| | | | 2005 yılından sonra kotaların kalkmasıyla ve ilk başta olumlu gibi görünen bu gelişme sonucu Türkiye’nin de ABD pazarında keskin bir rekabetle karşı karşıya kalacağını vurgulayan Artok, şunları kaydetti:
“Şimdi diğer ülkeler de ne kadar fiyat kırsalar da kota engeliyle karşılaşıyorlar ve daha fazla satamıyorlar. Ama 2005’de kotalar kalktığı zaman çok daha fazla satabilecekler. 2005’den sonra bu rekabetin daha da keskinleşeceği görülüyor.”
HER ÜRÜNE KOTA UYGULANIYOR
ABD’de ayrıca her türlü tekstil ve konfeksiyon ürününe yüzde 6’dan yüzde 36’lara varan gümrük vergileri uygulandığını anlatan Artok, şöyle dedi:
“Bunda, birkaç tane ayrıcalıklı anlaşmaya sahip ülke hariç bütün ülkeler eşit oranlara sahip. Dolayısıyla bizim ihtiyacımız olan, gümrük tarifelerinde bize avantaj sağlayacak bir tercihli ticaret anlaşması yapmak ve bunun sadece tekstil ve konfeksiyonu değil tüm sektörleri de kapsaması. Çalışmalarımızı bu yönde yürütüyoruz. Bu çalışmalara Mart’ta başladık. Sektördeki kurum ve kuruluşları bir araya getirerek, bir çalışma grubu kurduk. Türk kamuoyunda ve ABD’deki çalışmalar birlikte yürütüldü.
ABD’de kişisel ilişkilerimizle birlikte alıcı firmalar, büyük alım grupları, sivil toplum örgütleri ile birebir ilişkiler değerlendirilirken, diğer taraftan profesyonel anlamda lobi şirketleri düşünüldü. Şu ana kadar lobi şirketleri ile olan çalışmalarımızı bitirdik, hangisi ile çalışacağımıza karar verdik ve onlara bu görevleri tevdi ettik. Biz gidip de oradan hibe, yardım, kredi istemiyoruz. Daha fazla ticaret yapabileceğimiz, insanlarımıza daha fazla iş temin edebileceğimiz ve bunların kalıcı olacağı bir modelin peşindeyiz.”
İSRAİL’İNKİ GİBİ BALBÖREK TARİFE OLSA
ABD ile serbest ticaret anlaşması imzalanması yönünde yorumlar da bulunduğunu hatırlatan Artok, bu tür bir anlaşmanın önünde Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması gibi engellerin bulunduğunu kaydetti.
Kotaların 2005 yılında kalkacak olmasından dolayı, Türkiye’ye yönelik ABD kotaların kalkmasının uzun dönemli bir avantaj sağlamayacağını vurgulayarak, son dönemde Ürdün’ün imzalamış olduğu anlaşmanın kendilerinin tarifini yaptıkları anlaşmalardan bir tanesini oluşturduğunu söyledi.
Türkiye’ye yönelik gümrük tarifelerinin düşürülmesi ve Türkiye’nin daha rekabetçi olması durumunda hazırgiyim ve tekstilin halen 1.5 milyar doların biraz altında olan ihracatının rahatlıkla 3.5 milyar dolara çıkabileceğini kaydeden Artok, halen Türkiye’nin dolduramadığı kotaları bulunduğuna dikkat çekerek, şöyle dedi:
“Türkiye olarak rekabetçi olsak veya gümrük vergilerimiz İsrail’inki gibi balbörek tarife olsa, yaptığımız hesaba göre bütün kotalarımızı o zaman doldurabiliriz. Biz şu anda bütün kotalarımızı dolduramıyoruz, sadece birkaç kategoride dolduruyoruz. Diğerlerinde rekabetçilik nedeniyle dolduramıyoruz. Onları doldurabilsek ihracatımız rahatlıkla 3.5 milyar dolara çıkıyor. Bir de bize yetmeyen kotalarımız var. Bunlarda da kotalar kalkmış olsa 1 milyar dolarda oradan gelir ve 4.5 milyar dolara rahatlıkla çıkabiliriz. 6 ayda 1 yılda çıkarız demek iddialı olur ama Türkiye 18-24 aylık bir süre içinde rahatlıkla bu rakamı yakalayabilir. İkinci olarak ABD ile gümrük tarifelerini Türkiye lehine düşüren bir tercihli ticaret anlaşmasına sahip olmamız durumundaki gelişmeleri dikkate alan projeksiyonumuza göre, bu durumun 5-6 yıllık dönemde ihracatı her yıl 1 milyar dolar artıracak bir potansiyel yaratacağını hesaplıyoruz. Böyle bir anlaşma ihracatımızı 5-6 yılda 7-8 milyar dolar seviyelerine getirebilir.”
800 BİN KİŞİYE İŞ
Bir hazırgiyim ürününün ihraç edilmesine kadar geçen süreçte 170 ayrı kişi ya da kuruluşun bundan ekonomik yarar sağladığını vurgulayan Artok, “Her 1 milyar dolarlık ihracatın 80-120 bin ekstra çalışana ihtiyaç gösterdiğini hesaplıyoruz. Yani bu fırsat Türkiye’de 700-800 bin kişiye de iş ve aş kapısı açar” diye konuştu. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Kota, bornoz ve pantolona yarayacak
