|
|
Onu oynatmış, bunu oynatmamış, alan savunmasından vazgeçmiş vs... Bunlar maç içi detaylar ve değil Mustafa Denizli gibi tecrübeli ve kariyer sahibi bir hoca, Fenerin başında haftada 7 gün kim olsa, bu konular onun inisyatifine bırakılmalı diye düşünüyorum. Yetkiyi verdin mi, seçimi de taktiği de vereceksin elbet. Sorun maalesef daha genel. Bundan 10 sene evvel daha tecrübesiz yaşta milli takım antrenörüyken ve milli takıma çağdaş futbol oynatmanın ilk sinyallerini veriyorken, iddialı demeçler vererek takıma moral ve güven pompalayan, ille de hücum oynayın diyen Mustafa Denizli şimdi nerede? Ben kafamda onu arıyor, bulamıyorum. Yıllar önce asıl temkinli ve çekingen davranması gereken zamanda ve yerde, Wembleyde İngiltere milli takımına bile kafa tutan Hoca, şimdi nerede? O zaman Ahh! Hocam, hiç olmazsa bu maç rakipten biraz çekinseydin. Burası Türkiye değil, bu takım da Malta değil, bak! 8 tane yedik demiştik içimizden, dışımızdan. O hep 4 ya da 5 gol yememiz önemli değil; bir fazlasını atarım, maçı alırım diye savunurdu kendini. Böyle diye diye bir yerlere getirdi kariyerini, şimdi nerede? Yıllar geçti, hoca bu özellğini tecrübeyle besleyip zenginleştireceğine, şimdi tam tersini yapıyor. Asıl şimdi rakibi boğması gereken yerde kedi gibi bekliyor, saldırması gereken yerde aman saldırmasınlar diyor. İnsan yaşlanınca, hele Türkiye gibi riskli bir ülkede her konuda cesareti kırılıyor, temkin katsayısı artıyor. Ama futbol teknik adamının bu tip şeylere yenik düşme lüksü yok. Mustafa Hocanın takıma yapamadığı, aşılayamadığı güveni sağolsun medyamız onun yerine koca bir sezon boyunca üstlenip, yerine getirmişti. Şimdi ne olacak? Sanal şişirmeler yurt dışında sökmüyor, o yüzden sus-pus mu olacak medyamız? Kadıköydeki Malatya ya da Denizli maçlarını mı bekleyecek, tekrar yoktan birşeyler varetmek için? Ekonomi yazarları bile arada bir dayanamayıp, eline klavyeyi Fenerbahçe için aldılar mı söylüyorlardı : Bir takımda en iyi oynayan adam sürekli kaleci oluyorsa o takımın durumu iyi değil demektir diye. Şampiyonlar Liginde final hedefliyoruz demeçlerini gazetelere boy boy manşet yapmak ayrı şey, o hedefin alt yapısını ve gerekli şartlarını oluşturmak için yeterli sabrı göstermek ayrı şey. Bu sezon başında aynı iddialı sözleri Barcelona ya da Lazio yöneticileri bile kendi ülkelerinde söyleselerdi, birileri çıkıp önce oyna da bir görelim diye terslerdi. Uzağa gitmeye gerek yok; UEFA şampiyonluğuna ya da ŞLde çeyrek finale çıkana kadar kaç sezon çırpınmıştır Galatasaray, ona bakılsın. Kaç sezon gol atamadan ya da puan alamadan geçilmiştir ilk tur maçları? Önemli olan o mağlup olunan maçlar sonunda dahi olacak, bu iş eninde sonunda olacak diyebilmektir. Fenerbahçenin takım oyunu ve teknik heyeti taraftarına bunu dedirtebiliyor mu? (Bu sorunun cevabı da boş tribünlerdeki koltuklara uzanmış, yatıyor aslında) Üzücü olan bunlardır. Şimdi medya rating marka boya kalemlerini çıkartıp, ümitten, daha dogrusu hayalden tablolar çizmeye hazırlanıyordur yine. Biz bu Lyonu Fransada yeneriz, şansımız devam ediyor vs. Eloğlu bunlara kanmaz da biz kendimizi kandırmaktan ne zaman vazgeçeceğiz? Efsane yuvaya dönmüş, gelecek yıl daha iyi şeyler yapabilmek için bu yılın yerli şampiyonluğuna koşmaya çalışmaktan başka çaresi kalmamıştır. Biz bir takım amaçlar uğruna evde pireyi deve yapmaya devam ettikçe kapıdan dışarı çıkar çıkmaz tokadı yememiz kaçınılmaz olacaktır. Yani, bu kafayla giderken hüsran allahın emri, asıl şu rating olmasa! | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||