Home page
Haber Menüsü


Burak Cop'a e-posta atmak için tıklayın
e- posta atmak için resmin üzerine tıklayın
 
Türkiye-Suriye-İsrail üçgeninde ilginç tesadüfler
 
Son aylarda Türkiye’nin Suriye ve İsrail’le ilişkilerinde hareketlilik yaşanıyor.
 
Burak Cop
NTV-MSNBC
 
2 Temmuz—  1998 yılının Ekim ayında imzalanan Adana Mutabakatı’nın ardından gelişmeye başlayan Türkiye- Suriye ilişkileri, son dönemde askeri alanda işbirliği girişimlerine de sahne olmaya başladı. Buna karşılık, Türkiye’nin kısa süre önce M-60 tanklarının modernizasyonu için anlaştığı İsrail, yüksek maliyet gerekçesiyle, Türkiye’den su alımı projesinden vazgeçebileceğinin işaretlerini vermeye başladı.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  İsrail’in bu tutumunu şöyle yorumlamak sanırız abartılı olmaz: İsrail, Türkiye’nin Suriye ile yakınlaşmasından duyduğu rahatsızlığı bu yolla ifade ediyor.
       Suriye Genelkurmay Başkanı Hasan Türkmeni’nin 19 Haziran’da Türkiye’yi ziyaret etmesinin ardından iki ülke arasında ilk kez bir askeri anlaşma imzalandı. Bu anlaşma uyarınca her yıl belli sayıda Suriyeli subay Türkiye’ye kabul edilecek.
       
SURİYE- TÜRKİYE ARASINDA İYİ KOMŞULUK DÖNEMİ
       
1998’de imzalanan Adana Mutabakatı sonucu Suriye’nin terör örgütü PKK’dan desteğini çekmesi, bu ülkeyle Türkiye arasında iyi komşuluk dönemini başlatmıştı. Suriye Devlet Başkan Yardımcısı Abdülhalim Haddam’ın 2000 yılı Kasım ayında Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret, ilişkilerin düzeldiğinin en açık kanıtıydı.
       Türk ordusunun, geçtiğimiz Şubat ayında Suriye sınırındaki mayınları temizlemeye başlaması da, Suriye Genelkurmay Başkanı’nın ziyaretine giden yolda önemli ve olumlu bir adımdı.
       
“YAKINLAŞMA İSRAİL’İ MEMNUN ETMEZ”
       
Su meselesi ve Hatay ‘sorunu’ gibi konularda bazı sıkıntılar sürse de, Türkiye ile Suriye arasındaki yakınlaşmanın devamı, İsrail’i rahatsız ediyor.
       ABD’li bir ‘think tank’ kuruluşu tarafından 18 Haziran’da Washington’da düzenlenen bir toplantıda konuşan siyaset bilimi profesörü Malik Müfti de bu gerçeğin altını çiziyor: Müfti’ye göre, Ankara- Şam yakınlaşması İsrail’i memnun etmez ve geçmişte İsrail’le yakınlaşma sonucu Ortadoğu’daki diğer aktörlerle ilişkileri bozulan Türkiye, şimdi bu durumun tam tersiyle karşı karşıya bulunuyor.
       Ayrıca, uluslararası strateji uzmanı Bleda Kurtdarcan’ın da belirttiği gibi, tank modernizasyonu projesine 800 milyon dolar fiyat biçtiği halde Türkiye’nin isteği üzerine 650 milyon dolarlık bir “fatura” çıkaran İsrail, benzer bir adımı su alımı projesi konusunda Türkiye’den bekliyor. Dolayısıyla, bu 3 ülke arasında son zamanlarda tanık olduğumuz yoğun trafiği 2 boyutta ele alabiliriz: su ekseni ve tank ekseni...
       
SU EKSENİ
       

       Türkiye ile İsrail arasında su alım-satımı konusunda kısa süre öncesine kadar yapılan görüşmelerde, Türkiye’nin yılda 50 milyon metreküp su ihraç etmek suretiyle, İsrail’in yıllık tüketiminin yüzde 2.5’ini karşılaması öngörülüyordu. İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesindeki verilere göre 1 milyar 700 milyon metreküplük su kaynağına sahip olan bu ülke, gelecekte su sıkıntısına maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
       Özden Bilen’in ‘Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye’ isimli eserindeki verilere göre, bu ülke, toplam su kaynaklarının % 60’ını oluşturan yeraltı sularının 360 milyon metreküpünü Akdeniz sahilinden, 600 milyon metreküpünü ise Batı Şeria’dan elde ediyor: İsrail, biraz da su faktöründen ötürü, gelecekte kurulacak Filistin devletine Batı Şeria’nın tamamını bırakmamaya niyetleniyor ve bölgede kurulan Yahudi yerleşimleriyle “elini güçlendiriyor”.
       Deniz suyunun arındırılması, yapay yöntemlerle yağmur yağdırma, israfın azaltılması ve tasarruf gibi önlemlerle kısıtlı su kaynaklarını korumaya çalışan İsrail’de, “Bir damla bile israf etmeyin” sloganı bu ülkenin ulusal politikasını ifade ediyor.
       
SURİYE’YE GELİRSEK...
       Su ekseni, gelişme yolundaki Türkiye- Suriye ilişkilerinin hala kırılgan boyutunu oluşturuyor. Türkiye’nin Fırat nehri üzerinde inşa ettiği barajları bir nevi tehdit olarak algılayan Suriye, kendi topraklarında doğup Türkiye’de denize dökülen ve Fırat’ın % 8’i oranında su taşıyan Asi Nehri üzerinde kurduğu baraj aracılığıyla, Hatay ilindeki Amik ovasında her yaz büyük sıkıntı yaşanmasına sebep oluyor.
       Türkiye’nin 1987 yılında Suriye’ye saniyede en az 500 metreküp su vereceğini taahhüt etmesine ve bu sözüne sadık kalmasına rağmen, bu ülke, su meselesini bir gerginlik kaynağı olarak gündemde tutmaya devam ediyor. Suriye, “sınıraşan suların her ülkenin göstereceği ihtiyaca göre bölüşümü” şeklinde, uluslararası hukukta emsali görülmeyen bir yaklaşımın uygulanmasında ısrar ediyor.
       
TANK EKSENİ
       Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) elinde bulunan M-60 A1 tanklarından 170 tanesinin, maksimum yerli katılım ve (buraya dikkat) teknoloji transferiyle modernizasyonu için, İsrail’le başta 800 milyon dolarlık bir anlaşma yapılmıştı. Ancak, başka firmalardan ihalede yalnızca İsrail’in yer almasına gelen tepkiler, İsrail’in Filistin’e saldırısının Türk kamuoyunda yarattığı tepki ve Türkiye’deki ekonomik krizle birleşince, yeni bir ihale açıldı.
       Yeni ihaleyi yine İsrail kazandı çünkü en iyi modernizasyon ve teknoloji transferi teklifi İsrail’den geliyordu. Ancak, yeni ihalede, yapılacak işin bedeli 800 milyon dolardan 650 milyon dolara indi. Şimdi ise İsrail, bu 150 milyon dolarlık indirime karşı, Türkiye’den su alım maliyetinin yüksek olduğunu belirterek üstü örtülü bir şekilde benzer bir indirimi talep ediyor.
       
       
       
       
       
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları