| | | | |
|
Dünyanın en sakar detektifi bundan yaklaşık kırk yıl önce doğdu. Müfettiş Clouseau, ilk kez 1963 yılında Pink Panther/Pembe Panter filmiyle dünya seyircilerinin huzuruna çıktı. Çok iyi niyetli; ama olabildiğince beceriksiz bir detektifti. En olmayacak anlarda öte beriye takılıp yere kapaklanmakta üstüne yoktu, mesela; ama o kendisini her sorunu çözümleyen acar bir detektif sanıyordu. Clouseau, ona hayat veren kişinin Peter Sellers olması sayesinde, sinemanın en sevilen tiplerinden biri haline geldi. Pembe Panter filmleri birbirini izleyip gitti, sayıları dokuzu buldu. Jenerik niyetine sunulan ve Friz Ferelengin yarattığı Pembe Panter de, Clouseau/Sellersın kendisi kadar meşhur oldu.
Gerçi bu filmler hep uzun kollu, uzun bacaklı, sevimli suratlı, biraz safça panterimizin maceralarıyla başlar; ama Pembe Panter aslında ilk filmde çalınan pembemsi bir elmastır. Aynı zamanda, Peter Sellersın Fransız müfettişi canlandırmasıyla başlayan film dizisinin ortak adıdır.
Bu dizinin jeneriğiyle hayat bulan bir dizi kısa canlandırma filmi ve her ikisinde de hazır ve nazır olan canlandırma karakter Pembe Panterin kendisi. En çok da bu son anlamıyla, birçok çocuk ve büyüğün gönül hırsızı olmuştur. | |
|
Sellers da öyle. 1963te Blake Edwardsın yönettiği Pink Pantherda, Müfettiş Clouseau ikinci derecede bir karakterdi. Esas kahraman, kibar hırsız Sir Charles Littondı, yani benzersiz David Niven. Fransız Clouseaunun ise onu yakalayacağım diye debelenip dururken biraz arka planda kalması planlanmıştı. Olmadı ama. Sayısız karaktere kolaylıkla, inandırıcı bir şekilde bürünmesiyle tanınan İngiliz aktör sayesinde bir anda ön plana çıktı. Hatta ilk filmde Peter Ustinov oynamadığı için seçilen, o sıralar sadece ülkesinde tanınan Peter Sellers, çoğu kişinin kafasında öncelikle Müfettiş Clouseau olarak kaldı. Zaman zaman kapışsalar da, 1963ten beri Pembe Panter dizisinde (Örneğin, Party/Parti) onunla çalışan yönetmen Blake Edwards da benzer bir kaderi paylaştı. Birinci sınıf başka komedileri, hatta komedi janrı dışındaki başarılı filmlerine rağmen, onun adı da Pembe Panter dizisiyle aynı nefeste anılır oldu. | |
|
Pembe Panter dizisinden dört film, bu ay CNBC-enin Komedi Kuşağını oluşturacak. Bir tanesi, Peter Sellersın bizzat oynadığı Revenge of the Pink Panther. Clouseau bu filmde, onca zamandır ona tahammül eden patronu Dreyfusu (Herbert Lom) çıldırtacak, uşağı Cato (Burt Kwouk) ile yakın dövüş idmanlarını sürdürecek ve on altı suikast girişimini atlatıp kendine ölmüş süsü verecek. Sellersın Clouseau macerasının beşinci filmi Revenge of the Pink Panther vizyona girdiğinde çok iyi iş yapmıştı (Diğer filmler ise, A Shot in the Dark, 1964; The Return of the Pink Panther, 1974; The Pink Panther Strikes Again, 1976). Gerçi, heyhat, 1980deki ölümünden önce, Peter Sellersın son Clouseau rolü tam Sellers hayranlarına göre, çünkü üstad sayısız kılığa bürünme konusundaki ustalığını bir kez daha kanıtlıyor. Abartılı Fransız telaffuzu da cabası.
Pembe Panter ve Müfettiş Clouseau
Sellers, Pembe Panteri mecburen bıraktıysa da, Edwards onu bırakmadı. The Trail of the Pink Panther ile The Curse of the Pink Panther da bunun kanıtları. Aktörün ölümünden iki yıl sonra çekilen Trail of the Pink Pantherda, efsanevi elmas yine çalınmıştır, Clouseauya da yeniden onu bulma görevi verilmiştir. Elmasın izinde bir başka ülkeye gider, bir uçağa biner, uçak kaybolur. TV muhabiri Marie Jouvet (Joanna Lumley), aralarında Clouseaunun sabık eşi Lady Littonın da bulunduğu (Capucine) kişilerle konuşur. Ne yazık ki bu film çevrilirken David Niven da hastaydı, hatta doğru dürüst konuşamadığı için dublajlıdır. Edwards, Curse of the Pink Pantherda da (1983) eski Panter filmlerinin Seller klipleri ve bölümlerinden yararlandı. Bu sefer Clouesauyu, Clifton Sleigh adlı biri (Ted Wass) arıyordu. Müfettişin eski patronu, nasıl olsa bulamaz diye bu görevi Sleighe vermişti. Yeni kahramanımız kayıp müfettişi tanıyanlarla söyleşirken, eski filmlerden parçaları kullanma fırsatı doğuyordu.
|
|
|
|
| |
Bu filmde de, ilk Pembe Panterden beri tanıdığımız Sir Charles Litton (Niven), yeğeni George (Robert Wagner), Dreyfus (Herbert Lom), Lady Litton (Capucine) var. Ve elbette vazgeçilmez uşak Cato (Kwouk). Roger Moore da, Jacques Clouseau olarak ikinci derecede bir rolle karşımıza çıkıyor.
Bu ayın dördüncü Pembe Panter filmi ise, yönetmen Edwardsın Curse of the Pink Pantherdan on yıl sonra çektiği Son of the Pink Panther. Yeni detektifimiz, Jacques Gambrelli (Roberto Benigni) adında, umutsuzca beceriksiz bir Fransız polis. Bir kaçırma olayına karışıyor, güzel Prenses Yasmine (Debrah Farentino) abayı yakıyor. | |
|
Dreyfus ve vahşi Koreli Cato yine esrara dahil, Claudia Cardinale de ilk filmdeki karakteriyle, yani elmasın sahibi prenses Dala olarak karşımızda.
1963te başlayan macera, otuz yıl sonra ve sekizinci film ile dokuzuncu film arasında on yıllık bir fasılanın ardından, Benigni ile son buluyor. Henüz Oscarlı yönetmen değil, elbette. Bu arada, Alan Arkinin de Müfettiş Closeau rolünü üstlenerek sırasını savdığını hatırlatalım. Arkin, Edwardsın yönetmediği (Bud Yorkin yönetmişti) tek Panter filmi olan Inspector Clouseauda (1968) oynamıştı. Pembe Panter filmlerinin unutulmaz bir adı ise, müziğiyle Oscar alan Henry Mancini. Bu müzik, pembe yaratığın hayranlarının dilinden düşmeyen bir marş halini aldı.
| |
|