma için en önemli etkenin şeffaflık olduğunu kaydeden Şenkal, Bugün bankanın bilançosunda izah edilemeyen hiçbir kalem yok. Ne kadar batık kredi varsa hepsi deşifre edilmiş, hepsine karşılık ayrılmış. Halk Bankası 2002 sonu itibariyle enflasyon sonrası karı en büyük 2 bankadan biri olacak. Kar devlet kağıtlarında geliyorsa ne önemi var. Bu ayrı bir tartışma konusu. Artık, kar edebilir konuma gelmiştir diye konuştu. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||