| | | Elbette zor zanaattir birkaç cephede birden mücadele edip, 3 günde bir maç yapmak ama ohh! kurtulduk der geçer ya da geçiştirirseniz bu bol rakımlı ve yüksek sükseli Erzurum zaferini, gün gelir Kayahan gibi ben ner-de yan-lış yap-tım şarkısını mırıldanıp durabilirsiniz bir süre sonra.
Ithal dadaş Koraç harikalar yaratarak, Hüseyin faullü ve fakat çok sağlam oynayarak, gol atsak da bu iş bitse diye vurulan GS toplarına geçit vermemiş olabilirler. Bunlara sığınmak da, kendi oyuncularının düşük performansını angaryalara sarıp sarmalamak da yakışmaz bir UEFA şampiyonuna. Lakin, bir şeyleri sormadan, sorgulamadan etmek olmaz. Örneğin, birkaç maçtır, alıştığımız eski ve ŞAŞkınlık yaratan performansını aratan Hasana ner-desin haneyy? diye sormaya kalktı mı birileri? O Başkanımız bile angarya dedi deyip, dil çıkartmaz mı sana da dünyanın gözleri önünde Cafuya çıkarttığı gibi. Ya da geldiğine değdi demek için bir PSV maçı daha denk gelene kadar bekleyecek miyiz Fleurquini (bu kez doğru yazdım, inşallah). Mübarek çukurda doğmuş da sanki, Bursada da, Erzurumda da yükseklik korkusundan ayakları birbirine dolandı durdu. Peki ya Berkant? Sakat mıdır ki böyle bir maçta bile oynayamayor? Yıllar önce adaşının dillere dolandırdığı samanyolu şarkısındaki samanlar mı alevlendi de bir parladı bir daha parlamadı, kerata!
Sergen oynamazsa takımın saha içi yönetimi icraatsiz ve zoraki koalisyonların yönetimi gibi sırıtıyorsa şayet, kara kara düşünmek gerekmiyor mu hiç? Ya istikrarsızlığı istikrarırından daha tescilli olan Sergenin ileride, daha önemli maçlarda nüksederse istemiyorum oynamayacağım hastalığı mesela?
Elbette top yuvarlak ve nice şampiyonlar sürprizlerden gebe kalmakta o yuvarlaklıkta. Ama altın golden altın dersler çıkartmak da önemli. İşin bu tarafı donmasın soğukta.
Fenerbahçenin self motivasyon için ürettiği abartılı efsaneyi tribünlerinde kestaneye benzetip, sonra da kestanenin cennetinde 1 değil 5 yersen daha fazla bir tribün motivasyonunu kendi ellerinle vermiş olursun ezeli rakibine. Bu kez de birkaç gün süreyle mahallede, kahvede Erzurum taşlaması yaparken birileri, Kartal-Pendik gittik, geldik diye mi avutacaksın kendini. | |