Home page

Haber Menüsü


Yazara e-mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
 
Euro 2004’e girerken tarihçe
 
EURO 2004’ün detayına ilerleyen günlerde gireceğiz; ama önce, turnuvanın tarihine özellikle de finallerine ve şampiyonlarına bir göz atmak hoş olur diye düşünüyorum.
 
İstanbul
NTV-MSNBC
 
31 Mayıs 2004—  Şampiyonaya az kaldı. Bundan sonraki bir ayımız bu turnuvanın haber ve yorumlarıyla dolu geçeceğe benziyor. Keşke biz de yer alabilmiş olsaydık. “Keşke” kelimesi için lise edebiyat öğretmenimin söylediklerini hatırlayıp bizim yokluğumuz konusunu es geçiyorum. Hocam “Hayatımızda hiçbir şeye faydası olmayan tek kelime, ‘keşke’dir” derdi.

   
 
       
    MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -7-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -6-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -5-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -4-
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  EURO 2004’ün detayına ilerleyen günlerde gireceğiz; ama önce, turnuvanın tarihine özellikle de finallerine ve şampiyonlarına bir göz atmak hoş olur diye düşünüyorum. Bu ilk EURO 2004 yazımın içeriği için World Soccer dergisine de teşekkürü borç bilirim.
       Kupa bugünkü statüsünü alana değin çeşitli evrelerden geçmiş. Avrupa genelinde organize edilecek bir uluslararası futbol turnuvası fikri ilk kez 1927’de bir FİFA toplantısı sırasında, Fransız Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Henri Delaunay (‘dolunay’dan aklınıza gelsin) tarafından ortaya atılmış. Ancak Delaunay’ın hayalinin somutlaşması için ta 1954’e kadar (27 yıl) beklenmiş. UEFA 1954’te kurulmuş çünkü. Ne yazık ki, üstat bu turnuvanın hayata geçişini görememiş. Delaunay, ilk organizasyonun hazırlıkları sırasında (1959-60) bu dünyadan göçünce turnuvanın kendi ülkesinde düzenlenen ilk ayağı ismen “onun anısına” oynanmış.
       
FRANSA 1960
       

       Daha ben bile doğmamışım. O zamanki adı “Avrupa Uluslar Kupası” ama ulusların çoğu katılma konusunda pek nazlı. Sadece 17 ülke, “evet” demiş. ‘Yok’ların arasında sonradan bu turnuvanın gediklilerinden olacak olan İngiltere, İtalya, Batı Almanya bile var.
       Soğuk savaş yıllarının gerginliği ile turnuvanın yarı finale kadar iki ayaklı eleme usulüyle oynanıyor olması çakışınca şampiyona neredeyse başladığı gibi son bulacakmış. Sovyetler Birliği ile İspanya çeyrek finalde eşleşmişler ama İspanya Diktatörü Franco, “Ben komünistleri bu ülkeye sokmam” diye tutturmuş. Maç oynanamamış ama, UEFA ağırlığını koyup kararını vermiş: “Sovyetler finalde” demiş.
       Final Paris’in Parc de Prince Stadı’nda ve Yugoslavya ile.
       Seyirci sayısı: 17,966.
       Sonuç: S.S.C.B.: 2 - Yugoslavya: 1
       
İSPANYA 1964
       Zaman her derde deva. Sen misin, 4 sene önce “Sovyetleri istemezük!” diyen? Şimdi ev sahibisin ve turnuvanın favorisi Sovyetlerle yine karşılaşman lazım; hem de finalde! Sıkıysa oynama!
       Final Madrid’in Bernabeu Stadı’nda ve tam 125,000 seyirci önünde oynanıyor. Sonuç bu kez SSCB için tam tersi:
       İspanya: 2 - S.S.C.B.: 1
       
İTALYA 1968
       
Turnuvaya rağbet artmakta; katılmak isteyen ülke sayısı artınca eleme grupları sistemi başlıyor. Örneğin ev sahibi İtalya finale kalabilmek için henüz içinde KKTC’si olmayan Kıbrıs’ın da yer aldığı bir gruptan çıkıyor. Ve yine ev sahipliği finale kalma konusunda uğurlu geliyor.
       Diğer finalist ise yine Yugoslavya. Ancak o zamanlar altın gol, gümüş gol, uzatma penaltıları gibi uygulamalar icat olmamış. İlk maç 1-1 bitince final 2 gün sonra aynı yerde, Roma Olimpiyat Stadı’nda 50,000 kişi önünde tekrar ediliyor. Ve İtalya turnuva tarihince (yani günümüze kadar) görüp göreceği tek şampiyonluğuna kavuşuyor.
       İtalya: 2-Yugoslavya: 0
       
BELÇİKA 1972
       

       Almanya’nın turnuvaya ağırlığını koymaya başladığı ilk yıl. Almanlar 2 sene önceki Dünya Kupası’nda üçüncü olunca, Teknik Direktör Helmut Schön takımın iskeletini değiştirip gençleşme operasyonuna gidiyor. Ve ilk kez o yıl başlayan “Turnuvanın Yıldızı” statüsüyle dünyaya çağdaş libero formatında bir de star armağan ediyor: Franz Beckenbauer.
       Sovyetler 8 sene sonra yine finaldeler ama Brüksel’in Heysel Stadı’nda 50,000 futbolsever önünde, Almanya karşısında hiç varlık gösteremiyorlar. Böylece turnuva tarihinin en farklı final sonucu ortaya çıkmış oluyor:
       B. Almanya: 3 - S.S.C.B.: 0
       
YUGOSLAVYA 1976
       
Belki de çoğunluk o sene, finalin turnuvanın favorilerinden olan S.S.C.B ile ev sahibi Yugoslavya arasında oynanacağını düşünüyordu. Ancak ikisi de yoktu finalde. Bir başka Doğu Avrupa temsilcisi, Çekoslovakya sürpriz yaparak finale çıkıyordu. Hem de ne sürpriz! Antrenör Vaclav Jezek ve yardımcısı (tanıdık bir isim) Venglos ile Çekler turnuva boyunca mükemmel bir takım oyunu sergileyerek Sovyetler’i de, 2 yıl öncesinin Dünya Kupası finalisti Hollanda’yı da yenmeyi başarıyorlar.
       Finaldeki rakipleri ise artık hem son Avrupa Şampiyonu hem de son Dünya Şampiyonu Batı Almanya’dır. İlk kez penaltılarla belirlenen final sonucuna geçmeden önce, 76’da “Turnuvanın Yıldızı”nın da bir Çek olduğunu hatırlatıp kaleci İvo Viktor’u belirtelim. Belgrad’ın Crvena Zvezda Stadı’nda 33,000 kişi önünde alınan sonuç:
       Çekoslovakya: 5 - B.Almanya: 3
       
İTALYA 1980
       
Katılımcı sayısı giderek artıyor. Ev sahiplerine elemelerden geçmeden, direkt katılma hakkı bu yıl doğuyor. İtalya ikinci kez ev sahibi. Yugoslavya’daki heyecanı yüksek turnuvadan 4 yıl sonra maçların çok golsüz (toplamda sadece 22 gol) geçmesini uzmanlar (futbolda uzman nasıl olunur? Ya da uzman olmayan var mı ki?) yeni maç statüsüne bağlıyorlar. Bu arada Almanya ekolü üst düzeyde.
       İlk maçta, Çeklerden son finalin acısını çıkartıp onları eliyorlar ve finalde Belçika gibi bir sürpriz takımla oynuyorlar. Kaptanları Karl-Heinz Rummenigge aynı zamanda “Turnuvanın Yıldızı” seçiliyor. Roma Olimpiyat Stadı’nda 48,000 seyirci önünde kim tutar Hrusbesch’i; 2 gol birden, ondan.
       B.Almanya: 2 - Belçika: 1
       
FRANSA 1984
       

       22 yıl sonra yine bir ev sahibine şampiyonluk nasip olacak. Bu şampiyonlukta en büyük pay da aynı zamanda “Turnuvanın Yıldızı” seçilen Platini’nin. Bu turnuvadaki yarı final maçı kendisinden bahsedilmeyi final kadar hak ediyor. Fransa ile Portekiz oynuyorlar. Normal süre 1-1. Uzatmada 2-1 öne geçen taraf Portekiz. 120. dakikaya sadece 6 dakika var (belki de finale önümüzdeki günlerde ev sahibiyken bile o kadar yaklaşamayacaklar) ve 1 gol ardından 119. dakikada 1 gol daha yiyerek veda ediyorlar. Final tabii ki Parc de Prince’te, seyirci sayısı 47,368.
       Fransa: 2 - İspanya: 0
       
B.ALMANYA 1988
       
Bu kupa Hollanda’nın ve Gullit, Rijkaard, Van Basten’ın parladığı kupa oldu. 1974’te ve 78’de Dünya Kupası’nda final oynayıp kaybeden Hollanda, uluslararası ilk şampiyonluğuna nihayet o yıl ulaşmıştı. “Turnuvanın Yıldızı” Marco Van Basten seçilmişti. Ve ben, tüm Avrupa Futbol Şampiyonaları içerisinde en fazla ve en güzel hatırlayacağım golü (Hakan Şükür’ün 2000’de Belçika’ya attığı o, olmayacak golü de kolay unutamam ama, estetik açıdan birazdan anlatacağım golün yerini asla tutamaz) bu finalde Van Basten attı.
       Çınarcık’ta, hemen her akşam top oynayabildiğim yılların yazlarından birine yeni girilmişti. Bir çay bahçesinde futbol tutkunu bir dolu arkadaşla birlikte seyrediyordum finali. Van Basten ikinci yarınının başlarında sağ çaprazdan o harikulade voleyi vurduğunda ve top ağlarla kucaklaştığında Hollanda, şampiyonluğunu ben de futbola olan aşkımı bir kez daha ilan ediyordum adeta. Eminim, Münih Olimpiyat Stadı’ndaki 72,300 kişi, o golü yerinde görmekle turnuva tarihinin en şanslı final seyircileri oluyorlardı.
       Hollanda: 2 - S.S.C.B.: 0
       
İSVEÇ 1992
       

       Bende nazar da yoktur ama... Aynı Van Basten 4 sene sonra yarı finalde penaltı kaçırarak turnuvanın “sonradan gelen”i Danimarka’yı finalist yapacaktı. Eleme Grubu Maçları’nda çok başarılı olan Yugoslavya, Danimarka’yı da geride bırakmış ve grup lideri olarak finallere katılmaya hak kazanmıştı. Ancak ülkedeki iç savaş, Yugoslavya Ulusal Takımı’nın turnuvaya katılmasına engel olunca grup ikincisi Danimarka’ya “gel” çağrısında bulunulmuştu. Sonrasını hatırlarsınız; ta finale kadar çıktı Danimarka. Gothenburg’daki 37,000 seyircili finalde “Turnuvanın Yıldızı” unvanına sahip Thomas Hassler bile Almanya’yı kurtaramadı.
       Danimarka: 2 - Almanya: 0
       
İNGİLTERE 1996
       
Finalist sayısı artık 16’ya çıkmıştı. Bizim “imparator”un ilk parladığı yıllardı ve biz de finallerdeydik ama ilk 3 maç sonunda veda ettik. Gruptan Hırvatistan ve Portekiz çıktı. İngilizler de turnuvaya “Futbolun Eve Dönüşü” sloganıyla hazırlanmışlardı ama onlar da finale kalamadılar. Finali eski bir şampiyonun “tamamı” ile eski bir başka şampiyonun “yarısı” oynayacaktı. Batısı ile Doğusu birleşmiş Almanya ile, Slovakya’sı ayrılmış Çek Cumhuriyeti, sizin anlayacağınız. Bu arada turnuvanın Yıldızı Matthias Sammer oldu.
       Yer elbette Wembley, seyirci sayısı 76,000
       Almanya: 2 - Çek Cumhuriyeti: 1
       
HOLLANDA/BELÇİKA - EURO 2000
       

       Avrupa Birliği, daha fazla paylaşım vesaire derken turnuva da milenyuma ilk kez çifte ev sahibiyle girmiş oldu. Biz ikinci katılışımızda ne yapacağımızı merak ederken dünya futbolseverleri de 1974’te Almanya’nın yaptığını (art arda hem Dünya hem de Avrupa şampiyonluğu) Fransa’nın da yapıp yapamayacağını merak ediyordu. “Turnuvanın Yıldızı” iki yıl öncesinin Dünya Şampiyonu Fransa’dan Zinedine Zidane oldu. Hiç kuşkusuz, turnuvanın en trajik maçı İtalya’nın Hollanda’yı 3-1’le elediği yarı final maçı oldu.
       Hollandalı oyuncular o maçta adeta penaltı kaçırma ve topu direğe nişanlama yarışına girmişlerdi. İyi oynayan kaybetmiş, sinir edici taktiğiyle İtalya finalde Fransa’nın karşısına çıkmıştı.
       Rotterdam De Kuip Stadı’nda 50,000 seyirci vardı. Skor 40 yıllık turnuva tarihinin en çok elde edilen skoru oluyordu.
       Fransa: 2-İtalya: 1
       Bakalım 2004’te neler olacak...
       Lisedeki edebiyat hocam kusura bakmasın ama, bizim yokluğumuz içimi kemirdikçe, ben de “keşke” demeden edemiyorum işte.
       
       
 
       
    MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -3-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları -2-
MSNBC News Tayfun Öneş'in tüm yazıları
 
     
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları