Home page

Haber Menüsü


 
Şampiyonlar Ligi’nin son demleri mi?
 
Geçen sezon şampiyonaya çeyrek finalde veda etmesine rağmen Manchester United’ın kasasına UEFA yoluyla giren para 1999 yılında şampiyon olduğu sezonda kazandığının tam 4 katı oldu.
 
Tayfun Öneş
NTV-MSNBC
 
29 Ekim—  Futbolun her geçen gün artan bir hızla endüstrileşmesinin Avrupa genelindeki ulusal ligleri ister istemez birer “ikinci sınıf” organizasyonlar formatına sokma riskine, hatta Şampiyonlar Ligi’ni ortadan kaldırma ihtimaline bir bakalım ister misiniz? Önce G-14 denilen ve 1998 yılında kendilerini “elit gurup” ilan edip, “biz farklıyız; daha fazla kazanmalıyız” diye bas bas bağıran kulüpleri bir sıralayalım, sonra kafalarından geçenleri ve er ya da geç uygulayacakları (tahminimiz 2003-2004 sezonudur) sistemi biraz irdeleyelim:

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  G-14’ün takımları şöyle sıralanıyor: Juventus, Milan, Inter, Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, Borussia Dortmund, Manchester United, Liverpool, Marseille, Paris Saint Germain, Ajax, PSV Eindhoven, Porto... (Bir ara Galatasaray’ın da adı bu gurupla birlikte anılıyordu; ancak o zaman 14 değil 18 takım söz konusuydu. Sayı 14’e düşünce Galatasaray gurubun dışına itildi.)
       G-14’lüler, 1998 yılında Brüksel merkezli derneklerini kurduklarında ilk büyük transferlerini(!) de gerçekleştirdiler. UEFA’nın “Kulüplerarası Rekabet” adlı departmanından sorumlu Thomar Kurt’u “Genel Direktör” olarak derneğin tepesine oturttular. G-14 kulüplerinin Şampiyonlar Ligi’ne katılımları ile ilgili olarak UEFA ile yaptıkları anlaşma 2003 yılında sona eriyor. Bütün çabaları o tarihe kadar gelir musluklarını en geniş oluklu şekilde tesis etmek ve UEFA’dan koparak kendi liglerini “Avrupa Süper Lig”ini kurmak. Daha şimdiden çeşitli Avrupa medya devleri G-14 gurubunun süper lig organizasyonuna talip ve öyle bir organizasyon sonunda şampiyon olacak takıma “garanti ediyoruz” dedikleri para şu anda Şampiyonlar Ligi’nde Şampiyon olan takımın kazanabildiği paranın 5 katı. (Yani 40 milyon İsviçre Frangı’na karşılık 200 milyon Frank öneriyorlar)
       
       Futbolda rekabetin, kulüpler arasından, organizatörler arasına kaydığının somut örneği olarak bir hatırlatma yapalım: UEFA bu oluşumdan o kadar tedirgin oldu ki, organizasyonu başkalarına kaptırmamak için ŞL katılımcılarının kazandığı parayı hemen katbekat artırdı. Örneğin, geçen sezon şampiyonaya çeyrek finalde veda etmesine rağmen Manchester United’ın kasasına UEFA yoluyla giren para 1999 yılında şampiyon olduğu sezonda kazandığının tam 4 katı oldu.
       
       UEFA’nın son yıllarda Şampiyonlar Ligi formatını sürekli değiştirerek katılımcı sayısını, sponsorluk hizmetlerini vs. artırması işte bu sebepten. Bu işi, UEFA’ya bağlı çalışarak organize eden ve 1991 yılında kurulan bir pazarlama şirketi var; adı da : TEAM. Maçların başlama saatlerini dahi TEAM belirliyor ve hep Orta Avrupa saatiyle (CET) 20:45’te başlaması, sanmayın ki olası şike durumlarına duyulan kaygıdan dolayı. Asıl dert, TV karşısındaki Avrupalının “prime time”ına hükmetmek. (Bu konuda Bayern Münih kulübü yetkilileri boş bulunup “genç taraftarlarımız uykusuz kaldığından maçlarımıza gelmiyor, Olimpiyat Stadımız dolmuyor” diye itiraz bile etmişti. Ne de olsa Avrupa’da 200 milyon, Avrupa dışında 400 milyon insana canlı yayın söz konusu olduğundan TEAM bu itirazı kabul etmemişti.)
       
SPONSOR YARIŞINDA “WORLD CUP”LAR GÖLGEDE KALDI
       TEAM şirketi elde ettiği sponsorluk gelirlerinin sürekli artıyor olması dolayısıyla kendinden o kadar emindi ki 3 sezon önce, başta 8 adet olan sponsor kuruluşun sayısını 4’e indirderek kalanların (Amstel, Eurocard, Ford ve Sony Playstation) katılım paylarını artırdı. Bugün, her sene yapılan ŞL için bir sponsor kuruluşun ödediği bedel yılda 60 milyon pound’dur. Yine bir çarpıcı karşılaştırma size : Dünya futbolunun kalbinin attığı, o renkli “World Cup” 4 yılda bir düzenlenmesine rağmen bir sponsor kuruluşun Dünya Kupası’na katılım payı da en fazla 60 milyon pound civarındadır.
       
       UEFA’nın son zamanlarda canını sıkan işte böylesine büyük bir para akımının yön değiştirme riskidir. Transfer sistemindeki son gelişmelere gösterilen tepkiler falan ikincil sorundur.
       
G-14’ÜN İSTATİKSEL BAŞARISI
       G-14’e dönelim : Listeye dikkat ederseniz İtalyanlar, liglerine verdikleri “Serie A” fiyakasıyla en fazla takımla, futbolun ve endüstri devriminin beşiği İngiltere’den bile daha fazla sayıyla bu guruba girmeyi başarmışlar. Ayrıca, G-14’e giren kulüplerin 9’u şu anda dünya futbolunda zengin kulüpler sıralamasında “Top 20” olarak bilinen “Zenginler Kulübü”nün içinde yer almaktadırlar. Henüz o kadar zengin olmayan, yani “Top 20” listesine giremeyen G-14 üyeleri ise : Ajax, PSV, Paris St.G., Marseille ve Porto’dur.
       Ayrıca bu 14 takım Şampiyon Kulüpler Kupası adıyla başlayıp Şampiyonlar Ligi olarak devam eden organizasyonda 45 sezonda 35 kez, yani neredeyse yarım asırlık mücadelede %78 oranında bir başarı göstererek şampiyon olmuştur.
       İşte, biraz da o cakayla giriştikleri “güç bende; para da bende olsun” mücadelesindeki dayanak noktalarını şöyle özetliyorlar (inanmak size kalmış!): “Biz, yani G-14 üyeleri hemen her sene ŞL’ne mutlaka katılıyoruz. Futbolcularımız fiziksel ve psikolojik olarak çok baskı altındalar, buna karşılık formatı gereği bu organizasyona, 3-5 senede bir katılan takımlarla aynı parasal karşılığı alıyoruz, bu da bizim büyüklüğümüze haksızlık oluyor” diyorlar.
       
SONUÇ
       
Bize göre G-14 eninde sonunda istediğini yapacaktır. Birkaç ay evvel meşhur G-8 zirvesi için Genova kentini birbirine katan globalleşme karşıtı insanlara bakıp dünya futbolseverleri de bir gün G-14 için ayaklanırlar mı bilemeyiz ama G-14’ün “süper ligi” kurulursa ardından gelecek oluşumlar da az çok belli gibi... Dışarda kalanlar kendi aralarında Akdeniz Ligi, Balkan Ligi, İskandinav Ligi ya da Doğu Avrupa Ligi gibi organizasyonlara kalkışacaklardır çok geçmeden. Eğer bunun adı globalleşme ise biz “meczup” futbolseverlerin de bu oluşuma bir önerisi olsun bari: Dolarların üzerinde yazan “In God We Trust” (Tanrıya inanıyoruz) yazısı değişsin “In Football, We Trust” olsun mesela... Ya da en azından yeşil yeşil dolarlardan bakan George Washington’un yanına bir de futbol topu çizsinler, olsun bitsin !
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları