Home page

Haber Menüsü


 
Efsane yuvaya geri döndü…
 
Mustafa Hoca’nın takıma yapamadığı, aşılayamadığı güveni sağolsun medyamız onun yerine koca bir sezon boyunca üstlenip, yerine getirmişti. Şimdi ne olacak?
 
Tayfun Öneş
NTV-MSNBC
 
26 Eylül—  Can sıkıntısı içinde izleyip, gözlerimi ovuştura ovuştura belki bir frikik golü olur ümidiyle 90 dakikasını tamamladığım LYON maç sonrası Mustafa Denizli demeç veriyor. Yine soru sordurmayan, kısa kesilmiş cevaplarla ve “yıkılmadık, ayaktayız” ya da “öküz altında buzağı aramayın, her şey yolunda” tavırlarıyla geçiştiriyor basın toplantısını. (Son 1 yıldır hep böyle yapmıyor mu zaten?) Ve şu cümlesi ilginç : “Yenilgiyi hak etmedik”. Soru sormasını bilen ya da sormaya cesaret eden bir medya kulu çıkıp da şunu soramıyor ki : Hocam, peki galibiyeti hak ettiniz mi?

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Onu oynatmış, bunu oynatmamış, alan savunmasından vazgeçmiş vs... Bunlar maç içi detaylar ve değil Mustafa Denizli gibi tecrübeli ve kariyer sahibi bir hoca, Fener’in başında haftada 7 gün kim olsa, bu konular onun inisyatifine bırakılmalı diye düşünüyorum. Yetkiyi verdin mi, seçimi de taktiği de vereceksin elbet. Sorun maalesef daha genel.
       
       Bundan 10 sene evvel daha tecrübesiz yaşta milli takım antrenörüyken ve milli takıma çağdaş futbol oynatmanın ilk sinyallerini veriyorken, iddialı demeçler vererek takıma moral ve güven pompalayan, ille de “hücum oynayın” diyen Mustafa Denizli şimdi nerede? Ben kafamda onu arıyor, bulamıyorum.
       Yıllar önce asıl temkinli ve çekingen davranması gereken zamanda ve yerde, Wembley’de İngiltere milli takımına bile kafa tutan Hoca, şimdi nerede? O zaman “Ahh! Hocam, hiç olmazsa bu maç rakipten biraz çekinseydin. Burası Türkiye değil, bu takım da Malta değil, bak! 8 tane yedik” demiştik içimizden, dışımızdan.
       O hep “4 ya da 5 gol yememiz önemli değil; bir fazlasını atarım, maçı alırım” diye savunurdu kendini. Böyle diye diye bir yerlere getirdi kariyerini, şimdi nerede?
       
       Yıllar geçti, hoca bu özellğini tecrübeyle besleyip zenginleştireceğine, şimdi tam tersini yapıyor. Asıl şimdi rakibi boğması gereken yerde kedi gibi bekliyor, saldırması gereken yerde “aman saldırmasınlar” diyor. İnsan yaşlanınca, hele Türkiye gibi riskli bir ülkede her konuda cesareti kırılıyor, temkin katsayısı artıyor. Ama futbol teknik adamının bu tip şeylere yenik düşme lüksü yok.
       
       Mustafa Hoca’nın takıma yapamadığı, aşılayamadığı güveni sağolsun medyamız onun yerine koca bir sezon boyunca üstlenip, yerine getirmişti. Şimdi ne olacak? Sanal şişirmeler yurt dışında sökmüyor, o yüzden sus-pus mu olacak medyamız?
       Kadıköy’deki Malatya ya da Denizli maçlarını mı bekleyecek, tekrar “yoktan birşeyler varetmek” için? Ekonomi yazarları bile arada bir dayanamayıp, eline klavyeyi Fenerbahçe için aldılar mı söylüyorlardı : “Bir takımda en iyi oynayan adam sürekli kaleci oluyorsa o takımın durumu iyi değil demektir…” diye.
       
       “Şampiyonlar Ligi’nde final hedefliyoruz” demeçlerini gazetelere boy boy manşet yapmak ayrı şey, o hedefin alt yapısını ve gerekli şartlarını oluşturmak için yeterli sabrı göstermek ayrı şey. Bu sezon başında aynı iddialı sözleri Barcelona ya da Lazio yöneticileri bile kendi ülkelerinde söyleselerdi, birileri çıkıp “önce oyna da bir görelim” diye terslerdi.
       Uzağa gitmeye gerek yok; UEFA şampiyonluğuna ya da ŞL’de çeyrek finale çıkana kadar kaç sezon çırpınmıştır Galatasaray, ona bakılsın. Kaç sezon gol atamadan ya da puan alamadan geçilmiştir ilk tur maçları? Önemli olan o mağlup olunan maçlar sonunda dahi “olacak, bu iş eninde sonunda olacak” diyebilmektir.
       Fenerbahçe’nin takım oyunu ve teknik heyeti taraftarına bunu dedirtebiliyor mu? (Bu sorunun cevabı da boş tribünlerdeki koltuklara uzanmış, yatıyor aslında) Üzücü olan bunlardır.
       
       Şimdi medya “rating” marka boya kalemlerini çıkartıp, “ümit”ten, daha dogrusu “hayal”den tablolar çizmeye hazırlanıyordur yine. “Biz bu Lyon’u Fransa’da yeneriz, şansımız devam ediyor…” vs. Eloğlu bunlara kanmaz da biz kendimizi kandırmaktan ne zaman vazgeçeceğiz?
       
       Efsane yuvaya dönmüş, gelecek yıl daha iyi şeyler yapabilmek için bu yılın “yerli” şampiyonluğuna koşmaya çalışmaktan başka çaresi kalmamıştır. Biz bir takım amaçlar uğruna evde pireyi deve yapmaya devam ettikçe kapıdan dışarı çıkar çıkmaz tokadı yememiz kaçınılmaz olacaktır. Yani, bu kafayla giderken hüsran allahın emri, asıl şu rating olmasa!”
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları