Bir devre arası rüyası

Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.

William Shakespeare eserlerinden birine “Bir Yaz Gecesi Rüyası” demişti; üstat, ebedi “mışıl”lıktaki uykusundan uyanıp üstüne alınmaz ya; ben de bu yazıma, “Bir Devre Arası Rüyası” diyorum.

NTV-MSNBC


5 Ocak— İşte futbol bu! Adama ne başlıklar attırıp ne yazılar yazdırıyor! William Shakespeare eserlerinden birine “Bir Yaz Gecesi Rüyası” demişti; üstat, ebedi “mışıl”lıktaki uykusundan uyanıp üstüne alınmaz ya; ben de bu yazıma, “Bir Devre Arası Rüyası” diyorum. Bakalım, onun kadar (hâşâ sümme hâşâ!) ağdalı/çamsakızlı yazabilecek miyim?


		Tayfun Öneş'in tüm yazıları -5- Tayfun Öneş'in tüm yazıları -4- Tayfun Öneş'in tüm yazıları -3- Tayfun Öneş'in tüm yazıları -2- Tayfun Öneş'in tüm yazıları

			Bir varmış, bir yokmuş Bir garip ülkede, bir futbolperest yaşarmış Ülkesinin bir dolu “yurdum insanı” varmış Onlar heyecan ve hezeyanı iç içe yaşarlarmış Kötü gidince işler, çok karamsar olmaya Düzelince de, bol hayal kurmaya bayılırlarmış Günlerden bir gün, 2003’ün henüz başlarıymış Düpedüz güz, yani üşüttüren cinsten bir kışmış Bizimkisi yorgun, derin bir uykuya dalmış... Pandispanya gibi kabarık bir uykuda Siyah-beyaz, kırmızı-sarı-lacivert bir rüyada “Üç Büyük” topa sıçramış, aklı kalmış açıkta... * Önce bir Kartal’mış, gelmiş karyolasına konmuş Geniş kanatları, fal taşı gibi gözleri varmış Şampiyonluk inancı, pençesine takılıp kalmış... Bizim futbolperest, sayıklar gibi, sormuş ona: El alem didinir dururken hep, bu ara Sen neyler durursun buralarda Kara Kartal yanıtlamış, kendinden çok emin “Dönemeyiz artık, ettik bir kere yemin” Yeminle olacaksa bu iş, ne diyelim “aferin!” Dörtdörtlük olsa da, Pancu, Sergen, Cordoba Sen yine de çalış çabala, sonuna kadar kovala Luce’ye güvenip kalmayasın dımdızlak ortada Ders almalısın, çok değil, iki sezon öncesinden Luce’nin marifetinden, Ankara’nın Gücü’nden Son anda Sami Yen’de doğan, o meşhur ‘Efsane’den * Kartal, keyfi kaçmasın diye uzaklaştı Bir başka kuş, cik cik etti, yaklaştı Şakıdıkça sanki “Kanarya”lığı berraklaştı O şakıdıkça “Arjantince” sandım, dinledim Meğer “Azizce”ymiş, çözene dek inim inim inledim Hoş bir name bekledim; gelmeyince kendim söyledim “Bir tatlı huzuuur almaya geldim- ahh! Kalamıııış’tan, vah! Kalamış’tan!” ‘Huzur’ mu dediniz; nicedir transit geçer buradan Kanaryam, güzel kuşum, ahh! Revivo’m Atamam, tutamam, şekere bile katamam seni O vakit, Oğuz’a atam, Batis tutam ben seni Kanaryamın yüreği buruştu, kafası karıştı Çırptı kanatlarını, Bodrum semalarına uçtu Yıldırım çarpsın ki, oralara kadar uçmak suçtu * Sabah olmak üzere, gün ağarmakta Bir briyantinli aslan, önüne gelene bağırmakta Biri hariç, eski evlatlarını geri çağırmakta Hakan’ın küçüğünü tut, büyüğünü kovala En büyük ümidi, Karan değil, Davala Çıkmayan candan ümit kesilmez; Popescu da yolda Aslanımın edası hırçın, adı ‘imparator’ Beni başkalarına benzetmeyin yeter, diyor Üstü başı pek janti, ya Christian ya Dior “Devre aralarını severim; Marmaris ah ne hoştur” İyi de “aslan”ım, bu kez kamp yeri galiba Muş’tur Yolu yokuştur, giden dönmüyor, acep n’olmuştur “Fikstür benden yana, tribün benden... Benden büyük bir Allah var, gerisini dinlemem Kimse bileğimi bükemez, bükeni de hiç çekemem” İmparator kumara merak sardı; en “rölans”ı Baliç İşler “shit”e Sarr’dı, Felippe’si dahil hepsi “hiç” Yeter ki can’lar bir olsun, ‘sun ile ‘aydın hariç! * Güya derken, rüya derken, Kartal/Kanarya/Aslan döktürdü Derken bu yazı da bana, vallahi kök söktürdü Ben kendimdeysem namerdim; bugün klavyemi şeytan öttürdü -bu kadar olur yani, yani ‘The End’-

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın