Home page

Haber Menüsü


Tayfun Öneş
Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
 
Son derbiden kalan sorular
 
Galatasaray’ın “Annenizin Ligi”ne de gereken önemi vermesi gerektiğini, yumurta deliğe dayanmadan anlaması için kaç sezon daha geçmesi gerek?
 
NTV-MSNBC
 
11 Mart—  Bu hafta oynanan Galatasaray-Beşiktaş derbisi, son dönemde artan lig heyecanını doruğa çıkardı. Derbiyi izlerken kafama takılan sorular vardı.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  1. Ligimizde derbilerin heyecanını, önemini, gerilimini kim belirliyor?
       - Derbiye çıkan takımların puan cetvelindeki durumları mı, yoksa medya mı?
       - Üç hafta önceki FB-GS derbisi, yılın hatta yüzyılın derbisi idiyse, o haftaya göre daha bir düğümlenmiş olan ligin zirvesinde, bu hafta oynanan GS-BJK derbisi, binyılın derbisi miydi!?
       - Yoksa 3 hafta önceki derbi, bu derbiyi daha heyecanlı kılmaya hizmet eden bir derbi miydi?
       - Biri yüzyılın, diğeri yılın olmak üzere iki derbiyi geride bıraktığımıza göre, önümüzdeki haftalarda oynanacak olan BJK-FB derbisi artık oynanmasa da olur mu!?
       
       2. Cumartesi gecesi, maçın henüz ikinci dakikası oynanıyorken, köşe gönderine yakın bir yerde İbrahim, topu ayağından çıkarmış, önünde duran Perez’e rağmen orta yapmaya hazırlanıyordu. Uzaktan, adeta uçarak gelen Fleurquin, İbrahim’in topsuz ayaklarına, onu sakatlamak pahasına ve karate yapar gibi çift daldı. Orhan Erdemir’den Fleurguin için sarı kart bile çıkmadı.
       Bu hareket, maçın hemen başında değil de, son çeyreğinde olsaydı, (hele hele Beşiktaş 10 kişi kalmışken ve hakem açısından, iki takımın oyuncu sayısını dengeleme fırsatı yakalanmışken) pozisyon yine de kartsız mı geçilirdi; yoksa aksine kıpkırmızı mı olurdu, çıkan kart?
       
       3. Fleurquin, kırmızı kart görmüş olsaydı, GS’nin (belki de 3. yıldızı getirecek) golünü kim atardı? Bu soru pek önemli değil, daha önemlisi: GS, ikinci dakikada 10 kişi kalsaydı, Orhan Erdemir’in ve hatta T.C. Futbol Federasyonu üyelerinin Ali Sami Yen’de hep bir ağızdan deşifre edilecek “namus”(!)larını ve günlerce sürecek “oyunlar oynanıyor” etiketli komplo teorilerini kim temizleyecekti?
       
       4. O pozisyonda, Fleurquin’e herhangi bir kartı reva görmeyen Orhan Erdemir’e, aynı maçta Emre’nin, tamamen topa girerek İlhan’ı düşürdüğü pozisyon için kart çıkarttıran standart nedir?
       
       5. Ligin ilk yarısında İnönü’de oynanan maçtan sonra birkaç televizyon kanalına serzenişte bulunarak, GS’li futbolcuları kınayan, hatta birilerine şikayet etmeye çalışan, Menajer Sinan Engin’di. “Galatasaraylı futbolcular, gözlerimizin önünde hakeme küfür ettiler, cezalandırılmadılar!” diyordu. Bu maçta, ceza sahasına girerken düştü/düşürüldü (günahı İlhan ile Bülent’in boynuna) diye penaltı bekleyen İlhan Mansız’ın, hem hakeme hem de GS’li oyunculara ettiği küfürleri herkes gördü; aynı Sinan’ın, İlhan’ı da uyaracağına, temiz futbol uğruna(!) gösterdiği tepkileri ve benzer kınamaları kendi oyuncusuna da göstereceğine inanan “naif” futbolsever kaldı mı aramızda?
       
       6. Cezası nedeniyle bu maçı tribünden izleyen Lucescu’nun, tribün yerine sahada, takımının başında olsaydı, maçın daha farklı gelişeceğine, sarı-kırmızılıların daha etkili oynayacağına inanan kaç tane Galatasaraylı vardır acaba?
       
       7. Beşiktaş’ın hocası, bu maçtan sonra, korkaklıkla suçlandı. Daum, yani genç takımı ligde ve kupada zirveye taşıyan “dahi hoca”, cesur oyunu tercih edip (gerek de yok hani; Ümit Karan gününde olsa, zaten bu oyunla da GS, fark yapabilirdi) rakibinden fark yemiş olsaydı, ertesi gün kaç futbol üstadı onun için “doğru oynattı ama yapacağı fazla bir şey yoktu” derdi? Ya da bu oyunla bile, (örneğin İlhan’ın şutu direkten dönmese falan) Beşiktaş galip gelseydi, Daum, o zaman, üstelik de aynı üstatlar tarafından hangi sıfata layık görülürdü acaba?
       
       8. Ümit Karan gibi kendi kendine pozisyon yaratabilen, rakibi yıpratan, hem kendi takımını hem de rakibi her maç hop oturtup, hop kaldırtan ve fakat gol becerisi vasat olan bir santrafor mu muteberdir; yoksa sanal bir sandalyede oturup beklermiş gibi oynayan; ama pozisyon geldi mi kalkıp golünü atan, Jardel gibi bir santrafor mu?
       
       9. Galatasaray’ın “Annenizin Ligi”ne de gereken önemi vermesi gerektiğini, yumurta deliğe dayanmadan anlaması için kaç sezon daha geçmesi gerek?
       
       10. Bu derbi bir başka ülkede oynansaydı, örneğin şampiyon olanın dev futbol endüstrisinden maksimum nema alacağı, borsasının oturmuş, hisselerinin olgunlaşmış olduğu bir pazarın hakim olduğu bir ülkede oynanmış olsaydı; Pazartesi sabahı, BJK’nin hisseleri ile GS’nin hisseleri ne durumda olurdu acaba?
       
       Zaten ben de, bir sonraki yazımda (şayet Roma-GS maçı dürtmez de, onu yazmazsam) bu konuya, yani hisseler arası derbiye değineceğim...
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları