|
Bunların yanı sıra, yolsuzlukların da çok önemli bir milli sorun haline geldiği, yolsuzluğun, hukuk devleti ve adaletin yara almasına neden olduğu, toplumdaki güven ve huzuru yok ettiği vurgulanıyor. Özellikle son 20 yıldır Türkiyede uygulanan ekonomik politikalardaki yanlışlık ve başarısızlığın, yoksulluğun artmasına neden olduğu belirtilerek, siyasi ve ahlaki yozlaşmanın ve yolsuzluğun, bir toplumsal kanser olarak kendini gösterdiği belirtiliyor. Değer yargılarının erozyona uğramasında, bugüne kadar ülke yönetiminde bulunan ve bir yığın yolsuzluk söylentilerine maruz kalan siyasi kadro ve bürokratların büyük payı ve vebali olduğu savunuluyor. TOPLUMSAL KOKUŞMUŞLUK TABLOSU Yolsuzlukların, siyasi otoriteye duyulan saygıya büyük ölçüde zarar verdiği, siyasi otoritenin halk desteğinden yoksun kalmasına ve devlet-millet yabancılaşmasına neden olduğu anlatılan raporda, şöyle deniliyor: Bu toplumsal kokuşmuşluk tablosu karşısında, siyasetin kararlı, bürokrasinin azimli ve halkın sabırlı bir şekilde mücadelesine ihtiyaç vardır. Dürüst ve temiz siyasetin, icraatla ispatlanması gerekir. Dizboyu yolsuzlukların kirlettiği bir toplumda, toplumsal bir temizlik hareketi kolay değildir. 57. Hükümet, bu zor işe talip olmuştur. 15 büyük operasyon, bu başarının ilk adımlarıdır ve operasyonlar hızla devam edecektir. Raporda, Son 20 Yılın Yolsuzluk Tarihine Bir Bakış başlığı altında, Cumhuriyet tarihinin en büyük ve kapsamlı vurgun ve talanı: Hayali İhracat ele alınıyor. Dönemin Başbakanı Turgut Özalın, ihracatı artırmak amacıyla uygulamaya koyduğu ihracatı teşvik primi uygulamasını istismar eden birçok firmanın ihracat yapmadığı halde yapmış gibi belge düzenleyerek devletten trilyonlarca lira teşvik aldığı belirtiliyor. Raporda ayrıca, İsmail Özdağlar, Jaguar, Karayolları Yolsuzlukları, İstanbul Bankası Yolsuzluğu, Prenslikten Hapishaneye, Oradan Yurtdışına Bir Dönemin Simgesel Olayı: Civangate Skandalı, Tofaş İhalesi Skandalı, İSKİ Skandalı, Türkbank yolsuzluğu, Gülay Aslıtürk, TBMM Genel Kurul Salonunun Restorasyonun Yolsuzluğu, İnterbank Olayı, RPnin Bosna Yardımı Skandalı, THK, Kızılayda Tatsız Olaylar anlatılıyor. SUSURLUK Susurluk başlığı altında ise, Susurluk olayı ile ilgili şu görüşler dile getiriliyor: Son 20 yılda yolsuzluk ve skandallara iyice alışan Türk toplumu bir sonbahar günü, Susurluk ilçesinde meydana gelen trafik kazasıyla sarsıldı. Siyasetçi, emniyetçi, çete üçlüsü etrafında sergiledikleri birliktelik, onları ölüme birlikte götürdü. Bu olaylar, bir kaza sonucu ortaya çıkmasaydı, belki de sonsuza dek meçhul kalacaktı. Bu olay, çeteleşme, hırsızlık ve yolsuzluğun devlet içinde uzantılar sağlamadan, işbirlikçiler bulmadan yapılamayacağının bir kanıtıdır. Ayrıca, 20 ve 21. Dönem, Meclis Soruşturma ve Araştırma komisyonları raporları sıralanırken, Meclis soruşturma raporlarının komisyon ve genel kurul oylamalarında, MHP milletvekillerinin vicdani kanaatleri doğrultusunda serbestçe oy kullandıkları ve oylarını, genelde, sanıkların Yüce Divana sevki yönünde verdikleri belirtiliyor. Raporda, Seka Arazisi Tahsisi, Türk Ticaret Bankası İhalesi, Yasadışı Örgütler ve Çetelerle İlişkiler ve Necati Çelik hakkındaki oylamada, MHP milletvekillerinin kullandıkları oyların dökümü yapılıyor. Hükümetin temizlikteki kararlılığının, Türkiyede yeni bir dönemi başlattığı, 15 operasyonda, 490 kişinin gözaltına alındığı, 216 kişinin tutuklandığı ve Hazineye 3 katrilyon 719 milyar lira gelir sağlandığına işaret ediliyor. Raporun ikinci bölümünde ise, Rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlığı besleyen kanallar, kayıtdışı ekonomi, siyasetin finansmanı, toplumsal kokuşmuşluğun nedenleri, gelir dağılımındaki büyük adaletsizliğe yer veriliyor. Türkiyenin, dünyanın en kötü gelir dağılımına sahip 5 ülkesinden biri olduğu vurgulanarak, çeteleşme, yoksulluk ekonomisinin kaynağının adaletsiz gelir dağılımı olduğu ifade ediliyor. OPERASYONLAR, DÜNÜN KİRLİ BİRİKİMLERİNİN GÖSTERGESİ Türkiyenin, dünyada, rüşvet alan ülkeler arasında 13. sırada olduğu belirtilen raporda, yolsuzluk olgusunun, bütün insanlığın ortak sorunlarından birisi haline geldiği belirtiliyor. Raporun, son bölümünde, özetle şöyle deniliyor: Geçen 1 yıl boyunca çeşitli adlar altında yapılan operasyonlar, belki Cumhuriyet tarihimizde ilk kez bu kadar kapsamlı boyutta sürdürülmektedir. Son olarak başlatılan Fırtına ve Beyaz Enerji operasyonu ile birlikte sayıları 12yi bulan büyük operasyonlar, bugünün değil, dünün kirli birikimlerinin bir göstergesidir. Diğer bir deyişle, 1990lardan bu yana gelip, palazlanan soygun şebekeleri, bugün deşifre edilmektedir. Bunları, çarpıtmak ve görmezden gelmek yerine, takdir ve teşvik etmek gerekir. Böyle bir davranış siyasi olgunluğun ve samimiyetin güzel bir örneği olacaktır. İlkeli ve seviyeli bir mücadelenin, birilerinin, siyasi rakiplerini ve muhataplarını, gerçek anlamlarını bile kavrayamadıkları seviyesiz yakıştırmalar yönelterek, sürdürmesi imkansızdır. Türkiye, gündemini skandalların belirlediği bir ülke olmaktan çıkarak, yolsuzluk ve soygunlara karşı operasyonlarla halkına güven vermeye başlamıştır. Türkiyeyi bu kadar kirli ve kara günlere taşıyanların, yaptıklarının sorumluluğunu ve pişmanlığını, bir kere bile hissetmek yerine, operasyonlar sürerken, bu operasyonu yapanları hedef almaları, pişmanlıktan da öte bir durumu ifade etmektedir. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||