Home page
Haber Menüsü


Gebelik eğitimi
Gebelik eğitimi doğumun sağlıklı bir biçimde gerçekleştirilmesinde büyük rol oynuyor.
NTV
    22 Ekim —  NTV Sağlık Raporu’na konuk olan Kadıköy Şifa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Tanju Demirören ve Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nüzhet Doğan gebelik eğitimi ile ilgili bilgiler verdiler.  

   
 
       
    Internet Sites NTV sağlık raporu
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Öncelikle hamilelik sırasında vücuttaki değişiklikleri açıklayan Kadıköy şifa Hastanesi kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Tanju Demirören “gebelerde anatomik, fizyolojik ve psikolojik pek çok değişim oluyor” dedi. Opr. Dr. Demirören konu ile ilgili şunları açıkladı: “Bunlar içerisinde gebenin günlük yaşamına en fazla yansıyanlar dolaşım ve solunum sistemine ait değişiklikler. Mide, bağırsak sistemindeki değişiklikler. Gebeliği değerlendirirken üç ayrı döneme ayırıyoruz. İlk üç ay farklı sorunlar, ikinci üç ay farklı sorunlar ve son üç ayda daha farklı sorunlar oluyor. Genellikle ilk üç aylık dönemde sindirim sistemiyle veya kokuya aşırı hassiyetle, gıdalara karşı bir isteksizlik, gebelik bulantıları hanımları en fazla rahatsız eden sorunlar ediyor. İkinci üç ay nispeten rahat geçiyor, ilk üç aya göre... Ama burada da eşlik eden gece krampları olabiliyor. Uyku problemleri ufak ufak başlayabiliyor. Son üç ayda artmış gebelik yüküyle birlikte bel ağrıları, sırt ağrıları, yine gece uykularının düzensiz oluşu veya uyku sorunları en fazla aldığımız şikayetler.”
       
GEBELİK DÖNEMİ KORKULARI
       “Hamilelerin gebelik ve doğum dönemi süresince uygun psikolojik hazırlıklarının çok değerli bir sakinleştirici olduğunu biliyoruz” diyen Opr. Dr. Demirören, gebelik döneminde kadının yaşadığı doğum korkularlarıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Motive olmuş ve gerekli eğitimi almış, doğum hakkında bilgilendirilmiş gebelerin diğer gebelerden 3’te 1 oranında daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duyduğunu da biliyoruz doğum esnasında. Benim bu konudaki önerim, fısıltı gazetelerinden çok uygun ağızlardan, tıbbi bir ağızdan gerekli bilgilerin alınması. Bunun da en güzel yolu herhalde hamile eğitim programları. Çünkü hamile eğitim programlarında gebelik ve doğum hakkında en ufak detaya kadar, akıllarında oluşan bütün soru işaretleri yanıtlanıyor. Gebelerin eğitimi, bu bilinmezliğin giderilmesi korkularını da azaltıyor.”
       “Bilinçli olarak beslenmesinden doğum eylemi esnasındaki davranışlarına kadar pek çok konuda bilgi veriyoruz gebelerimize” diyen Opr. Dr. Demirören söyle devam etti: “Dolayısıyla bütünüyle hamileliğini rahat geçirmesini sağlıyoruz. Ve doğum eylemi başlamadan evvel aklındaki soru işaretleri giderildiğinden korkuları da büyük ölçüde giderilmiş oluyor.”
       “Doğum esnasında uygulanacak çeşitli tıbbi yöntemler, ağrıların ne olduğu, ne şiddetle olduğu, anlatılanlar kadar ciddi olup olmadığı her zaman gebelerde bir soru işareti oluyor” diyen Opr. Dr. Demirören, “doğum eylemini detay olarak gebelere vermek, uygulanabilecek tıbbi yöntemleri açıklamak korkularını gideriyor” dedi.
       
GEBELİK EĞİTİMİ PROGRAMINA KATILMA ZAMANI
       Normalde tıbbi sıkıntıları olmayan hanımların en başından itibaren gebelik eğitim programına katılabileceğini vurgulayan Opr. Dr. Demirören ilave ediyor “ama düşük tehdidi riski olanlar için hekimiyle birlikte düşük tehdidi riskinin kalktığı dönem sonrası bu programa katılmaları uygun olabilir, fakat bu kararı hekimiyle birlikte vermesi lazım, bizim şu haftadan sonra uygun olur dememiz, mümkün değil” dedi.
       Hamilelik eğitim programına gebeliğin başından itibaren başvurulabileceğini belirten Opr. Dr. Demirören, “egzersizler için ikinci üç aylık veya son üç aylık dönemde uygun bir programa başlanabilir, ama hamile eğitimi gebeliğin başından itibaren başlar” dedi.
       
AĞRININ GİDERİLMESİ YÖNTEMLERİ
       “Solunum egzersizleri yaptırılıyor, masaj teknikleri anlatılıyor” diyen Opr. Dr. Demirören daha konforlu bir doğum için şunları anlattı: “Özellikle burada eşlerin rolü çok önemli. Gevşeme teknikleri öğretiliyor. Ekibe karşı oluşan güvenle birlikte doğum esnasında ağrı önemli oranda azaltılabiliyor.”
       Doğum korkusunu giderme konusunda ise Opr. Dr. Demirören şu açıklamaları yaptı: “En önemli unsur bence bir ekibe dahil olarak gebelik eğitim programına dahil olarak ve sık sık ekip değiştirmeden güvenebileceği bir ekipte kalarak doğumu gerçekleştirmek.”
       
HAMİLELİK ÖNCESİ TETKİKLERİ
       “Hamilelik öncesi tabi ki tetkik edilmesi gereken pek çok konu var” diyen Opr. Dr. Demirörenkonuyla ilgili şunları söyledi: “Biz rutin olarak, hepatit B, toksiplazma dediğimiz parazit ve kızamıkçık için gerekli testleri yapıyoruz. Burada araştırılan gebenin bu hastalıklara açık olup olmadığı veya koruyucu bağışıklığın olup olmadığı... Kızamıkçık için eğer koruyucu bağışıklığı yoksa, küçüklükte geçirmemişse, mutlaka aşı ve üç ay gebe kalınmamasını öneriyoruz. Ondan sonra hamileliğe izin veriyoruz. Tabi sadece enfeksiyon hastalıkları değil, basit kan, idrar tahlilleri, kan grubunun kesin tesbiti, papsümir dediğimiz testin mutlaka yapılması. Ve bir jinekolojik muayene tabi herşeyden önemlisi. Yumurtalıkta ve rahimde herhangi bir hastalığın olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Gastrit tedavisi daha oluşacak gebeliği etkilemez.”
       
DOĞUM EKİBİ
       Gebelikte sıkça görülen bir şeyin, hanımların gerekli tatmini alamadıkları endişesiyle sık sık ekip değiştirme eğiliminde olması olduğunu belirten Opr. Dr. Demirören şunları söyledi: “Tabi ki bu da gebelirimizi tam güvenin oturmadığı bir ekiple doğum yapmak sonucuna getiriyor. Önerim, en başından düzenli olarak güven duydukları bir ekiple; ekip deyince sadece kadın-doğum uzmanı yok. Anestezisi var, fizyoterapisi var... Bu bir ekip işi. Bütün bu insanları tanımak, onlarla doğum öncesinde belli bir iletişim kurmak çok önemli.”
       
SOLUNUM EGZERSİZLERİNİN TEMEL YARARLARI
       “Bu konuda en sık uygulanan epidural anestezi” diyen Opr. Dr. Demirören solunum egzersizleri ile ilgili şunları söyledi: “Epidural anesteziyle doğum yapacak olan bir gebenin, hamile eğitim programına katılmamasını gerektirmiyor. Çünkü, gebelerin solunumunu, nefesini dikkatli kullanması, ıkınması gerektiği zamanda bizlerle corporel olabilmesi, bizi anlayabilmesi ve istediklerimizi uygulayabilmesi de çok önemli. Onun için ağrısız doğum yapacak olsa dahi gebelerin böyle bir programa katılması uygun olur diye düşünüyorum.”
       
SEZARYEN
       “Hamile eğitim programlarında tek başına uğraştığımız, doğum esnasındaki ağrının giderilmesi değil” diye belirten Opr. Dr. Demirören, sezaryen ile ilgili olarak şunları söyledi: “Biz gebelere gece rahat uyuyabilecekleri en güvenli pozisyonları öğretiyoruz. Oluşabilecek krampları, ayak kramplarını gidermek için germe egzersizleri yaptırıyoruz. Yani, aslında hamileliğin de konforlu geçmesini sağlıyoruz. Nihai amaç doğum gibi gözükse de hamileliğin huzur içinde geçmesi için önemli bir faktör diye düşünüyorum.”
       
UYKU
       “Bu dönemde bizim tarif ettiğimiz, kendilerine anlattığımız pozisyonlar var” diyen Opr. Dr. Demirören rahat uyku pozisyonları ile ilgili olarak: “Bir kaç yastıkla desteklenerek en uygun pozisyonları öğretiyoruz.”
       
BABALAR
       Bu eğitim programlarına, annelerin yanısıra babaların da gelmesi gerektiğini vurgulayan Opr. Dr. Demirörenşunları söyledi: “Tabi ki, bir gebenin motivasyonunda en önemli aktör eşleri. Eşlerinin sürekli yanlarında olması, gebeliği eşleriyle birlikte paylaşması çok önemli. Çünkü doğumda babalar bir koç rolü üstleniyor. Eşlerinin yanında nefes egzersizlerini birlikte evde çalışıyorlar. Doğum eylemi esnasında babaların psikolojik desteği, eşlerinin yanında olması bizim için çok önemli.”
       “Eşler de bu konuda oldukça istekli” diyen Opr. Dr. Demirören şöyle ilave etti: “Onlar da artık eşleriyle birlikte bulunmaktan, eşleriyle birlikte doğumu paylaşmaktan hoşlanıyor gözüküyorlar. Eskiden oluşmuş hanımların tek başına yaptığı doğumlar azalıyor gözüküyor.”
       
GEBELİKTE ALINAN KİLOLAR
       Gebelikte alınan kilolar ile ilgili olarak ise Opr. Dr. Demirören şu açıklamaları yaptı: “Gebelerimizin alması gereken kilo, tamamen gebeliğin başlangıcıyla ilgili. Kendi boyu ve yaş grubu içinde normal kiloda olan hanımlar için konuşacak olursak, en az 9, en fazla 14 kilo alınmasına izin veriyoruz. Ortalaması 12 kg... Ama bunun daha altında kilo alıp, sağlıklı doğum yapan anneler de oluyor. Bunlar tamamen mevcut hastalıkları veya bizim bazen uygulamak zorunda olduğumuz diyetlere bağlı olarak gelişiyor.”
       
BESLENME
       Beslenme konusunda ise Opr. Dr. Demirören şunları söyledi: “Asla iki kişilik yemek yememeleri... Yaklaşık 2200 kalori... Gerçi bu gebelik haftalarına veya gebeliğin dönemine göre değişebiliyor. 2200 kalorilik bir diyete uymaları... İlk üç ayda mide bulantıları sebebiyle yeterli gıdayı alamadıklarını düşünmemeli. Bu konuda özellikle sıkıntıları olduğunu görüyoruz. İlk üç ay sindirim sistemi açısından oldukça sıkıntılı bir dönem oluyor. Onun için de hekimleriyle konuşup, kendileri için en uygun diyeti almalarını öneriyoruz”
       
HEPATİT B
       “Hepatit B taşıyıcılığı konusunda çok detaylı testler yapıp, doğum esnasında bebeğinize geçip geçmeyeceği riskinin iyice belirlenmesi ve doğumdan hemen sonra aşı yaparak bebeğin korunması en uygun yoldur” diyen Opr. Dr. Demirören “doğumu etkilemez, sadece savunma sistemi henüz gelişmemiş bir bebeği bu hastalıktan korumak için aşı ve imiglabinin hemen yapılması gerekir” dedi.
       
EGZERSİZ
       Gebelik eğitimi konusunda Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nüzhet Doğan ise şunları söyledi: “Öncelikle anne adaylarının kadın doğum uzmanlarınca değerlendirip, onlardan herhangi bir egzersiz için risk taşımadıklarına dair olur almaları gerekiyor. Daha sonrasında anne adaylarının kas, iskelet yapısını değerlendiriyoruz. Herhangi bir patoloji olup olmadığına dair. Bu değerlendirmemizden sonra da adayları 1 ve 13 haftalık, 13 hafta ve 26 haftalık, 26 ve 40 haftalık gebelik olmak üzere üç gruba ayırıyoruz. Bu gruplar için planlanan egzersiz tipleri ve süreleri değişiyor. Özellikle posturde, yani genel duruşta olan değişikler nedeniyle, posturün düzeltilmesine yönelik egzersizler ön planda oluyor. Yine güçlendirmeye yönelik egzersizler boyun, omur, kollarla başlanıyor. Daha sonra bacak, basen ve karın bölgesine iniyor. Asıl önemlisi daha sonra apış arasında yeralan kaslarımız. Bu kasların gevşetilmesi, güçlendirilmesi egzersizlerine geçiliyor. Daha sonrasında da nefes alma egzersizleri. Artık son üç ay da çok önemli olduğu için bu eğitime geçiliyor.”
       
KAS İSKELET SİSTEMİ SORUNLARI
       Hamilelikle birlikte tüm sistemlerde değişiklikler meydana geldiğini belirten Uzman Dr. Doğan “kas, iskelet sisteminde de çok büyük değişiklikler oluyor” dedi. Uzman Dr. Doğan konu ile ilgili şunları söyledi: “Özellikle rahim hacminin artmasıyla bir defa anne adayında ağırlık merkezinde değişiklik meydana geliyor. Bu, öne doğru geçiyor. Öne geçişle birlikte beldeki kaviste bir artış meydana geliyor. Artışla birlikte bazı kaslarda kısalmalar, bazı kaslarda gevşemeler oluşabiliyor. Bu nedenle de bazı bölge kasları kuvvete aşırı yükleniyor. Dolayısıyla bazı kaslara germe, bazılarına güçlendirme yönünde çalışmamız şart oluyor. Yine annenin daha öncesinde fıtık gibi, beldeki bir takım patolojilerin doğum sırasında ağrılı sonuçlara neden olabiliyor.”
       
KİMLER YARARLANAMIYOR?
       “Öncelikle kesinlikle olmaması gereken bir grup var, onlar, vaginal kanaması olan hanımlar” diyen Uzman Dr. Doğan konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Yine, çok ağır kalp hastası olan hanımlar. Plasenta denilen patolojiler. Bizim almamamız gereken gruplar. Bir de alabildiğimiz ama biraz dikkatli olmamız gereken gruplar ise çoğul gebelikler. Çoğul gebeliklerde özellikle çok güçlendirici olan egzersizlerin ağırlığı az takılıyor. Ama bu gruplarda mutlaka yine nefes egzersizleri, relaksasyon egzersizleri mutlaka öğretiliyor.”
       
SIRT AĞRILARI
       “Gebe özellikle ağrının çok yoğun olduğu, bizim akut dönem dediğimiz dönemi yaşıyorsak genelde yatak istirahatini ve bu bölgeye sıcak uygulamaları tavsiye ediyoruz” diyen Uzman Dr. Doğan, ağrılarla ilgili olarak şu açıklamaları yaptı: “Altıncı ayda, eğer ağrı çok fazla ise artık bizim nostoreid veya miyorilakson dediğimiz ilaçları da düşük dozda veriyoruz. Yoğun ağrılı dönemde iseniz, doktorunuz izin verirse, başlayabilirsiniz. Yine ağrılı dönem geçtikten sonra sırt kaslarını güçlendirmek, daha sonraki aşamalarda ağrı hissetmenizi de önleyecektir.”
       
BEL FITIĞI SORUNU
       Annenin bel fıtığı yaşaması egzersize katılmaması için bir neden değil diye belirten Uzman Dr. Doğan bel fıtığı sorunu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Tabi ki egzersize alabiliyoruz. Yalnız çok ağrılı ve akut dönemde olmaması gerekiyor hastamızın. Bu dönemde her zaman dinlenmeyi, sıcak uygulamaları tavsiye ediyoruz. Ağrılı dönemi geçirdikten sonra egzersizleri almamız şart. Çünkü karın kaslarının güçlendirilmesi, basen kaslarının güçlendirilmesi, bundan sonraki patolojilerin yaşanmasını, ağrıların yaşanmasını önlüyor.”
       
SOLUNUM EGZERSİZLERİNİN YARARLARI
       Aslında solunum egzersizlerinin doğumun her safhasında kullanıldığını belirten Uzman Dr. Doğan şunları söyledi: “Doğumun başlangıç döneminde, yani rahim boyunun genişlemesi sırasında anne adayının kendisini çok gevşek bırakması gerekiyor, başlangıçta. Bu öncelikle çalışmalar relaksasyon teknikleri, gevşeme teknikleriyle programda yeralıyor ve bu şekilde öğretiliyor. Genişleme döneminde anne adayının sadece göğüs kafesinde minik bir oynamanın meydana gelmesiyle yeterli nefes dediğimiz nefesi kullanmasını istiyoruz. Çünkü diyafram dediğimiz kas aslında göğüsle karnı birbirinden ayıran bir kas. Eğer çok derin nefes alırsa, rahim boyunun genişleme döneminde, diyafram rahmi aşağıya doğru ittiriyor ve genişlemeyi aslında önlüyor. Ne kadar yüzeyel alırsak nefesi, dolayısıyla genişleme döneminde rahim boynunu rahatlatmış oluyoruz ve hızla genişlemeye yardımcı oluyoruz. Dolayısıyla anne adayı bu sırada yüzeyel nefeslerle sancısını da azaltabiliyor. Rahatlama, gevşeme tekniğiyle de hızla gevşemesine, genişlemesine yardımcı olmuş oluyor. Aslında en son dönem dediğimiz artık çocuğun dışarı atımı döneminde ise artık bunun tersini istiyoruz anneden. Ağrı geldiğinde annenin tamamen doğuma yardımcı olması gerekiyor. Bu sefer, diyaframı artık aşağıya doğru iterek, derin bir nefes alarak rahim üzerine bir baskı uygulayacak, karın kaslarını da bu arada sıkacak ve çocuğu aşağı doğru itmeye çalışacak. Bu da aldığı derin nefesi tutarak aslında gerçekleştiriliyor. Sıklıkla da kullanılan terminoloji aslında derin derin nefes alıyoruz, sonra bu nefesi tutuyoruz, evet şimdi itin, itin, tarzında ifade ediliyor. Tabi bunların ne demek olduğu daha önce çalışılırsa ve bu tabi ki bir simülasyon şeklinde doğumu taklit ederek başında anne bunu yaşarsa, olaya çok daha konsantre olabiliyor ve olayı kolaylaştırabiliyor.”
       
GEBELİK SONRASI EGZERSİZ
       Gebelik sonrasıda egzersizi öneren Uzman Dr. Doğan şunları belirtti: “Gebelik sonrasında da grupları ikiye ayırıyoruz. Normal doğum yapanlar ve sezaryen sonrası şeklinde. Sezaryen doğum sonrasında bizim ilk günlerde yapabileceğimiz şeyler var. Anne genel anestezi aldıysa, nefes alma teknikleri, hapşırma,öksürme teknikleri annenin canını çok yakmadan mutlaka öğretilmeli. Bunlar, doğum sonrası zatürree riskini azaltma açısından birinci sırada yeralan egzersizlerdir. Yine özellikle bu yarım bölümde olan ağrıyı azaltmak amaçlı bir takım cihazları kullanarak dikişli yerin ağrısını da azaltabiliyoruz. Dolayısıyla erken dönemde anneyi ayağa kaldırmış, dolaşımına yardımcı oluyoruz. Yine bağırsaklarındaki hareketin bir an önce devreye girmesi, annenin mobilizasyonuyla sağlandığı için bu aşamaları çok hızlı gerçekleştiriyoruz. Bu da doğumdan birinci, ikinci günden sonra hemen başlıyor. Tabi daha sonrasında planlanan egzersizler, artık annenin eski kondisyonunu kazanmaya yönelik olacaktır. Alınmış kiloların çabucak geriye verilebilmesi açısından tabi ki erken dönem egzersizler ön plana çıkıyor. Normal doğum yapmışlarda biraz daha kolay bizim işimiz. Çabucak kondüsyon egzersizlerine, kuvvetlendirici egzersizlere geçebiliyoruz. Ama sezaryen sonrasında bu egzersizler biraz zaman istiyor. Artı sekiz hafta kadar beklemek gerekiyor. Bu grupta da pelvik kaslarını güçlendirici egzersizler: Bunlar apış arası kasları. Bunlar niçin çok önemli. Özellikle idrar tutamama problemlerini annenin yaşamaması, yine seksüel aktivitelerine düzenle dönebilmesi için bu kasların kontrolünü öğrenmesi gerekir. Bu da ancak güçlendirici egzersizlerle mümkün olabiliyor. Bunları erken dönemde öğretebiliyoruz, sezaryen sonrasında da.”
       
PELVİK BÖLGEDEKİ KASLAR
       Pelvik bölgedeki kaslar, nasıl etkilendiği konusunda ise Uzman Dr. Doğan, şöyle söyledi: “Bir defa hamilelik döneminde de pelvik kaslarına aşırı bir yük biniyor ve aşırı bir gerginlik yaşıyor bu kaslar. Eğer relaksasyon egzersizleri de öğretilmediyse, doğum sırasında ciddi travmalar yaşayabiliyoruz kaslarda. Yine, doğum sonrasında bu kaslar kesiliyor bazen. Kesilen kasda ciddi güçsüzlükler yaşanıyor. İyileşme döneminden sonra eski güce kavuşturmak ancak egzersizle mümkün olabiliyor.”
       
 
       
    TOP5 Sağlık için sevilmeyen yiyecekler tüketiliyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları