| | | | Nasıl sevmezdi ki insan sizi? Hizmet ettiğiniz kulübün içinde bulunduğu mali sıkıntıları tansiyon yükseltmek yerine tok gözlü bir tavırla düşürecek şekilde göğüslemiş ve fakat bu işi basket şubesinin sorumluluğu altında olan basketbolcuların ödemelerini de cebinizden yapma densizliğine kadar götürmemiştiniz. Şahsınıza yapılan sabırsız ve insafsız eleştiriler karşısında soğuk kanlılığınızı ve kendinden emin tavrınızı hep korumuş, sadece yakın çevrenize “ağzımla kuş tutsam Türk Medyasına yaranamıyorum” demekle yetinmiştiniz.
Ben önemli bir maçta takımını 10 kişi bırakan bir futbolcunun antrenörü tarafından milyarlarca kişinin gözleri önünde ense tokat çıkartılmasına “vay be helal olsun, velet haketti” ya da “o onların babası sayılır, döver de sever de…” demek yerine “aynı şeyi bir gün Hagi’ye de yapabilir mi?” acaba diye düşünmüşlerdenim. Siz hep duygularınıza hakim olacağınızdan hep daha bana göre bir babacanlık sergilemekteydiniz.
Yine bu duygu ve düşüncelerle seyrettim sizi ve Galatasaray - Roma maçını. Baştan 3 gol yense, “canımız sağolsun” der geçerdik de son dakikadan da sonra yenilen golle ben de yıkılmış kalmıştım. Lucescu oyuncuları toparlar, bir dahaki maçta bunun acısını çıkartır diye düşünüyordum. Hele Capello’nun maç boyunca sergilediği traji-komik tepkileri ve fakat maç sonunda verdiği demeçle “hakem iyiydi” yumurtlamasındaki çelişkileri görünce, “galip sayılır bu yolda mağlup” deyip bir sonraki sınava çevirmeye hazırlanıyordum gözlerimi.
Oysa, dün gazetelerde boy boy demeçleriniz ve manşet olan şu cümlenizi görünce şaşırdım, üzüldüm. “HATAM O HAKEMİ ÖLDÜRMEMEK OLDU!” demişsiniz. İşet şimdi medya önünde ağzınızla kuş tuttunuz sayılır Sayın Lucescu. Hemen her gazetede arkanızı sıvazlayan yorumlarla karşılandı bu sportmenliğe de, centilmenliğe de, olgunluğa da sığmayan cümleniz.
Colombo’nun maç başında Totti’ye göstermediği kartlık pozisyon gözlerinizin önünde oldu da Hasan’ın daha bariz Cafu saldırısı karşı tribünlerin önünde mi cereyan etti? “Hasan’a sarı kart gösterdi ama”ya sığınmayın lütfen. Ayhan’ın pozisyonunda top Ayhan’ın ayağından çok çabuk çıkmıştı, Hasan’ın pozisyonunda ise top Cafu’nun ayağından çıkalı saniye belki de saniyeler olmuştu.
Mondragon’un aynı dili konuşan arkadaşına “bırak” diyemeyişine yine babacan bir tavırla, hoşgörülü yaklaşabilirsiniz ama o pozisyona kadar harcanan ve milyonlarca dolarlık bir İtalya Şampiyonu’na yakışmayacak kadar hovardaca harcanan Roma pozisyonlarına nasıl yaklaşacaksınız? Ya da mesela, kötü günündeki Hasan, iyi haftalarındaki Arif’le daha önceden değiştirilse, topu GS kalesinden uzakta tutmak daha mı kolay olurdu acaba? Yine de bunlar sizin bileceğiniz işler, biz sadece üzerine kafa yorarız. Ama bizim bildiğimiz şey, sportmenlikte “öldürmek fiilinin” deklarasyonuna yer olmamasıdır.
Bu laf sizin Fatih Akyel için kullandığınız “Tepkiler insanlarin kendi kültür seviyelerini yansıtır” sözlerini hatırlattı. Ya da Fatih Terim’in bir İstanbulspor maçı sonrasında rakip antrenör Susiç için sarfettiği, sporla alakasız, ırkçı yaklaşımlarını. Oysa, Galatasaray UEFA ve Süper Kupa şampiyonu olurken hiçbir maçı bir tane Türk ya da Romen hakem tarafından yönetilmemiş, aksine İtalyan ve Fransız kökenli hakemlerin çoğunluğuyla uzanmıştı o kupalara.
İşte o yüzden, bu sefer saçmaladınız Sayın Lucescu ! | |
