Home page
Haber Menüsü


 
Yeni hükümet ve dış ticaret politikası
 
Yeni kurulacak hükümeti ve iktidarı, ekonomik olarak zor bir dönem bekliyor. Bir yandan yaratılması gereken güven ortamını tesis etmeye çalışırken, diğer yandan da yüklü bir gündem ile icraatta bulunmak gibi bir zorlukla karşılaşılacağı aşikar.
 
Ali Dölek
NTV-MSNBC
 
11 Kasım—  Türkiye’nin uzun zamandır güçlü bir hükümete ihtiyacı vardı. Hızlı (ama tabii ki doğru) karar alabilen ve aldığı kararları anında uygulamaya geçirebilme erkine sahip bir iktidar özlemi gün geçtikçe kendisini daha fazla hissettirmeye başlamıştı. Özellikle Avrupa Birliği uyum yasalarının ivedilikle çıkarılabilmesi, ekonomi programının kararlılıkla sürdürülebilmesi için tek başına iktidar olmuş bir kadronun iş başında bulunması gerekliliği her platformda konuşulan bir konuydu. Özal dönemi ANAP iktidarı tarzında bir modelin Türkiye’nin özlediği hükümet modeli olduğuna ilişkin atıflar sık duyulur olmuştu. Özetle beklenen, istikrar, değişim ve yenilik idi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  3 Kasım seçimlerinde halk, oyunu güçlü hükümet modelinden yana kullandı. Aslında hiç beklenmeyeni, olmaz deneni olur kıldı Türk milleti. Evet, AKP’nin birinci parti olacağı bekleniyordu ama tek başına iktidar olabilecek güçte bir oy toplayacağına çok da ihtimal verilmiyordu doğrusu. Ama halk, oyunu temeldeki beklenenden yana kullandı: istikrar, değişim ve yenilik.
       
GÜÇLÜ HÜKÜMETE ÖZLEM
       Meclisin tamamının dışarıda bırakılmış olması, hükümetiyle muhalefetiyle bütün eski kadroların tasfiye edilmiş olması, halkın değişim ve yeniliğe, ama temelde istikrara ve güçlü hükümete olan özleminin bir yansımasıdır diye düşünüyoruz. Aslında kazanan ne AKP oldu, ne de CHP; gerçekte kazanan değişim, yenilik ve istikrar arayışı.
       Nitekim bu değişimi yaratan kadrolara siyasetin eski kurmaylarının ve kurt politikacıların her fırsatta “çoluk çocuk bunlar” diye bakıyor olması da adı geçen partilerdeki bu değişimin bir göstergesi. Eskiler tarafından takınılan bu küçümseme tavrı, yeni bir söylem değil aslında. Özal kadrolarına da eski Adalet Partisi’nin ileri gelenleri çoluk çocuk demişti. Daha eskiye gidecek olursak Adnan Menderes kadrolarına da, CHP kurmayları istihza dolu sözler sarfetmişti.
       Ama değişimi gerçekleştirenlerin de bu “çoluk çocuk takımı” olduğuna tarih şahit oldu. Tabii önemli olan, yeni kurulacak hükümetin de beklenen ve arzu edilen olumlu değişimi gerçekleştirip tarih sahnesine geçmişteki çocuklar gibi adını yazdırıp yazdıramayacağı. Bunu zaman gösterecek…
       Yeni kurulacak hükümeti ve iktidarı, ekonomik olarak zor bir dönem bekliyor. Bir yandan yaratılması gereken güven ortamını tesis etmeye çalışırken, diğer yandan da yüklü bir gündem ile icraatta bulunmak gibi bir zorlukla karşılaşılacağı aşikar.
       Yeni hükümetin önünde bekleyen bir yığın sorun var: AB uyum süreci, IMF ile olan ilişkilerin sağlıklı yürütülmesi, Irak operasyonu ve muhtemel siyasi-ekonomik yansımaları, halkın sabırsızca beklediği ekonomik istikrar ve güven ortamı…
       
HIZLI KARAR VERME VE RÜŞTÜN İSPATI
       Hükümetin bu yoğun programının en önemli maddelerinden birisi de ülkede beklenen ve özlenen “dış ticaret hamlesi”nin başlatılması yönünde olmalıdır diye düşünüyor ve gündeme bir ilave yapmak istiyoruz.
       Özal dönemi anıldığında akla gelen pek çok unsurun başında ihracata dayalı kalkınma hamlesinin başlatılmış olması ve dış ticarette görülen artış gelmektedir. Yeni hükümetin de güçlü olma ve hızlı karar alabilme özelliğini bu yönde kullanarak ihracatın gelişmesi için olumlu adımlar atmasının, “çocukların” rüştünü ispatlamaları için önemli bir fırsat olacağını düşünüyorum.
       Bir bürokrat olarak bile konuyla ilgili önemli atılımlar gerçekleştiren Dış Ticaret Eski Müsteşarı Kürşat Tüzmen gibi, Ali Coşkun ve Ali Babacan gibi önemli isimlerin bu hamleyi gerçekleştirebileceklerini umut ediyorum. Ancak dış ticaretin önündeki bazı engellere yönelik atılması gereken somut adımlar konusunda kararlı bir tutum içinde olunmasında fayda var.
       
DIŞ TİCARET HAMLESİ NASIL OLACAK?
       Aslında AKP, bugüne kadar yapılmayan bir şeyi yaparak, iş çevreleriyle görüşerek parti programını ve muhtemel hükümet politikasını hazırlayan bir parti olarak olumlu bir imaj çizmiyor ve umut vaat etmiyor değil. Ancak önemli olanın icraat olduğunu ve “ayinesi iştir kişinin” esprisiyle soğukkanlılıkla beklemenin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
       Beklerken de sorumlu bir vatandaş olarak dış ticaret alanında atılması gereken somut adımlarla ilgili birkaç noktaya vurgu yapmanın faydalı olacağına inanıyorum:
* Dış ticaretin gelişebilmesi ve arzu edilen seviyeye çıkabilmesi, her alanda olduğu gibi güçlü, istikrarlı ve güvenilir bir ekonomik programın izlenmesine bağlı.
* İstikrarlı bir kur politikası izlenmesine özel önem verilmeli.
* Eximbank’ın kullanılmayan fonlarının sanayicimize ve ihracatçımıza daha cazip imkanlarla sunulması ve Eximbank kredilerinin maliyetlerinin düşürülmesi, teminat probleminin halledilmesi, kredilerin kullanılabilir hale getirilmesi gerekiyor.
* Türkiye’de gerçek manada bir KOBİ kalkınma hamlesi başlatmak kaçınılmaz gözüküyor. Bu konuda, Avrupa Birliği’nin yardım ve kredi programlarının kullanılabilirliğine hükümet aracılık ve önderlik etmeli diye düşünüyorum.
* Tarım ve hayvancılık konusunda Türkiye’nin kullanamadığı potansiyelini harekete geçirmek ve özlenen tarım reformunu yaparak radikal değişimi başlatmak kaçınılmaz gözüküyor.
* Taşımacılık alanında ciddi adımlar atmadan, ihracatın gelişmesini beklemek hayal olur diye düşünüyorum. Özellikle son yıllarda Türkiye’de hızla gelişen nakliye ve lojistik sektörüne daha fazla destek olunması ve yükselişe geçen bu trendin ivmelenmesi için somut adımlar atılmalıdır. Türkiye’nin gerçek manada bir lojistik üs olması önemli kazanımlar getirecektir.
* Dış ticaretin önündeki hukuki engellerin kaldırılması yönünde somut adımlar atılmalıdır. Sektör çalışanları, tecrübeli bürokratlar ve işi bilenler ile hükümet yetkililerinin ortaklaşa çalışarak gerekli yasal düzenlemeleri yapmaları şarttır.
* İhracatçımızın önündeki önemli sıkıntılardan biri olan KDV iadesi problemine çözüm getirici adımlar atılmalıdır.
* Teoride ve görünürde olan ama pratikte uygulanması güç ve uygulansa da teşvik anlamındaki nakit alımının çok gecikmeli seyrettiği devlet yardımlarının önündeki engellerin kaldırılması ve KOBİ’lerin ihracata ısındırılmaya çalışılmasında fayda görüyorum.
* Katma değeri yüksek teknolojik yatırımlara hız verilmesine ve Türkiye’de önemli bir potansiyel olduğunu düşündüğüm bilişim sektörüne sağlanacak teşviklerle sektördeki ihracatın artırılmasına çalışılmalı diye düşünüyorum.
* Markalaşma ve Türk markalarının yurtdışında tanıtımına yönelik teşviklerin artırılması gerekiyor.
* Serbest bölgelerin atıl konumdan çıkarılması, daha etkin kullanımı ve işlevsellik kazandırılması yönünde girişimlerde bulunulması şarttır.
* Yabancı yatırımcıların teşvik edilmesi ve ülkemizin cazibe merkezi haline getirilmesi için bir acil eylem planı hazırlanmasında fayda olduğu kanısındayım. Özellikle yurtdışı ortaklıklar ve risk sermayesinin önemine vurgu yapmakta fayda görüyorum.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları