Home page

Haber Menüsü


Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
 
Her şeye rağmen mutlu yıllar
 
“Mutlu” demeyi unuttum sanmayın. Bu saydıklarım olursa, mutluluk da gelir zaten. Hâlâ gelmiyorsa, hayatınızda eksik olan tek şey, aşktır. Ona da, ben buradan ne desem boş!
 
NTV-MSNBC
 
29 Aralık—  Kapımızı çalmakta olan yeni yılla ilgili olarak, sadece bir “futbol yazarı dileği”nde bulunmaya kalksaydım, şimdi şunu derdim: Oyuncusundan, seyircisine ve illâki yorumcusuna kadar her futbolperestin sportmence davranacağı bir yıl olmasını diliyorum. (Doktor Bey, Doktor Bey, bu dileğim kulaklarında değil, beyninde çınlasın inşallah!). Ancak, “mutlu yıllar” dileğimi iletmeden önce başka şeyler de söylemek isterim.

   
 
       
    MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -5-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -4-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -3-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -2-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Yıllardır çift sayıların daha uğurlu olduğuna inandığımdan, her yeni yıla girerken beklentilerim açısından, sonu tek sayıyla biten yıllara, baştan haksızlık ederim sanki. Mesela 2001, 2000 kadar, 2003 de 2002 kadar iyi geçmeyecek gibi gelir, daha en baştan. Halbuki, ne alâkası var değil mi?
       Sonunda, bu yılki Japonya-Kore futbol maceramız sırasında uğur konusundaki jetonum düşer gibi oldu. Yoksa, çaktırmadan, bu garip önyargımı tetikleyen sebep, Dünya Kupası ve Avrupa Futbol Şampiyonası organizasyonlarının her iki yılda bir ve hep çift sayılı yıllara denk geliyor olması mı? Vallahi olabilir!
       Mesela şu sıralar, hele bir de, yine bizim de katılacağımız bir dev futbol organizasyonunun hazırlıkları sürdürülüyor olsaydı, aynı 2003’ü şimdi daha bir coşkulu “hoş geldin”le buyur ediyor olmaz mıydık? Oysa bu yıl hem tek sayılı bir yıl, hem de daha başka ve sevimsiz birtakım uluslar arası organizasyonlara gebe kalmış olarak karşımızda.
       Sunay Akın’ın, bir kitabında okumuş, “cuk” oturmuş, bulmuştum. Onun tâbiriyle söyleyeyim: “Bushu Bushuna Savaş” kapıda.
       Maalesef, uzunca bir süredir evde/işyerinde/kıraathanede sürdürdüğümüz “acaba savaş çıkacak mı, çıkmayacak mı” muhabbetinden, gele gele bugün ancak şu noktaya geliverdik:
       “Bari kısa sürse!”
       Bush Amca veya Büyük Bush Amca’nın Oğlu Bush, veya BushoğluBush, (eskiden kısaca “Sam Amca” derdik ve tüylerimiz o kadar diken diken olmazdı) kız ister gibi, dünyanın huzuruna çıkıp “Çok ırak yerlerden geliyom, anlarsınız ya! Allah’ın izni, peygamberin kavliyle o petrol yataklarını istiyom” deyince, Global Family’nin ileri gelenleri “Ben veremem, sen ver...” der gibi birbirinin yüzüne bakakaldı. Bir Allah’ın kulu da çıkıp, bu avare(l) bakışlı, lâkin giyimi, kuşamı (özellikle de kuşamı) fiyakalı oğlana, “haydee!” diyemedi, diyemiyor.
       Sahiden, o “Amca”, bize de sordu mu acaba? Sorduysa, bizimkiler ona “bize komaz,, biz zaten bu yeryüzünde bütün komşularıyla sorunu/derdi olan yegâne ülkeyiz” diyebildi mi acaba?
       Yanı başımızdaki bir ülkeye, daha damardan bir tabirle, “komşumuz”a, dünyanın rızasını almaya çalışarak falan da olsa, saldırma hazırlıkları var ve biz bundan -en kârlı nasıl çıkabiliriz- derdindeyiz. Çıkamayız efendim, çı-ka-ma-yıııız!
       Öyleyse, hakikaten “bari kısa sürse!”
       Mesela o kadar kısa sürse ki, 2 Şubat 2003’e ertelenen Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi, savaş sebebiyle bir kez daha ertelenmek zorunda kalmasa. Zaten ne alâkası var, niye ertelensin ki? Hani, o gün asıl, o derbi yüzünden savaşa ara verilse anlarım; çünkü bizim derbiler, mâlum, özellikle de Asya cephesinde konuşlananlar, her yıl daha bir kanlı geçiyor!
       Ne kadar ırak olursa olsun, görünen köy kılavuz istemiyor işte ; savaş çıkacak..
       Ekonomik krizlerden dolayı yıllardır göbeği çatladığı yetmiyormuş gibi bir de savaş senaryolarının zamansal ve mekansal göbeğine düşmüş bir ülkenin ferdi olarak, kapıda duran yeni yıldan çok ümitli olmak zor. Ben yine de hepinize, sağlıklı, başarılı, sevdiklerinizle dolu dolu geçireceğiniz bir yıl diliyorum. “Mutlu” demeyi unuttum sanmayın. Bu saydıklarım olursa, mutluluk da gelir zaten. Hâlâ gelmiyorsa, hayatınızda eksik olan tek şey, aşktır. Ona da, ben buradan ne desem boş!
       MUTLU YILLAR efendim.
       
       Salaklık Tarihi’nden :
       
Fransız ordusu, askerlerin mayın tarlalarında yürüyebilmelerini sağlayan, patlamaya dayanıklı botlar icat etti. Fakat botlar o kadar ağır ve içinde yürümesi o kadar zordu ki, askerler mayınlarla havaya uçmadan önce pusuya yatan düşman askerleri tarafından vuruluyorlardı.
       
       NOT: Tarihe geçemem elbette ama, bir salaklık da ben yapmışım: “İlk Yarının Ardından” başlıklı son yazımda Beşiktaş’ı, geçen sezon kupa finalinde Kocaeli yerine Denizli ile oynatmışım. Böyle bir hatadan dolayı özür diliyor; nazikçe uyaran okuyucularıma teşekkür ediyorum.
       
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları